İyi bir teknik adam oynadığı maçlardan ders çıkartan bir teknik adamdır. Sonuç ne olursa olsun kazansın ya da kaybetsin maç sonrasında analizi doğru yapabilmelidir.
Sivasspor maçından sonra Prandelli ileriki maçlarda da bu sistemle oynayabiliriz deyince "Eyvah" dedim. İnşallah Arsenal'e karşı da aynı dizilişle oynamaz.
Çünkü o sistemin Galatasaray'a hiç uygun olmadığı Sivas maçında çok net görülmüştü. Sivasspor'un 8 tane gol pozisyonuna girdiğini düşünürsek Arsenal'in neler yapabileceğini tahmin etmek zor olmazdı.
Bunu göremeyen bir hocanın Galatasaray takımında işi yoktur.
Sneijder'i sıradan bir ön libero yapmak Galatasaray'a hiçbir şey kazandırmaz.
Orta sahanın en etkili oyuncusu Melo'yu stopere çekmek Galatasaray'a bir şey kazandırmaz.
Böylesine bir maçta orta sahayı kalabalık tutmak gerekirken çift forvetle oynamak da Galatasaray'a bir şey kazandırmaz. Eğer dün akşam Arsenal'in bir anlık dalgınlığı sonrasında kaleci atılmasaydı Galatasaray tarihinin en ağır yenilgilerinden biriyle karşı karşıya kalabilirdi.
İkinci yarı başlarken Prandelli'nin 4'lü savunmaya dönmesi maçta yaptığı tek olumlu hareketti. Ama bu değişiklik de doğal olarak sonucu değiştirmedi.
Çünkü atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmişti. Maç zaten ilk devre sona ermişti. Bu saatten sonra bu görüntüsüyle Galatasaray'ın gruptan çıkma şansı yok. Yapabilecekleri en iyi şey Anderlecht'i geçip 3. olmaktır.
MAÇIN EN iYiSi WELBECK
Hızıyla G.Saray'ın başını döndürdü.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ MELO
Welbeck karşısında çok ağır kaldı.
Serkan Korkmaz: Umut!
Maçın havasına sosyal medya sayesinde erken girdim. En etkilendiğim Tweet, milyonlarca takipçisi olan UEFA'nın resmi Twitter hesabından paylaşılandı. "2000 UEFA Kupası finalini hatırlayanlar RT'lesin" diyordu UEFA. RT rekoru kıran bu mesajla hayli duygulanmıştım.
Zarif bir şekilde Arsenal-G.Saray maçına dikkat çekiliyor, Türk Futbolsever'e göz kırpılıyordu. "14 yılda nereden nereye gelindi?" diye bir geyiğe hiç girmeyeyim en iyisi. Üçlü savunma vesaire eleştirilerine de. "Mor Forma" konuşsam daha iyi.
Beğendim... Lisemin (İzmir Atatürk Lisesi) renklerindeki formayı beğenmemem söz konusu değildi gerçi. Arsenal'in "sesli harf fakiri" ismiyle dalga konusu olan kalecisinin, sebebiyet verdiği yersiz penaltı ve gördüğü kırmızı karta kadar yazmış olduğum her şeyi sildim.
GÜÇLÜ YÖNETİM GELİR Mİ?
Sebebi maçın gidişatında bir kırılma beklediğimden falan değildi elbet. İçim sıkılmıştı. Maç esnasında sosyal medyada "Prandelli'yi de al, git" diye yazan Galatasaraylılar'ın, "Yanal'ı da al, gel", "Denizli ile aş da gel" diyebilecekleri bir başkan adayları dahi yoktu.
Şüphesiz ki; Londra'da Arsenal'e yenilmek, Dünya'daki hiçbir takım için hazmı zor bir durum değil. Sorun; zaferler alışkın bir camiadaki çaresizlik ve umutsuzluk hali. Bu durumu tersine çevirebilecek yeni bir yönetim, güçlü bir başkan beklentisi kimsede yok.
Takım; şişirilmiş yerliler, gözde yabancıların, sözde performanslarından ibaret. Wenger'in Arsenal'de 18. yılını doldurduğu günde, tam bir yıl önce (üçüncü gelişinde) kovulmuş Terim ise maçı, benim gibi sadece izledi...
Onu kovanların önce kalış, sonra kaçış planları... Kaçanları istemeye istemeye tutmaya çalışanlar, -hatta- kapılarında yatanlar...
Ne yazık ki bu tabloda, Galatasaraylılar için "Umut" sadece bir futbolcu ismi. Bu yazıyı DSmart'a ithaf ediyo rum. Maçın son bölümünde skorbordu vermedikleri için teşekkürler...
Mert Aydın: Utaka değil Welbeck
Teknik direktörler zaman zaman dizilişte değişiklik yaparlar.
Sakatlıklar ve formsuzlukları neden olabilir buna.
Ama eldeki stoper sayısı belliyken 3 stoperle oynamaya çalışmak, hele bunu Arsenal deplasmanında yapmaya çalışmak intiharla eşanlamlı.
Prandelli, üçlü savunmayı denediği Sivasspor maçında Utaka'nın kaçırdıkları nedeniyle bir felakete dönüşmemişti.
Melo stoperde olmaz
Bir de üstüne sezon başından bu yana Galatasaray orta sahasının tek formda adamı olan Melo, stopere çekilip verimini kaybediyordu.
Ama dün gece Prandelli, sahaya yine aynı düzende çıktı.
Galatasaray'da belki Sneijder, Pirlo rolünde iyiydi ama ileride Wesley Sneijder rolünü oynayacak kimse yoktu.Bu durumda basit hatalar ve araya atılan her top, Sivasspor maçında olduğu gibi pozisyona dönüştü.
Utaka yerine Welbeck olunca bu pozisyonlara giren, işin sonu iyi olmadı.
Melo o kadar şaşırmıştı ki ikinci golde kırmızı kartlık faul yapmaya çalıştı.Welbeck düşmeyince golü attı.
Ikinci yarıya daha önce başladı Galatasaray. Ama bunun cezasını çekmesi kısa sürmedi.
Avunmak gereksiz
Bu ileri gidişin hediyesi ise kazanılan penaltı oldu. Sadece penaltı değil yanında bir de kırmızı kart vardı. Evet, yeni transfer Ospina, Szczesny'den çok daha iyi file bekçisi ve müthiş kurtarışlar yaptı ama 10 kişi kalan Arsenal'in dengesi bozuldu.
Son yarım saatle avunmak değil ilk 60 dakikayla düşünmek gerekir. Cesare Prandelli çapında bir teknik adamın böyle bir dizilişin yaratabileceği felaketi öngörebilmesi gerekiyordu.
Levent Tüzemen: Aslan, 'Avrupa ruhunu' kaybediyor
Galatasaray Avrupa'da zaferlerini hep cesur oynayarak, rakipten korkmayarak kazanmıştır. Kaybettiği maçlarda bile asla teslimiyetçi bir ruh sergilememiştir. Çünkü Avrupa zaferlerine imza atan hocalar oyunculara korkmamayı, cesur oynamayı aşılamışlardır. Çökmüş İtalyan futbolunun zihinsel olarak tükenmiş ama kendilerini kaf dağında gören İtalyan hocalar yüzünden G.Saray Avrupa'da uzun aradan sonra Terim'le yeniden yakaladığı "Avrupalı ruhunu" kaybediyor.
Başkan Ünal Aysal'ın takımın başına musallat ettiği vizyonsuz, maceracı, inatçı İtalyan hocalar sayesinde Galatasaray sıradanlaşıyor...
Prandelli için "İnatçıdır" diyorlar. O inatçılık G.Saray'a zarar veriyor. Görünen köy kılavuz istemezmiş. Sivas maçında 3-5-2 sisteminin yol açtığı zafiyette Utaka ile Atıf eğer Welbeck- Alexis Sanchez olsaydı Emirates'deki facia TT Arena'da yaşanırdı. Sivas'tan daha çabuk, daha hızlı ve daha kaliteli bir takıma karşı 3-5-2 oynanır mı? Oynamakta inat edersen Arsenal de adamı böyle rezil eder..
Selçuk-Melo ikilisi Galatasaray'da tarihe geçti. Melo'yu hızlı ve uzun boylu Welbeck'le eşleştirirsen M.United'ın "Kabız golcü" diye kovduğu adamın hat-trick yapmasını sağlarsın. G.Saray geçen yıl Juventus'u TT Arena'da yenerken golü Sneijder atmıştı. Gol atan, attıran Sneijder'i ön liberoya mahkum edersen Arsenal kim için önlem alacak ki. O Sneijder bırakın oyun kurmayı, savunmadan defalarca top çıkardı.
3-5-2 rezaleti artık son bulmalı, herkes yerinde oynamalı. Muslera ve Chedjou ilk yarıda yenilen 3 golden sonra soyunma odasına girerken Prandelli'ye isyan içindeydi. Belli oyuncular, "Hoca üçlü savunma olmuyor" demişlerki ikinci yarı Galatasaray dörtlü savunmaya döndü. Bu anlayış Galatasaray'ın hem hücum etmesini hem de şahsiyetli oynamasını sağladı. Bir çift sözüm de Başkan Aysal'a var; madem seçime gidecektiniz ve yeniden aday olmayacaktınız neden Pandev- Dzemali "Batan geminin malları" gibi G.Saray'a getirdiniz. Prandelli'nin sezon başı bize hissettirdiği "Adaletli hoca" anlayışının hızla çöktüğünü görüyoruz. Bence Prandelli için deniz bitmiştir.
Rıdvan Dilmen: Sivasspor maçından bile ders çıkarmazsan...
Soruyla başlayalım: Forma renkleri Arsenal'le aynı olan Sivas'ın forvetinde Welbeck orta sahasında da Cazorla oynasa idi dünkü skor cuma akşamı Türk Telekom Arena'da olabilirdi.
Değil Prandelli'nin hiçbir teknik adamın Sivas maçından sonra Arsenal deplasmanında herhangi bir ülkenin bayrak takımında hem toplu hem topsuz alanda koşabilecek, servis yapacak Mesut, Cazorla gibi isimlere karşı Sivas karşılaşmasının dizilişi ile sahaya çıkma cesaretini göstereceğini asla tahmin edemezdim. Top Galatasaray'a geçince aynı 3-5-2, rakibe geçince aynı 5-3-2... Sivas'a karşı Arena'da aynı, Emirates'te Arsenal'e karşı aynı...
EKSİK ARSENAL!
Melo'dan libero, Sneijder'den ön libero olmaz. Daha doğrusu Melo'yu liberoda, Sneijder'i savunmanın önünde oynatacaksan alma o zaman Galatasaray'a... Hem kendilerine hem takıma zarar veriyorlar. İkisi de önemli isimler, Galatasaray'ı önde oynatabilen isimler. Eksik dediğimiz Arsenal üçüncü bölgede Avrupa'nın en tehlikeli ekiplerinden. Türkiye'deki versiyonu Beşiktaş. Tabii ki kalite düşüyor. Ceza sahası dışında topla çok iyi oynuyor, topsuz doğru kosular yapıyorlar. Bu tip bir takım karşısına, Sivas'a verdiğin sekiz pozisyondan ders çıkarmadan hem de deplasmanda aynı futbolu oynuyorsun! İkinci yarı başında doğru kırmızı kart ve penaltı kararı sonrası Arsene Wenger'in çıkarabileceği Rosicky ve Mesut Özil gibi isimler vardı. Bence yanlış tercih yaptı. Önce Alexis Sanchez ardından Chamberlain gibi atletik isimleri çıkardı. Arsenal'in Galatasaray'ın yenmesi doğal ama Galatasaray'ın bu kadar çabuk teslim olması doğal değil... Burada teknik direktörün yanlışlarının altını çizelim. Zaten yanlışını da anladı ve devrede sistemini değiştirdi.
Ahmet Çakar: Prandelli go home
Dün gece Emirates Stadı'nda bir defa daha göründü ki Cesare Prandelli Galatasaray'ın teknik direktörü falan değil... Olamaz, olmamalı... Ve görünen o ki olmayacak da... Üçlü defansı ligdeki Sivasspor karşısında denedi. Felipe Melo son adamdı... Galatasaray'ın alışık olmadığı bir sistemdi... Ve kazanılmış olmasına rağmen İstanbul'da oynanan Sivasspor karşılaşması rakibe verilen pozisyonlar açısından tam bir felaketti. O maçta Sivas adına golleri kaçıran Utaka vardı... Ama dün geceki gibi Welbeck olunca Arsenal maçı ilk yarıda bitiriverdi.
İlk yarıda tam bir Arsenal resitali izledik. Aldılar, verdiler, döndüler, Galatasaray'a top göstermediler. Ve birbirine benzeyen dört golü atıp maçı ilk yarıda kazandılar... Cesare Prandelli'nin ikinci hatası şu; madem gömüleceksin, madem göbekte Melo ile beşli savunma yapacaksın Goran Pandev'in sahada işi ne? Bruma ya da Olcan gibi iki tane hızlı oyuncuyla kontra düşünmesi gerekirken ilk yarıdaki skandal Galatasaray'ın sorumlusu sadece ve sadece Prandelli'dir.
Galatasaray ikinci yarıda eski sistemine döndü. Melo orta sahaya geçti ve skorun etkisiyle de ikinci yarıda sahanın hakimi Galatasaray oldu... Bu yarıda gol ve gol pozisyonları bulan taraf Galatasaray'dı. Galatasaray'ın kazandığı penaltıda Arsenal'in kalecisi de atılınca sayısal üstünlük sarı-kırmızılı takıma geçmiş olmasına rağmen Galatasaray, ilerleyen dakikalarda önemli pozisyonlar bulduğu halde skoru eritemedi.
Özellikle Wesley Sneijder'i sonra da biraz da olsa Dzemaili'yi kutlamak lazım.. Gerisi hikaye...
Son olarak Selçuk İnan'ı da kınıyoruz... Neymiş efendim yorgunmuş!.. Cesare Prandelli öyle diyor... Düşünülebiliyor musunuz, Galatasaray kaptanı yorgunluğunu bahane edip böylesine kritik bir maçta oynamak istemiyor ve İtalyan çalıştırıcı oynatmıyor... Vah Galatasaray vah! Ne hallere düştü...
Erman Toroğlu: G.Saray "Hormonlusaray" oldu
Sonuç normal. Lafı çok fazla eveleyip gevelemeye gerek yok. Arsenal eksik kalmasa skor 6 veya 7'ye giderdi. Galatasaray'ın yediği ilk 3 gole bakın, sanki fotokopi çekilmiş gibi gollerdi. Galatasaraylı taraftarlar sahaya meşale atıyorlar, neymiş efendim; futbolcularını ateşleyeceklermiş. G.Saraylı bu futbolcuları bırakın ateşlemeyi süper benzin koysan veya şortlarının içine dinamit koysan bunların ateşlenmeye veya patlamaya niyeti yok. Adamlar orta sahadan geliyorlar, defansın ortasına bir top atıyorlar, sarı-kırmızılı takımın arka tarafından 5 futbolcu birden oyundan düşüyor.
Telles saçını bukle yapmış, herhalde sahada dikkat çekmek için. Saçını bukle yapacağına, futbolunu duble yapsaydı daha iyi olurdu. Hakemin Melo'ya gösterdiği sarı kart doğru. Melo iki eliyle topu işaret ediyor. Ama elleriyle işaret ettiğiyle iki ayağıyla girdiği rakip farklı görüntüde. Taraftarlar sahaya meşale atıp futbolcularını ateşleyeceklerine Euro ile ateşlenen futbolcularının üzerine yangın tüpü sıksalardı daha iyi olurdu.
Ünal Aysal'ın bizzat kendisi 'çilek' dedi, 'şeftali' dedi, 'domates' dedi ve Galatasaray'ı 'hormonlusaray'a döndürdü. Sonunda da Arsenal hormonlu golleri Galatasaray'ın kalesine doldurdu. Galatasaray'ın dün geceki hali Ünal Aysal'ın iflasıdır. Peki neden? Galatasaray, Arsenal'e yenilebilir. 4 de yer 8 de yiyebilir. Önemli değil. Ama sahaya çıkar çatır çatır mücadele eder. Herkes 'helal olsun' der. Dün gece Galatasaray şanslıydı. Maç 8-9 olmadı.
PENALTI DEĞİLDİ!
G.Saray Burak ile penaltı kazandı. Bana göre penaltı değil, hakeme yedirdi. Aslında Burak ve Burak gibilerin Türkiye'de oynadığı futbolun adı da 'Yersen'. Yemezsen gargara yapacaksın. Ama seyirci ıslıklayınca da ağlayacaksın. Sonra da diyeceksin ki 'Gekas, Türkiye Ligi'nde nasıl gol atıyor.' Değil Gekas, Gekas'ın babası da gelse bu Türkiye Ligi'nde gene gollerini sıralar. Bakın nerden nereye geldik. Bence hakemin tek hatası Burak'ın lehine verdiği penaltıydı. Burak'ın dün gece yaptığı en başarılı hareket penaltıda kendini atmasıydı. Arsenal'i eksik bırakarak Galatasaray'ı tarihi bir rezaletten kurtardı. Yoksa fark çok daha büyük olabilirdi. Arsenal-Galatasaray maçını dikkatle izleyin. Sneijder'den başka mücadele eden adam yok. O da Türkiye Ligi'nde yok. Şampiyonlar Ligi olduğu için sahneye çıktı herhalde.