Önce şımarık Portekizli'den başlayalım. Türkiye'deki ilk resmi maçı yine bir Galatasaray derbisiydi. O maçta da taç çizgisi kenarında saçma sapan bir faul yapmış ve kırmızı kartla oyundan atılmıştı.
Aslında o ilk maç Fenerbahçe'nin nasıl bir oyuncu transfer ettiğini bize göstermişti.
Bugüne kadar oynadığı bir çok maçta sürekli rakibe kasti tekmeler atıp hakemlerin korkaklığı yüzünden sahadan atılmayan Alves dün gece de orta sahada Dzmeaili'nin sırtına basarak kendini oyundan attırdı. Bunun futboldaki karşılığı tek kelimeyle takımına ihanettir.
Gelelim maça ilk 45 dakika sahada istediğini yapan daha iyi oynayıp topa daha çok sahip olan taraf Fenerbahçe'ydi. Galatasaray Prandelli'nin korkusu sebebi ile neredeyse Fenerbahçe kalesine hiç gidemeden ilk yarı tamamlandı.
Bu arada Fenerbahçe'nin girmiş olduğu 2-3 tane net pozisyon var. Özellikle devrenin sonunda Meireles'in harika ara pasında Emenike'nin kaçırdığı gol maçın seyrini değiştirebilirdi.
İkinci yarının başında Galatasaray'ın Sneijder ile girdiği pozisyon farklı bir devre seyredeceğimizi bize gösterdi.
Fakat Alves atılıncaya kadar olan bölümde Fenerbahçe'nin oyunu dengelediğini gördük. 53. dakikadan sonra ise tek taraflı bir maç izlemeye başladık. İşin tuhaf tarafı Prandelli'nin ikinci bir santrfor sokmak için tam 15 dakika beklemesiydi. Nasıl gol olacak diye düşünürken sahneye çıkan Sneijder iki muhteşem gol atarak hem 3 puanı getirdi.
MAÇIN EN iYiSi SNEIJDER
Attığı 2 harika golle gecenin yıldızıydı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ ALVES
Gördüğü kırmızıyla takımına ihanet etti.
Hakkı Yalçın: Sneijder'den tek kişilik düet
Fenerbahçe dün gece kazanabileceği bir maçı kaybetti.
İlk yarıda rakibini ezen, sahanın her yerinde hakim bir Fenerbahçe vardı.
Futbolu ve çabukluğu yönlendiren kolektif oyunun da, arkadaşlığın da sahibi olan sarı lacivertli futbolculardı.
Ama ne yazık ki, sadece rakibi ezmekle yetindiler.
Son yıllarda gördüğümüz en aciz Galatasaray'a karşı ilk yarıda gol atamamak, Fenerbahçe kenar yönetiminin "beraberliğe galibiyet süsü vermek" düşüncesinin ürünüydü.
***
İkinci yarıdaki Galatasaray'ın oyunu dengeleme faslında, Fenerbahçe'nin içe dönük oyun anlayışının da etkisi büyüktü.
Bruno Alves'in atılmasının ve Emre'nin çıkmasının da...
***
Galatasaray'a gelince.
Oyuna bu kadar kötü başlamak, bir takıma ancak bu kadar güç verebilirdi.
O gücü de Sneijder verdi.
Son 10 dakikada sahneye çıktı.
Futbol topuyla tek kişilik harika bir düet yaptı.
Ardından muhteşem goller sergisine Sneijder imzalı iki resim astı.
***
Berbat bir futbolla da olsa, Fenerbahçe karşısında kazanmak doyumsuz olabilir ama.
Dün gece adalet ve hakemlik uyumsuzdu.
Daha maçın başında sahte penaltıya yataklık eden ve sarı kart görmesi gereken Burak Yılmaz'ın ikinci yarıda kendisine posta koymasını bile seyreden.
Melo'nun sarı kartını yine kendine saklayan bir hakemin adil olduğuna kimse inandıramaz beni.
Dezemaili'nin maçın başında Meireles'e yaptığı ve sarı kart görmediği pozisyonla.
Selçuk Şahin'in Tarık Çamdal'la omuz omuza girdiği pozisyonda gördüğü sarı kart.
Cüneyt Çakır'ın kaç puanlık yönettiğinin belgesidir.
Bu gerçekler onun arkasında duranların gururu olsun!
Oktay Derelioğlu: Sneijder usta böyle istedi
En başta şunu belirteyim. Bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde kabadayılar sahne almadığı için çok sevinçliyim (Emre, Volkan, Melo).
Hayri Ülgen: Hayat öpücüğü
G.Saray'da hem yönetim, hem de futbol takımında inanılmaz bir huzursuzluk ve güvensizlik vardı. Fenerbahçe maçı Galatasaray camiası için çok ama çok önemliydi. Kazandı ama nasıl?
Oyunun geneline bakıldığında çok iyi oynamayan bir Galatasaray ama Galatasaray'a hayat veren ve muhteşem iki gole imza atan Sneijder sahneye çıktı. Fenerbahçe'ye gelince... Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal çok önemli iki yanlışa imza attı.
Öncelikle böyle bir havada sakatlıktan yeni kurtulan Emre ile maça başlaması hataydı. Gerçi Emre oynadığı süre zarfında iyiydi. Gel gelelim Emenike' ye ben Fenerbahçe teknik direktörü olsam 10 kişi kalmış sadece ileride oynayacak top kovalayacak oyuncu Emenike'ydi.
Onu alıp Kuyt'ı ileri çekmesi yanlıştı hataydı bu da Fenerbahçe'ye pahalıya mal oldu.
Ya Alves'e ne demeli?
Ben 40 yıldır futbolun içindeyim. Fenerbahçe'yi mahkum ve mağlup ettiren yenilgiyi de sebep olan Alves'tir.
Ben Fenerbahçe Yönetimi'nin yerinde olsam böyle sorumsuz futbolcunun biletini keser gönderirim. Bakın ilk 45 dakikadaki Fenerbahçe'ye... Oynayan pozisyona giren rakibini bitiren bir Fenerbahçe vardı. Alves atıldı, İsmail Kartal Emenike'yi çıkardı. Fenerbahçe'yi bitirdi.
Serkan Korkmaz: Şuur ve Şutör
Ünal Aysal'ın derbiye gelmemesi beni hiç şaşırtmadı… Bir daha herhangi bir branşta bir Galatasaray maçı daha izleyeceğini sanmıyorum.
Gürkan Kubilay: Stoperzede
İlk yarı bittiğinde, G.Saray'ın kaleyi tutan tek şutu yoktu. Hiçbirine vuramadığı 2 ortası vardı.
Levent Tüzemen: Sneijder fener yaktı
Liderlik kitabında şöyle yazar: "Kazanmak için büyük oyunculara sahip olmalısınız.
Eğer elinizde iyi oyuncular yoksa kazanmanız tesadüflere kalır. Eğer elinizdeki yıldız oyuncuları doğru kullanmazsanız onları da kaybedebilirsiniz.
Antrenörün fark yarattığı nokta budur."
Galatasaray, son yıllarda Fenerbahçe'ye karşı TT Arena'da elde ettiği üstünlüğü, büyük yıldızı Sneijder'in attığı müthiş gollerle sürdürdü.
Bu zaferde, çıkıncaya kadar sıfır katkıyla oynayan Dzemaili'yi oyundan çıkarmayan Prandelli'nin hiç katkısı yok.
Galatasaray'ın zaferini anlatırken bazı şans noktalarına da değinmek gerekir. Emre Belözoğlu oyundan çıkıncaya kadar oyuna hükmeden, topu iyi kullanıp akıllı pas yapan taraf Fenerbahçe'ydi. Bu sürede Galatasaray Melo'yu savunmaya yakın oynatınca orta alanı F.Bahçe akıllı kullandı. Dzemaili yardım etmeyi düşünmediği için Gökhan Gönül sağ taraftan defalarca bindirdi. Emre çıkınca Galatasaray oyuna ortak oldu. Alves ağır bir faulle "İhanet" gibi oyundan atılınca Galatasaray oyunun üstünlüğünü eline geçirdi.
Fenerbahçe 10 kişi kalmış, Prandelli seyrediyor. Umut'un geç de olsa girmesi ve Galatasaray'ın iki forvete dönmesinin ardından A2 Milli Takım'daki mükemmel oyununu iki golle süsleyen Emre Çolak'ın dahil olması sonucu Galatasaray, kapanan F.Bahçe'nin kalesinde adeta kamp kurdu.
Sneijder "Ben sahne almadan derbi noktalanmaz" deyip sahneye çıktı. Kimsenin Galatasaray'da kaleye şut atmayı düşünmediği sırada iki dakikada attığı iki füzeyle Volkan'ı çaresiz bıraktı.
Galatasaray'ı başarıya hep Galatasaray'ı yüreğinde hisseden oyuncular taşımıştır. Sneijder de tıpkı Hamit, Emre Çolak, Semih, Selçuk, Melo, Umut, Burak ve Muslera gibi bu duyguya sahip. Olcan'ın karakterine de kefilim.
Maç boyu Olcan çok çalıştı, direkten dönen topu şansızlıktı.
Prandelli'nin Fenerbahçe galibiyetinden sonra artık kendi getirdiği Dzemaili'ye değil, Hamit ve Emre Çolak gibi oyunculara öncelik tanıması gerekir.
NOT: Galatasaray'ın yediği gol öncesinde top taç çizgisini geçti. Ama Tarık Ongun'un görmemesi büyük hata... Çünkü 2-0 ile 2-1 arasında ikili averaj konusunda büyük fark var.
Gürcan Bilgiç: Kader ve sabotaj!
İlk yarı bittiğinde Fenerbahçe'nin Seyrantepe'deki en iyi performansını yorumladık.
Hem teknik direktör becerisi, hem oyuncu karakteri ile meydan okudular.
21 atak girişimi ile "endişeleri" Galatasaray'ın kalbinde serbest bıraktılar.
Sürekli tehdit ediyor, sürekli olarak "acaba" sorusunu sorduruyorlardı.
Pozisyonlar da yakaladılar. Emenike beklenenin aksine güçlüydü ama yine oyun aklında eksik kaldı. Fakat bu oyunların kader seçimlerinde üst üste iki şok yaşadılar. Emre Belözoğlu'nun sakatlığının tekrarlaması ile orta saha aklı yine kulübeye gitti.
Maçın genetiğindeki pas oyunu, özellikle de taç çizgilerini zorlayan beklerin oyunu etkili sokulması sekteye uğradı. Devre biterken Chedjou'nun, Emenike'nin şut ayağına koyduğu adımı ile hem bir gol hem bir penaltı hem de bariz gol şansından gelecek kırmızı kart güme gitti. Cüneyt Çakır süzemedi pozisyonu. Çizgi hakemi de yardımcı olmadı kendisine.
O ARTIK GÜVENİLMEZ BİRİ
İkinci yarının meydan okuyanı Galatasaray'dı.
Tempoyu ve hırsı yüksek tuttular. Tam oyun dengeye gelirken, bu kez sahanın en tecrübeli ismi; Alves "sabotaj" gibi bir hareket yaptı. Rakibin sahasında, rakip oyuncunun sırtı kendi kalesine dönükken bu hareketi yapıyorsa bir oyuncu, artık "güvenilmez" sınıfına girmiştir. Ve yeni bir hikaye başladı. Kartal'ın Emenike-
Hasan Ali değişikliği, müthiş bir teknik adam aklıdır. Eksik kalan ekibine orta saha direnci getirip, daha mücadeleci karakterleri tercih etmesi, cesur ve akıllıca karardı. Eksik kalmalarına rağmen oyunu tutmayı, rakibin atak etkinliğini sadece Sneijder'in şutlarına endekslemeyi başardılar. Bir de Kadlec ile net fırsattan yararlanamadılar.
Derbinin kendine ayrı senaryosu içinde, sonuca Fenerbahçeliler'in üzüldüğünü ama kızmadığını söylemeliyiz.
Şartlar içinde en iyisini yaptılar. İki müthiş usta füzesiyle kaybettiler. Altı çizilecek nokta, Türk Telekom Arena'dan kırmızı kartsız çıkmıyorlar. Galatasaray, rakibi 10 kişi kalmadan kazanamıyor ve penaltılar sürekli güme gidiyor.
İskender Günen: Alves ibreyi Aslan'a çevirdi
Öyle bir maç ki, iki ayrı devre olarak yorumlamamız gerekir. Maçın ilk yarısında, oyunda üstünlüğü olan ve daha fazla topa hakim olan takım Fenerbahçe'ydi. Galatasaray ise son yıllarda kendi sahasında oynadığı Fenerbahçe maçlarında görmediğimiz bir oyun anlayışı içerisinde... Oyunu tamamen kendi alanında kabul eden iki pası bir arada yapma becerisinden uzak, sadece Fenerbahçe'yi karşılamayı düşünen bir takım görünümünde. Özellikle orta alanda büyük bir yetersizlik var. Çünkü Fenerbahçe bu alanda beş oyuncu bulundurmasına rağmen Galatasaray'da orta alanda Dzemaili oyunda hiç yok. Sneijder ve Olcan kenarlarda kaldığı için Selçuk ve Melo'yu da düşündüğümüzde, F.Bahçe lehine 5'e 2'lik bir görüntü ortaya çıktı. Bir de Sneijder'in bulunduğu sol kenardan, bu oyuncu geri dönüşlerde yetersiz olduğu için Gökhan Gönül, sıkça boş alanda topla buluştu. Eğer F.Bahçe ilk yarıda final paslarında gerekli yeterlilikte olsa ya da önde görev verilen Emenike daha becerikli olsa çok rahat öne geçme şansı yakalayabilirlerdi.
İkinci yarıda ise oyuna daha atak başlayan taraf Galatasaray'dı. Volkan, Sneijder'in şutunu kurtardıktan sonra Alves, hiç yapılmayacak bir faulle kırmızı kart gördü ve ibre bir anda Galatasaray'a döndü.
Alves için bir paragraf açmak gerektiği düşüncesindeyim. Bizler yıllardır özellikle yabancı oyuncular konusunda büyük yanlışlıklar yapıyoruz.
Ya da bir başka deyişle, yabancı oyunculara çok fazla değer veriyoruz. Acaba bu yabancı oyuncular bizim verdiğimiz değeri hak ediyorlar mı? İşte dünkü Alves ve Emenike... Bana göre Fenerbahçe'nin dünkü yenilgisinde başrolde olan iki isim.
İlk yarının silik ismi Sneijder'in, Fenerbahçe 10 kişi kaldıktan sonra sonucu tayin eden iki mükemmel vuruşuyla Galatasaray, kendisine büyük moral kazandıracak üç puanı alan takım oldu.
Yalnız bu yenilgi sonrası Fenerbahçe cephesinde konuşulan isim ise herhalde hiç gereği yokken kırmızı gören Alves olacaktır.
Ömer Üründül: Bruno Alves harakiri yaptı
Maç başladıktan çok kısa süre sonra F.Bahçe'nin Süper Kupa'daki taktik anlayışını uygulayacağı belli oldu: Ayağa paslarla mümkün olduğunca topa sahip olup kontrolü elde tutmak. İlk 45 dakikada F.Bahçe deplasman derbisinde alışılmışın dışında oyuna sürekli hükmetti. Kuyt ve Alper'in de orta sahaya destek vermesiyle bu bölgede hakimiyet kurup hem pas trafiğini oturttu hem de G. Saray'a değil pozisyon vermek, etkili bir hücum başlangıcı şansı dahi bırakmadı. Tarık'ın defansif yönü yetersiz.
Sneijder ve Chedjou'dan da gerekli destek gelmediğinde bu kulvar F.Bahçe'nin ofansif girişimleri için çok elverişli bir ortamdı.
Onlar da büyük çoğunlukla bu kulvara uzun çapraz toplarla ağırlık vermelerine rağmen neticeye gidecek verimi alamadılar.
İkinci yarıya G.Saray pozisyonla başladı. Ardından da tempoyu yükselttiler ama F.Bahçe oyunu tekrar kontrole alacağından emindi.
Bu arada Alves'in takımına ihanet eden harakirisi meydana geldi.
Sonra G.Saray oyunu tek kaleye çevirdi. Ama yine de pozisyon sıkıntısı çekiyorlardı.
SNEİJDER'İN GOLÜ ENDER GÖRÜLÜR
Maçın kırılma anı Kadlec'in fizik kurallarını altüst ederek kaçırdığı goldü. Buna rağmen F.Bahçe 90 dakikayı beraberlikle bitirebilecek durumdaydı. Ama sahneye Sneijder çıktı... Birinci gol gerçekten sahalarda ender görülen cinstendi. G.Saray'ın dünkü galibiyetinde iki faktör vardı. Birincisi Alves'in kırmızı kart görmesi, ikincisi de inanılmaz derecede kötü oynadıkları ilk yarıda gerideki dirençle skor dezavantajına düşmemeleriydi. Burada da başlı başına 3 isim ortayı çıktı. Chedjou, Semih ve Melo... Sahada G.Saray cephesinde hiçbir şey yapmayan, varlığı yokluğu belli olmayan Burak'tı. Ben F.Bahçe'de en çok Meireles'i beğendim.
Bu arada skora göre değil gidişata göre ve oynanan futbola göre teknik direktör analizi yaparım. İsmail Kartal'ın Hasan Ali-Emenike değişikliği Caner'i öne Kuyt'ı da santrfora çekmesi bana göre mükemmel bir teknik adam doğrusuydu.
Metin Tekin: İyi oyun değil oyuncu kazandı!
Galatasaray, dün Arena'da ilk yarıya çok kötü başladı. Bu, Cesare Prandelli'nin yanlışıydı. Rakibine kendi saha avantajını hissettirmeyi başaramadı. İkinci yarıda ise İtalyan hocanın daha farklı bir düşünce ile sahaya çıkması ve Fenerbahçeli Alves'in anlamsız bir faul ile atılarak takımını 10 kişi bırakması Prandelli'nin işini kolaylaştırdı. Aslında Fenerbahçe 10 kişi kalmasına rağmen dün gece kötü oynamadı ama bazen maçlarda ne yaparsanız yapın sahadaki tek bir oyuncu sonucu belirler. Dün de öyle oldu. Bir anlamda iyi oyun değil, oyuncu kazandı. Wesley Sneijder sahneye çıktı ve attığı muhteşem iki golle takımına çok önemli bir galibiyet kazandırdı. Sneijder'in rakip ceza sahasına yaklaştığında ne kadar etkili olduğunu da bir kez daha görmüş olduk.
İkinci yarıda Fenerbahçe için en büyük sorun orta sahadaydı. Emre Belözoğlu'nun sakatlanıp çıkışı Fenerbahçe'nin oyun anlayışını ciddi şekilde etkiledi. Sadece savunma yapmaya döndüler. Ayrıca İsmail Kartal'ın Emenike-Hasan Ali değişikliği de mevcut skoru elde tutmak düşüncesi olduğunu gösterdi. Yani İsmail Kartal, o noktadan sonra maçı kazanmayı düşünmedi.
Tabi bir kez daha vurgulamak gerek; siz ne yaparsanız yapın bir yıldız oyuncu sahneye çıkıp muhteşem bir vuruşla bütün planlarınızı bozar. Sneijder de bunu yaptı. Galatasaray ile Fenerbahçe arasında 4. yıldız mücadelesinin yaşandığı bu sezon için oynanan ilk derbide alınan bu galibiyetin anlamı büyük.
TELLES NEDEN KADRODA YOK?
Bir başka vurgulamak istediğim nokta da Bruma ve Telles'in dün tribünde olması. Maliyeti 18 milyon Euro'yu bulan bu iki isim 18'de yoktu.
Özellikle dün Galatasaray kadrosuna baktığımda Telles'in kadroya alınmamasına gerçekten hiçbir anlam veremedim. Teknik direktör Cesare Prandelli'nin nasıl bir düşünce içinde olduğunu bilmiyorum ancak bu tercihini doğru bulmadığımı belirtmeliyim.
Ahmet Çakar: İsmet Iraz'ın takımı!
Galatasaray normal şartlar altında kazanamayacağı bir maçı Sneijder'in vuruş kalitesi yüksek şutlarıyla kazandı. Sneijder'in dün akşam attığı iki golden birisi bu sene yılın golü olabilir. İlk yarıda tek taraflıydı. F.Bahçe oynadı, G.Saray seyretti. İlk devre bittiğinde Galatasaray camiasının üzgün olduğunu düşünüyorum. Bir takım bu kadar pasif olamaz ve olmamalı.
İkinci yarıya G.Saray çok daha iyi başladı ve gecenin sorumsuz ismi Bruno Alves'in hareketi, sayı üstünlüğünü G.Saray'a getirdi. Alves, Cüneyt Çakır'a "Gel beni at ki takımım zorlansın" dedi. Ardından G.Saray iyice baskıyı kurdu. Kurdu ama pozisyon yok. Bu dakikalarda kornerden gelen topa Kadlec iyi vursa G.Saray için her şey bitmişti. Kadlec'in kaçırdığı gol, son yıllarda gördüğüm en bariz gol fırsatlarından biri. Sonrasında futbolun evrensel kuralı işledi: "Sorumsuzluk yaparsan, basit golleri kaçırırsan kaybedersin."
Bitime 4 dakika kala Sneijder öyle bir vurdu ki, gelen gol belki de G.Saray tarihinin en iyi gollerinden biri. Birkaç dakika sonra bu sefer benzerini öbür köşeye vurdu ve tek başına F.Bahçe'yi yenen adam oldu. Gelelim Volkan'a... Bana sakatlığı inandırıcı gelmiyor. Sakatlanmışsan çıkarsın kardeşim. Sakatlanan adam son 20 dakika sahada kalmamalı. Cezayı böyle kesiverirler.
Dün önce Alves bilerek ve isteyerek, sonra da Kadlec istemeyerek G.Saray'ın kazanmasını sağladılar. F.Bahçe'yi İsmail Kartal mı çalıştırıyor yoksa karate hocası İsmet Iraz mı? Kritik anlarda, kritik oyuncular karate tarihine geçebilecek hareketlerle oyun dışı kalıyorlar. Ağır disiplinsizlik var. Çakır dünyanın en iyi hakemlerinden. Son saniyelere kadar da iyi maç yönetti. Alves'in pozisyonunda kırmızı tartışılmaz. Ama F.Bahçe'nin golü öncesi top 30-40 cm dışarıda. Yardımcının bu tacı görememesi anlaşılır gibi değil. Çakır'ın koşu koridorundaki bu tacı yardımcısının yardımı olmadan da görmesi gerekirdi. Problem şu; G.Saray ile F.Bahçe arasında yaşanacak ikili averaj. Dün gece hakem hatası ikili averajı F.Bahçe lehine çeviriverdi.
Erman Toroğlu: 10 yılın en iyisi Wesley
Maç kadrolarını elime aldığımda sanki Galatasaray orta alanda daha iyi gibi geldi bana. Ama Alves atılana kadar Fenerbahçe takım olarak daha iyiydi. Alves'in anlaşılmaz bir şekilde yaptığı inanılmaz hareketten sonra atılması Fenerbahçe'nin direncini kırdı. Aslında 10 kişilik Fenerbahçe yine iyi top yapmaya başladı. Ama İsmail Kartal burada gene bir sürü hata yaptı. Galatasaray'ı ilerde tehdit eden tek bir adam vardı: Emenike... Ama İsmail Kartal, Emenike'yi oyundan alarak Galatasaray defansını morallendirdi. Emenike çıktıktan sonra da Fenerbahçe'nin hücumda hiçbir etkinliği kalmadı. Selçuk bildiğimiz gibi, gene sahada yok. Olcan dün sahada iyi işler yaptı ama yoruldu. Aslında Prandelli Selçuk'ta bu kadar ısrar edeceğine Emre'yi daha erken oyuna alsaydı sahadaki futbol daha farklı olabilirdi. Çünkü Emre'nin iyi olduğu daha önce oynanan A2 maçında belliydi.
Fenerbahçe top çevirmekte iyi, yan paslarda da iyi... Geri paslarda da iyi ama rakibinin üzerine çabuk gidemiyor ve çabuk dönemiyor. Hal böyle olunca rakip daha etkili oluyor.
Yani Ersun Yanal'ın gidişinden sonra maalesef Fenerbahçe'nin temposu da düştü, güzel oyunu da, mücadelesi de gittikçe düşüyor. Galatasaray eskiye göre daha iyi. Alves atıldıktan sonra rahatladılar. Ve sahneye Sneijder çıktı. Maalesef Wesley Sneijder, Türkiye'ye son 10 yılda gelen en iyi yabancı. Maalesef dedim çünkü diğerlerini gördükten sonra aradaki fark otomatik olarak ortaya çıkıyor. Hem iyi sporcu hem iyi insan hem de en iyi futbolcu. Sneijder ne rakibinin anasını, babasını yatağından aldırıyor, ne dağa kaldırıyor ne de sağa sola küfür ediyor. Adam efendi!
Hakem Cüneyt Çakır da penaltıyı göremedi. Emenike'nin pozisyonunda olduğu gibi. Chedjou çok net penaltı yapıyor. Burak'ınki tartışılır. Ama iki defa futbolcuyla bir defa topla çarpışırsan adama "pardon" derler. Verdiği en doğru karar kırmızı karttı.
Bu skorları Fenerbahçe aleyhine getiren baş sorumlu başkan Aziz Yıldırım'ın kendisidir. Teknik direktör Ersun Yanal'ı olmayacak bahanelerle yollayıp, Fenerbahçe takımını henüz kaldıramayacak olan İsmail Kartal'ı getirerek sarı-lacivertli taraftarla oyun oynamaktadır. Sakın kimseyi suçlamasın, aynaya baksın.