Hakeme gelince… Sahada hakem yoktu yine. Onların gözlerine de gözlük gerekiyor. Yüreklerine de. Benim merak ettiğim. Bu adaletsiz adamları hakem yapıyorlar da... Her hafta sonu atık depolarında biriken adaletsiz düdükleri ne yapıyorlar acaba?
Gürkan Kubilay: Tomografi
Maçın tomografisi:
1) Fenerbahçe'li oyuncu ve teknik adamlar, iştahlarını neden hep bu düzeyde tutmadıklarını sorgulamalı.
2) Sivasspor'un da bu oyunlarına katkıda bulunduğunu unutmamalı.
3) Caner Erkin'deki form düşüklüğünü ve kaleci Volkan Demirel'in zaman zaman oyundan koptuğunu da görmeliler.
Emre Bol: Göstermelik dostluk
Rakibin etkisiz olması ile rakibi etkisiz bırakmak arasındaki farkı anlamak gerek. F.Bahçe rakibi etkisiz bırakma adına hiçbir şey yapmadı. Sivas zaten takım olarak inanılmaz kötüydü. Benim takıldığım konulardan birisi Fenerbahçeli oyuncuların gol sevinçleri oldu. Hepsi sarmaş dolaş birbirlerine sarılıp golleri kutladı. Dün sabah Samandıra Tesislerinde kimsenin birbiriyle konuşmadığını ve herkesin odasına çekilip maç saatini beklediğini duydum. Şunu unutmayın; "Göstermelik dostluklar" uzun sürmez. Futbolcular ve özellikle İsmail Kartal son dönemlerde inanılmaz bir öz güven problemi yaşıyor. Bu galibiyet umarım yeniden takım içi beraberliği yeniden sağlar. Çünkü gerçek dostluklar inşa edilmeden, kolej havası oluşturulmadan şampiyonluk hayal olur. Benden söylemesi
İlker Yağcıoğlu: İşte beklenen Fenerbahçe
Gol ayakları olan Emenike, Sow ve Kuyt'ın da biraz kıpırdamasıyla hem goller geldi, hem de pozisyon üretme anlamında Fenerbahçe oldukça iyi bir maç çıkardı. Dün gece Fenerbahçe'de sahada istediklerini yapamayan tek oyuncu Emre'ydi. Bir türü maça dahil olamadı. Çok fazla pas hatası yaptı. Bu da oyundan düşmesine ve etkisiz kalmasına yol açtı. Rakip Sivasspor ise oldukça eksik bir kadroyla geldiği Kadıköy'de bu kadar açık ve savunma güvenliğinden uzak oynayarak Fenerbahçe'nin farklı galibiyetine bir anlamında çanak tutmuş oldu. Sürekli kötü oynuyorsun diye eleştirdiğimiz Fenerbahçe çok değil biraz kıpırdadığında maçları çok kolay kazanabileceğini, ne kadar kaliteli bir takım olduğunu herkese gösterdi. Ama önemli olan arada sırada değil, her hafta aynı istek ve tempoda oynayabilmektir.
Gürcan Bilgiç: Golcülerin galası!
Son maçların performans sarsıntısından kurtulmaya niyetli gibiydi Fenerbahçeli oyuncular. Arzulu ve zorlayan bir oyunla başladılar. "İstiyoruz" mesajını verdiler ve 13 hafta sonra ilk kez soyunma odasına keyifle ve güvenle gidecek skoru buldular. Bir hafta önce bir pozisyonla maç bitiren aynı takımdı. Skor üstünlüğünü ve Kadıköy havasını yakaladıklarında, Sivas'ın pamuk kıvamındaki direnişini kırmakta zorlanmadılar.
1350 passolig biletinin satıldığı haberi geldi. 50 binlik arenanın boş koltuklarında, "şahitsiz" gösterinin, keyfini sürenler hem sahadaydı, Değişen; temaslı mücadeleden kaçınmadan oynamaları. Faul yaptılar, kart aldılar, rakibe kontrollü pas yaptırmamaya çalıştılar. Emenike bile bu zorlamada kendine rol biçti.
Geçen senenin 45 gollü üçlüsü, üç golü hazırladı ve attı. Emenike paslarında, Kuyt ile devam edip, Moussa ile sonuçlanan gol vuruşları. Duran topla gelen Kuyt golü... Formsuzluklarından ve verimsizliklerinden şikayet edilen bu oyuncuları için bu maç galaydı.
Bekir'in golü... Gökhan Gönül pası vermeden önce ofsayttan kaçamıyor. En az iki metre. Rakibin gerisinde. Affedilemeyecek bir yardımcı hatası. Ardından Caner'in Atıf'a asisti geldi. Bir affedilemeyecek yanlışlık daha. Sadece yenilen gol değil, son adamdan iki kere kırmızının yanından geçti takım arkadaşları. Geçen sene Beşiktaş derbisinde gollük frikiği "haksız karar" diye avuta atan Caner'in, belki de attıkları golü içine sindiremediğini düşünebilir miyiz? Bu rahatlığa rağmen ikinci yarının başında Atıf'ın altı pastan dışarı gönderdiği fırsat var. Onun öncesinde Fenerbahçe'nin kaçırdıkları da var elbette. Ama gol olsa dengelerin ve kalplerin değişmeyeceğini de söyleyemeyiz.
Aziz Yıldırım, okul tarafındaki kale arkası tribünün biletlerini satışa çıkarttırmamış. Oraya gelen taraftarlara söz geçirememesi bunun birinci nedeni olmalı. Sadece GFB değil, bir çok taraftar grubu vardı o tribünlerde. En büyük sivil toplum örgütünün, kendi yöneticileri tarafından yok edilmeye çalışılması bir tarafa, maddi zararlar diğer tarafa.
Rıdvan Dilmen: Vasat haliyle zirvede!
Beklendiği gibi gollü geçti maç... Fenerbahçe için Sivas karşılaşmaları hep gollü geçiyor zaten. Sivasspor'un geçen seneden farkı yine pozisyon yiyordu ama bu yıl atamıyorlar. O yüzden de ligin son sıralarında yer alıyorlar.
Fenerbahçe, tempolu başladı maça... Rakibi yarı alanında bıraktı, 3. dakikada da golü buldu. (Ofsayttı). Yine üstün oyunu devam ederken bireysel hatayla golü yedi. (Aatıf'ın hünerleri de var tabii) Ama aynı dakika içinde Kuyt'ın asistinde Sow'la 2-1, sonra duran topla bu kez Kuyt'la 3-1 öne geçti Fenerbahçe.
Sivasspor demoralize oldu ikinci yarı... Fenerbahçe tek taraflı skor üstünlüğünü elinde tutarken, oyun üstünlüğünü de sürdürdü. İlk yarıya göre daha iyi oynarken birçok da pozisyon buldu. Hatta Meireles'le bir kaç pozisyona birden girdi.
EN İYİ 2. YARI
Fenerbahçe orta sahasında Mehmet Topal-Emre-Meireles üçlüsü, Sivasspor'un hazırlık pasları başlamadan ani preslerle dönüşümlü olarak Sivas'ın oyun kurmasını engellediler. Bu üçlü maçın tek taraflı oynanmasında en etkili oyunculardı. İyiye yakın oynayınca savunmada da problem olmadı. Bekler de daha rahat hücuma çıktı. Hücum oyuncuları da daha fazla pozisyonlar buldu. Orta sahanın formu ya da formsuzluğu pas yapma öne doğru oynamanın dışında top rakipteyken de yaptıkları pres Fenerbahçe'nin maç kazanmasında ya da kaybetmesinde en önemli etken.
Emre Belözoğlu dün faul yapmadı mı? Yaptı... Ona faul yapılmadı mı? Yapıldı... Ancak hem rakip oyuncuların hem de Emre'nin birbirlerine gösterdiği sakin davranışlar, kart getirmedi.
Fenerbahçe, sezon başından beri en iyi ikinci yarıyı oynadı. En çok pozisyon bulduğu maçtı. Çok eleştirilmesine rağmen Fenerbahçe 13 hafta itibariyle halen ligin zirve ortağı. Bu vasat haliyle yarıştan kopmuyorsa, gelecek haftalarda da formunu artıracağını düşünürsek daha güzel günler gelecektir.
Erman Toroğlu: Taraftar her zaman haklıdır!
Dakika 88, maçın skoru 4-1. Oynanan maça sağından, solundan bakıyorum beni tatmin etmiyor. Ne 4 gol atan Fenerbahçe, ne maçın hakemi ne de yardımcıları... İçimden diyorum ki, "Yine futbolun dışında menfi şeyler yazacağım, bana diyecekler ki "Ulan Erman Toroğlu maç 4-1 olmuş daha neyi tenkit ediyorsun?" Bunu söyleyecek insanlar da kendi açılarından haklıdırlar...
Ama son dakikada tribünde maç seyreden benim gibi televizyondan seyretmeyen, yani canlı canlı olaya şahit olan bir taraftar tribünde oturduğu yerde "horul horul" uyuyor. İçimden dedim ki "Ulan Erman sen yırttın! Maçın belgesi burada, görüntüde..."
Sevgili okuyucular, Fenerbahçe'nin Passolig alan seyirci sayısı 59 bin 660. Kombine alan taraftarı 17 bin 250. Bu maçta satılan bilet sayısı 1350! Tribünde olan, maçı seyretmeye gelen taraftar sayısı 10 bin 934. Bu rakamlar gerçekler! Fenerbahçe taraftarı gibi kulübüne sahip çıkan, takımının arkasında duran, takımı için her şeyi yapan, taraftarın özeti... Yani bu görüntünün açıklaması şu: Fenerbahçe taraftarı bir şeylerden mutsuz:
a- Başkan Aziz Yıldırım'dan,
b- Yönetim kurulundan,
c- Teknik direktörden,
d- Takımın oyunundan,
e- Hiçbiri
Arkadaşlar seyirci daima haklıdır. Parayı veren o! Eziyeti çeken o! Takımı mağlup olduğu zaman kahrolan da o! Ama bakın altını çizerek yazıyorum; maç 4-1, takımı kazanmış, seyircisi uyuyor! Seyircisi mutsuz. Maalesef ama maalesef gerçek!
Sivasspor bir büyük takımla deplasmanda oynuyor ve onu hiç tahlil etmiyor. Çıkıyorsun, sahaya "sallapati" oynuyorsun. Rakibin pozisyona girmeden, 4 tane gol atıyor. Fenerbahçe gibi bir takımla deplasmanda oynuyorsun, sağından soluna dönerken mevsimler geçen, ilkbahardan sonbahara dönen bir santrforla maça devam ediyorsun. Fenerbahçe ilk 15 dakika iyi baskı yaptı. Rakibin kafasını yukarı kaldırmadı. Ancak sonra bilemediğimiz bir Fenerbahçe seyrettik!