Ömer Üründül: Bu yara kapanmaz
Fenerbahçe maça son derece disiplinsiz ve rölanti başladı. Kısa sürede Gekas bir tehlike yarattı. 5'inci dakikada da Giray çok kaliteli bir vuruşla cezayı kesti. Bundan sonra Fenerbahçe devre sonuna kadar oyunu karşı alana yıktı. Ancak tempo düşüktü. Bunun yanında yeri geldikçe vurguladığım gibi; Fenerbahçe'de üç forvetin de dar alanda adam eksiltme özellikleri yok. Sakatlıktan dolayı tam hazır olmayan Gökhan da sağ kulvara alışılmış etkinliğini yansıtamadı. Yine bütün atak girişimlerinin odak noktası Caner idi.
Kısa bölümlerde de Mehmet Topal 18 içine topla ve topsuz gişimler yaptı ama sonunu getiremedi.
Üretkensiz baskıda tek net pozisyonda Emenike zoru başardı.
Devrenin son dakikalarına girilirken de Meireles ekstra bir vuruşla skora denge getirdi.
İkinci yarıya Fenerbahçe tempolu ve yoğun baskı ile başladı. İlk yarının en olumsuz futbolcularından Emenike, sol kulvardan arka arkaya üç top getirerek çok önemli asistler yaptı ama Gökhan ikisini değerlendiremedi.
Yoğun baskı sürerken İsmail Kartal'ın hiç birşey yapmayan Sow varken Kuyt'ı çıkarması yanlış bir hamleydi. Ayrıca Diego'yu da oyuna geç aldı Kartal.
Son 10 dakikada takım iyice yorulup, disiplinden de uzaklaşınca, o bölüme kadar sahasından hiç çıkamayan Akhisar, Lua Lua önderliğinde tehlikeli mesajlar vermeye başladı. Sonuçta gecenin üçüncü güzel golünde çok önemli bir deplasman galibiyetine imza attı Akhisar.
Fenerbahçe'nin bu kadar yoğun baskıda, Akhisar'ın iki stoperini hiç bozamayışı gerçekten dünkü maçın en ilginç yanıydı.
Zaten Fenerbahçe'nin adam eksiltemeyen ve duvar olamayan bu forvetlerle rakip defansı yerden bozması çok zor. Douglao ile İsmail de gecenin yıldızlarıydı.
Fenerbahçe ise bence pek onarılmasını mümkün görmediğim bir yara aldı.
En yüksek not 8 Douglao
En düşük not 3 Sow
Gürcan Bilgiç: Statükoya yenilmek
Haftanın son maçı olmaktan çıkıp, finali haline gelmişti karşılaşma. Futbol kağıt üstünden sıyrılıp kendi kelimelerini de daha maçın başından itibaren yazmaya başladı. Güray'ın jeneriklik vuruşu sonrasında, kalesinde pozisyon bile görmeden yenik duruma düştü Fenerbahçe.
Bu hesapları değiştirmedi ama ilerleyen dakikaların panik halini sarı-lacivertli tarafa taşıdı. Gekas'ın bile ön libero oynadığı anlarda, üst üste ataklar geldi.Fenerbahçe takım halinde Akhisar ceza alanına yerleşti. Birbiri ardına pozisyonlarda, "nasıl olur?" denilen kaçan golleri yazmaya başladık notlara. Bu kalabalığın içine yüksek toplarla gitme isteği, maçın taktik aklının geriye sayımıydı. Üstelik bu yüksek toplara değecek, "kafacı" bir forvetiniz de yoksa. Bunu ilk yarıda görüp, bekleyebilirsiniz ama ikinci yarıya da aynı taktik ve takımla başlamak kadercilik. Gaziantep'de Diego-Selçuk hamlesiyle, oyunun şeklini değiştiren İsmail Kartal, bu kez "bakalım ne olacak?" modelindeydi. Statükoya takılmak, iki hafta öncesinden dersler çıkaramamak, İsmail Hoca'nın kendine yapacağı eleştiri olmalı.
Liderlik baskısı, 60'dan sonra Fenerbahçe'nin takım halinde düzenini bozdu. Ezberlenmiş setler yerine, içgüdüleri ile golün peşine düştüler. Emre Belözoğlu'nun çıkmasıyla birlikte oyun aklı da sahadan ayrıldı. Bundan sonrasında bireysellik başladı.
Rakipten gelen topu ofsayt olarak değerlendiren yardımcısına uyan, ya da Sow'un kaleciyle karşı karşıya kalacağı pozisyonu faul attırmak için durduran Özgür Yankaya, Custodio'ya da ikinci sarıyı gösteremedi. Bu kadar çok koşup, bu kadar yanlış yorum yapan bir hakem ender bulunur. Planını tutturup, son bölüme ofansif hamleler ile giren Roberto Carlos istediğini aldı. Oyun zekası ve risk zamanlaması böyle bir şey işte.
En yüksek not 8
Oğuz
En düşük not 5
Emenike
Erman Toroğlu: İkinci sarıları çıkaramadı
Hayatımda hiç iddaa oynamadım. Maçtan önce 5-6 kişi bana, "Maç ne olur?" diye sordu. "Banko Fener" dedim. "İlk yarı mı? İkinci yarı mı?" diye ikinci bir soru yönelttiler. İşin ne olduğunu bilmediğim için "İlk yarıda da ikinci yarıda da Fenerbahçe alır" diye cevap verdim.
Diyeceksiniz ki peki Akhisar maçı nasıl kazandı? Önce çalışacaksın! İyi mücadele edeceksin. Hani derler ya, "Benim adım Hıdır, yapacağım budur!"sonra da Allah sana yardım edecek. Dün gece bunların hepsi Akhisar'ın yanındaydı. Akhisarlılar, oyunu çirkinleştirmeden vakit geçirmeden, "Ah, vah" diye yerde yatmadan 90 dakikayı tamamladılar.
Peki Fenerbahçe ne yaptı? Çok şey yapmaya çalıştı ama az şey yaptı. Mesela rakip havadan iyi, bu tip defansa karşıdan ve yandan hava topu yollamayacaksın. Peki nereden yollayacaksın? Aut çizgisine inerek, oradan! Fenerbahçe bunu kaç kere yaptı? Veya ne zaman yaptı? İkinci yarı Emenike'yi sol dışa alarak yaptı. Zaten hepsinde de tehlike yarattı.
Pekii, madem rakip defans kalabalık, ikinci şık olarak "göbekten ver-kaç" yapacaksın.
Kaç defa yaptılar? Hiç! Üçüncü ne yapacaksın?
Ceza alanına yaklaştığın yerden şut atacaksın? Kaç defa yaptılar?
Bir kere. O zaman oldu. O zaman, Fenerbahçe ile İsmail Kartal hatayı kendinde arayacak. Biliyorum, şimdi diyecekler ki, "Hakem kötüydü." Bu hakem ilk çıktığında iyi çıktı! Sonra Yusuf Namoğlu bunun "özel eğitimcisi" oldu. Ama bu hakem ileri gideceğine geri gitti. İyi hatırlıyorum; bir Türkiye Kupası maçını Kayseri'den alıp Fenerbahçe'ye verdi.
Peki bu hakem dün gece neler yaptı?
Yaptığı en büyük hata Akhisarlılar'ın yaptığı faulde, Sow'un gol pozisyonuna gireceği anda avantajı kesip daha doğrusu avantaj kuralını uygulamayıp, belki de golü engellemesi oldu. Akhisar'ın attığı ilk gol ofsayt mı? O yardımcıya ait.
Çizgi çekip bakmak lazım. Hakem sarı kartları iki takıma da doğru mu uyguladı? Kesinlikle hayır! Bu kadar çok sarı kartın olduğu yerde eğer bu sarılar kırmızıya dönmüyorsa ya verdiğin sarı kartlar hatalı ya da verdiğin sarı kartların fazla olduğunu düşünüp ikinci sarıyı gösteremiyorsun demektir.
Burada Akhisarspor'u oynadığı oyun şeklinden dolayı fazla tenkit edemeyeceğim. Çünkü Fenerbahçe'ye karşı topa vurmayacaksın. Pas yapacaksın ve boşa çıkacaksın. Haliyle de biraz agresif oynayacaksın. Akhisar defansı agresif oynadı. Ama orta sahası ile hücumu kaymaklı ekmek kadayıfı gibi yumuşacıktı! Bunu neden söylüyorum. Fenerbahçeli futbolcuların bazı şeylerin arkasına sığınmamaları gerektiğini anlatmak için. Çünkü skoru 2-1 yapsalar maç 5-1 biter. Niye Akhisar gol bulmak için üstüne gelecek, o zaman arka tarafına sarkacaksın.
Bütün bunların yanında Fenerbahçe rahat gol pozisyonu bulacaktı. En az 6 tane şans yakaladı. Futbolun kaderi bu atamazsan yersin. Veya atamayana atarlar. Fenerbahçe bundan çok zor maçları çevirdi ama dün gece mağlup oldu. Bu bir trafik kazasıdır! Ummadığın taş baş yarar. Dün gece mağlup olmasına rağmen Galatasaray ve Beşiktaş'a baktığımda hala Fenerbahçe bir adım önde gözüküyor. Maçın en iyi adamı tartışmasız Oğuz Dağlaroğlu.
Akhisarlı futbolcular oyunu çirkinleştirmeden, vakit geçirmeden, yerde yatmadan oynadılar.
Mağlup olmasına rağmen, G.Saray ve Beşiktaş'a baktığımda hala F.Bahçe bir adım önde.
Rıdvan Dilmen: Gülme komşuna!
21 hafta tamamlandı. Yüzlerce maç oynandı. 1- Balıkesir-Galatasaray, 2 dünkü F.Bahçe-Akhisar maçı... En büyük sürpriz de ilk 2'ye girer. İddialı konuşmayı sevmem ama iddialı konuşup da yanıldığım maçlardan biri oldu dünkü mücadele. Fenerbahçe kötü oynasa bile bu maçı kazanabilir diye düşünüyordum.
Roberto Carlos, enteresan bir karar aldı oyunun sonlarında. 1-0'dan sonra hiç çıkamayan bir Akhisar vardı. "Bu sıcağa kar dayanmaz" denilecek bir mücadele vardı. Risk aldı. LuaLua 1, Vaz Te 2. Oyunda kim var? Gekas. Savunma yaparak yiyeceğime hücum yaparak yiyeyim dedi. 2-1 yapınca savunmacı soktu hemen. Carlos 1-1'e razı değildi. Bir teknik direktör bu kadar mahkum oynarken, 2 ofansif oyuncu sokuyorsa ya çılgındır, ya da 'atarsam yenerim' diye düşünmüştür. Kazanan haklıdır. 'Bekleyerek yenileceğime oynayarak yenilirim'dedi, kazandı. Kazanan her zaman haklıdır. İnanılmaz bir şekilde panik halinde oynadı Fenerbahçe. Gökhan sinirli, Caner sinirli, Egemen sinirli... Sow yarım metre çıkmış topa itiraz ediyor. Tamam, hakem orta sahada 2 sarı kartlık pozisyonu kaçırdı ama bu kadar itiraz, bu kadar sinir Fenerbahçe'nin aleyhine. İkinci yarıda durdu
Fenerbahçe, dönüşlerinde sorun yaşamaya başladı. Ayrıca yapılan müdahaleler de verimli olmadı.
Fenerbahçe öne geçtiği zaman tutabilecek bir kadrosu var. Pas yüzdesiyle, fiziğiyle, kapatmasıyla... Egemen ve Alves'le kaybetmedi ama sürekli açık oynayarak değildi bunlar. İyi kapatarak kazandı. Fenerbahçe forvetlerine "Senede en az 10 gol atar" dersin ama bu oyuncuların gol verimliliğine 8 vermezsin. Fakat hepsi birden kötü oynadığında, alan genişlediğinde sorun yaşıyorsun. Hoca da teşhisi koydu ama teşhisi koyan Carlos'tu.
Eskişehir"ben şehir takımıyım düşmem" derken zora girdi. Önce Gençlerbirliği'ni yendi, döndü lider Beşiktaş'ı yendi. Akhisar 2 galibiyet aldı, biri Fenerbahçe'den. Burada sürpriz bir sonuç oldu ama Akhisar temiz bir galibiyet aldı.Fenerbahçe'nin başına gelen "Gülme komşuna, gelir başına"durumudur. Bu saatten sonra puan aslanın ağzında...