ÖMER ÜRÜNDÜL: Çalımbay faktörü
Rıza Çalımbay, sezon başı Antalya'da görevdeyken Galatasaray'a karşı uygulattığı taktik planın aynısını dün gece Trabzonspor'a uygulattı. Ana hedef önde etkili baskı ile Galatasaray'ın kurgusunu bozmaktı. Bu düşüncenin yanı sıra bir de çok coşkulu bir futbolcular grubu gündeme gelince 90 dakika ev sahibi lehine beklenmeyen bir saha içi üstünlüğü gündeme geldi
Galatasaray, ilk yarıda etkili pres karşısında ancak oyunu tutmaya çalıştı. Bu arada bilhassa yüksek toplarda ciddi kale önü tehlikeleri yaşadı. Bunlardan iki tanesi çok netti. Galatasaray, ofansif açıdan bir varlık gösteremiyordu. Mariano, Olcay tarafından kilitlenince de alışılmış, etkili sağ kanat bindirmeleri en aza indi. Sol kulvarda Linnes ve Tolga ikilisiyle zaten bu kanadı işler hale getirmek mümkün değildi. Biraz bir şeyler yapması mümkün olan Feghouli de profesyonelliği yakışmayacak bir şekilde sinirlerine hakim olamayınca devre sonunda kırmızı kart gördü. Eğer o hareketi yapmasa sadece Olcay kırmızı kart görecekti. S.O.S veren duran toplar ikinci yarı başında golle sonuçlanınca Galatasaray'ın işi iyice zorlaştı. Baskı kuramadıkları gibi yine oyunu istediği gibi oynayan Trabzonspor'du. İkinci golle birlikte ümitler iyice azıldı. Sonuçta Galatasaray takım halinde çok kötü oynadığı bir maçta hem kontrolü eline hiç alamadı hem kale önü tehlikeleri yaşadı hem iki gol yedi hem de pozisyon bulamadı. Galatasaray adına tek akılda kalan olumlu görüntü Rodrigues'in kişisel çabasıyla attığı goldü. Bir parantez de Gomis'e açmak istiyorum: Herkese göre değil ama bana göre son haftalarda fiziki bir düşüş içine girdi. Dün sadece hayalet gibiydi. Takımı rahatlatacak hiçbir varyasyon yapamadı. Duran toplarda kalesine yardıma geldi. Ama hep Trabzonsporlular kafayı vurdu. Ne kadar kötü oynadığı şöyle belli ki; takım yenik durumdayken, Tudor en önemli golcüsünü oyundan aldı.
Dünkü Trabzonspor'un büyük başarısının bir numaralı mimarı Rıza Çalımbay'dır. Üst düzey motivasyon, mükemmel taktik plan, doğru bir takım tertibi ve oyun içindeki doğru müdahaleler... Futbolcular kapasitelerinin üzerine çıktılar, sahanın yıldızı Yusuf Yazıcı'ydı.
AHMET ÇAKAR: Hakemin 2 yanlışı ve 2 doğrusu var
Galatasaray'ı iki haftadır ciddi diyebileceğimiz rakipler karşısında şaşkınlıkla izliyoruz. Toplamda 5 puan kaybettiler ve buldukları gol ve gol pozisyonu sayısı birkaçı geçmez. Üstelik dün gece futbol adına ortaya koskoca bir sıfır koydular. Hiçbir oyuncusu bırakın iyi olmayı, vasatı bile bulamadı. Rodrigues ile attıkları gol dışında, bırakın gol pozisyonunu neredeyse tehlikeli pozisyonları bile olmadı. Buna karşılık iki gol yiyip özellikle ilk yarıda da yan toplardan çok ama çok önemli pozisyonlar verdiler. Trabzonspor aslında bunlardan birini atsaydı, ilk yarıyı önde kapatabilirdi.
Trabzonspor, ikinci yarıya golle başladı. Direkten dönen topu N'Doye tamamladı ve Trabzonspor'u öne geçirdi. Gelelim Trabzonspor'un ikinci golüne... Hazırlanışı ve yapılışı ile çok güzel. Orta sahadan Okay aldı, topu sürdü, herkes sola bırakacak zannetti ama sağdaki maçın yıldızı Yusuf Yazıcı'nın önüne bıraktı. O da Messi'nin çok sık yaptığı gibi topu çaprazdan içeri çekip müthiş vurdu. Her ne kadar Denayer'e çarpıp gol olsa da harika diyeceğimiz bir gol. Bence Galatasaray'da Bafetimbi Gomis'in oyundan alınması büyük hata. Zaten rakip kaleye gidemiyorsun, zaten tek tük pozisyon yakalıyorsun. Gomis ne kadar kötü de oynasa bir an gelir, Gomis'in vuruş tekniğine ya da fırsatçılığına ihtiyaç duyabilirsin. Bence teknik direktör Igor Tudor önemli bir hata yaptı.
Gelelim maçın hakemi Halis Özkahya'ya.. İlk yarıda Fernandao'ya Bero'nun tabanı kesinlikle kırmızı karttı. Halis, bu pozisyonda bırakın kırmızı kartı, sarı bile vermedi. Olcay Şahan ve Feghouli'nin yaşanan kavgada atılmasını doğru buluyorum. Ama son dakikada Ndiaye'ye gösterdiği ikinci sarıdan gelen kırmızı kart yanlış. Ndiaye hamleyi yapıyor, rakibe basmayıp ayağını yere basıyor, Yusuf da ona takılıyor. Asla sarı kartlık bir hareket değil. Bu karar yanlıştı.
RIDVAN DİLMEN: Çalımbay'ın takımları teslim olmaz
Diyelim ki Süper Lig'i hiç bilmeyen bir Çinli, dünkü maçı izlesin... Kimin 23 puanda kimin 9 puanda olduğunu bilmesin. Maçı izlerken bir yandan anlatın kimin kim olduğunu. İnanmaz... Nasıl bu takım bu kadar fark yedi diye düşünür. Hiç birimiz göremedik ama Aykut Kocaman, "Sert maçlar geliyor ve düşüşleri başlayacak" diyerek bir öngörüde bulundu.
Galatasaray, 9 hafta kredisini çok iyi kullandı. Ama şunu söyleyelim: Tudor büyük maçlarda sınavı geçemedi. Geçen sezonu da katarsak, Beşiktaş'ı yenemedi, iki kez Fenerbahçe'yi yenemedi. Başakşehir'i geçemedi. Yani ilk 4'teki takımlara kazanamadı. Kadro açıklandığında Trabzonsporlular, Sosa'nın oynamamasından rahatsızdı. Rıza Çalımbay'ın bu kararı büyük bir cesarettir. Kaybetselerdi yerle bir ederlerdi. Milan'dan gelen oyuncu yerine Yusuf'u tercih ediyorsun. Trabzon maç boyunca pozisyon vermedi. İyi oynamaya çalışan, iyi kontratak yapan, altyap-ı dan yetiştirdiği oyuncuların da performans gösterdiği bir Trabzonspor izledik.
Galatasaray'a gelince; geçen hafta 3 sistem değiştiren bir teknik direktör vardı. Tudor'a eksi yazabiliriz. Gomis bana ne zaman sorulsa hep büyük oyuncu olmadığını ancak golleriyle konuşulacağını söylüyorum. Gomis'i oyunuyla değerlendirirsen oynatmazsın ama 1-0 gerideyken özel bir problemi yoksa (hastalık, sakatlık, kendi isteği gibi) oyundan çıkmaz. Kaleye gidemiyorsun ki gitmek zorundasın belli o dakikalar gelmiş. Gomis çıkmaz. Eren'i oyuna sokma demiyorum, sok ama ikinci forvet olsun. Linnes sahada yok. Denayer çok hata yapıyor. Maicon açıklar verdi. Selçuk kötü. Ndiaye'yi bir tek kartlarda gördüm. Feghouli de etkili değildi. Galatasaray'ın 11'ini koyunca sprint olarak savunmanın önünde oynayan oyunculara bakacak olursak Fernando çabuk bir oyuncu değil. Hız problemin var. Bunu da hızlılarla çözersin; Yasin, Rodrigues bunlar kenarda. Sahadaki Gomis'i de çıkarıyorsun. Galatasaray'ın kalecisi Muslera'nın yan topları zayıf. Takım olarak bunu da biliyorsak Maicon niye arkası dönük oyuncuya gidip sert faul yapar. Yan toplar rakipler için zaten penaltı gibi. Durup dururken yüzünü döndürüyorsun. Trabzon başka bir kültür... Bunu dün yansıttılar. Pereira, Trabzonlu olmuş artık. Sosa reaksiyon göstermiyor. Trabzon'un reaksiyon gösteren oyunculara ihtiyacı var. Rıza Çalımbay'ın takımlarına hiçbir zaman favori olamazsın. Çalımbay'ın takımları teslim olmaz. Sivaslı bizim Rıza, Trabzon'un yapısına uydu...
Bana göre kartlar:
Karşılaşmada çıkan kırmızı kartlar doğru... Olcay Şahan, sarı kart görecekken ilerletti. Feghouli itmeyle bırakmadı. Gereksiz hareketlerdi. Bero'nun Fernando'ya yaptığı faul en az sarı kart olmalıydı. Gelişi bile sarı kart. Galatasaraylı Denayer'in eline çarpan pozisyon ise penaltı değil. Diğer eline çarpsa penaltı olurdu.
İSKENDER GÜNEN: Trabzon için lig yeni başladı...
Dün gerçekten büyük takıma yakışan bir oyun seyrettik. Uzun zaman sonra Trabzonspor tüm hatlarıyla kusursuz bir görüntü içerisindeydi. Trabzonspor adına doğruların çok fazla olduğu bir 90 dakika izledik. Önde baskı yaparak maça başladıktan sonra topun olduğu her yerde çoğaldılar. Saha içi yardımlaşmaları üst düzeyde idi. İlk yarı Trabzonspor serbest vuruştan üç kez gole yaklaşan taraftı. Orta alanda Onazi ve Okay gerçekten çok iyi bir mücadele sergiledi. Özellikle Onazi'nin rakipten kaptığı kritik toplar vardı. Sadece ilk yarıda top rakip alana geçtiğinde Yusuf Yazıcı'dan başka oyun aklını kullanan bir isim bulunmaması ya da bir başka deyişle dripling özelliği olan oyuncunun olmayışı, rakibi eksik yakaladıkları anlarda gol pozisyonu üretememelerinin en önemli nedeniydi.
İlk yarının son dakikalarında Olcay Şahan ve Feghouli'nin oyundan atılması doğru karardı.
İkinci yarı N'Doye ile gelen golden sonra coşkusu ve kazanma azmi çok yüksek bir Trabzonspor vardı sahada. Çabuk ve hızlı öne yaptıkları atak girişimlerinin birinde Yusuf Yazıcı gerçekten mükemmel bir gole imza attı. Bu oyuncuyu seyretmek büyük keyif.
İkinci yarı N'Doye ile gelen golden sonra coşkusu ve kazanma azmi çok yüksek bir Trabzonspor vardı sahada. Çabuk ve hızlı öne yaptıkları atak girişimlerinin birinde Yusuf Yazıcı gerçekten mükemmel bir gole imza attı. Bu oyuncuyu seyretmek büyük keyif.
LEVENT TÜZEMEN: Büyük hoca İgor Tudor!
Bükemediğin bileği öpeceksin. Evinde Akhisar'dan 6'ı, Alanya'dan 4, toplamda 10 gol yiyen Trabzonspor, onca eksik yıldızlarına rağmen Galatasaray'a ilk yenilgisini tattırırken, alkışlanacak bir mücadele ortaya koydu. Bu maç, iki teknik adam arasındaki farkı gösteriyor. Tudor, Rıza Çalımbay'la girdiği iki düelloda da tuş oldu. Galatasaray taraftarları, bu Tudor'u geçen seneden beri eleştirdiğim için tepki gösteriyorlardı. Ben daha da büyük söylüyorum; Tudor'un teknik direktörlüğünde Galatasaray asla şampiyon olamaz. Çünkü Hırvat hocanın bilgi-becerisi bir maça farklılığını koyabilecek kalite ve kapasitede değil. Tudor'dan, sadece iyi bir kondisyoner olur. Bu gidişle Tudor da Beşiktaş'ı çalıştıran vatandaşı Bilic gibi derbi kazanamadan Türkiye'den ayrılır. Galatasaray'ın Trabzon kalesinde iz bırakacak bir pozisyonu yoktu. İlk yarıda eğer Mustafa Akbaş ve Okay isabetli vuruşları yapsaydı, Galatasaray erken havlu atacaktı. Şimdi Tudor'a soruyorum; Galatasaray pozisyon üretemiyor, bir şeyler yapmaya çalışan Feghouli oyundan aptalca atılıyor... İkinci yarıya başlarken, bir hamle yapılmaz mı? Galatasaray hücuma çıkamıyorsa, çıkar oyundan Selçuk'u koy Rodrigues'i. Ama Bursa'da bir sihirbazlık yaptı ya... Galatasaray golü yedikten sonra Tudor efendi, Gomis-Selçuk ikilisini çıkarıp, Eren-Rodrigues ikilisini aldı. Bu takımın sezon başından ber i gol yükünü Gomis çekti. Fransız yıldız, maçın başından itibaren markaj altında oynadı, bir kez olsun gol yapabileceği pozisyon bulamadı. O zaman Eren girekcekse Gomis de oynayacak. Sana gol lazım Gomis mi çıkar? Çünkü çift forvet anlayışında Gomis, gol pozisyonları kesin bulurdu. Malasef bu Tudor'da yıldız oyunculara karşı bir takıntı var. Geçen sezon Bruma- Sneijder'e takmıştı kafayı, şimdi Gomis'e taktı galiba.
Tunus, Fas, Cezayir'den oyuncu alırken, sözleşmeye ağır şartlar koyacaksın. Çünkü bu ülkelerin futbolcuları çok disiplinsiz oluyor. Feghouli de Belhanda gibi gereksiz yere oyundan atıldı ve Galatasaray'a zarar verdi.
ERMAN TOROĞLU: G.Saray'da disiplin eksikliği var
Şöyle enteresan bir maç... Trabzon teknik direktör değişikliğinden sonra bir büyük maçta ne yapacak? G.Saray, oynayacağı bu zor deplasman maçında ne yapacak? Önce Trabzon'dan başlayalım; Teknik direktör değişikliği yüzde 100 kendini göstermiş. Trabzonlu futbolcular üzerlerinden ölü toprağı kalkmış gibi mücadele ettiler. Galibiyet kesinlikle bordo-mavililerin hakkıydı. Hem hücumda çoğaldılar, hem defansta çoğaldılar, hem rakipten kaptıkları topları alıp hücuma kalktılar hem kendi defanslarından topları alıp hücuma çıktılar. Rıza Hoca'nın geldiği net bir biçimde belliydi.
G.Saray'a dönüyoruz...
Teknik direktör ile bazı futbolcuların arasında kopukluk var. Mesela benim dışarıdan gördüğüm Gomis'le... Eğer Gomis istediği topları alır da verimli olamazsa tamam. Ama eğer Gomis'e topu getiremezsiniz, ne yapsın? Dün gece meşin yuvarlağı Gomis'e getiremediler.
Muslera da bazı yan toplarda gereksiz çıkıyor, bazılarında da gereksiz kalede kalıyor. O da eski Muslera değil.
Rıza hoca, Yusuf Yazıcı'yı daha çok sağ açık tarafına kaydırarak oynattı. Sol ayaklı olan bu oyuncu hem içeriye, hem dışarıya çalım atarak G.Saray defansına zor anlar yaşattı. Ayağına da hakim olduğu için kolay top kaptırmadı. Rıza hoca, takımını bu kadar kısa sürede tanıyıp gerekli işleri yaparken, Tudor'a bakıyorsunuz, şansı da yaver gittiği halde daha hala sahaya çıkacak kadroda ve takımın içinde otorite sağlayamamış. Takımına hakim değil. Öncelikle G.Saray'da disiplin noksanlığı var. Geçen hafta Belhanda'nın atıldığı pozisyonda disiplin eksikliği var. Bu hafta Feghouli'nin atıldığı pozisyon... Bunların hepsi takımdaki hoca disiplinsizliğini gösterir. İlk yarının sonunda Olcay ile Feghouli'nin atıldığı pozisyonda bence verilen kırmızı kartlar doğru. Ama ilk yarıda Trabzonsporlu Bero'nun, Galatasaraylı Fernando'ya girdiği pozisyon kesin kırmızı kart olmalıydı. Ndiaye'nin gördüğü ikinci sarı tartışılır. Öyle veya böyle şunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Trabzonspor bu maçı almayı hak etti. Galatasaray da kaybetmeyi hak etti. Öküz altında buzağı aramaya gerek yok.
MURAT ÖZBOSTAN: Acemi Tudor ve yürekli adamlar
Galatasaray mağlubiyeti, Trabzonspor galibiyeti hak etti. Sarı-kırmızılı takım ligin ilk yarısını ikiye bölersek ilk etapta şanslı bir fikstür ile maçlarını kazandı.. Yolun ikinci yarısı zorluydu. Önce Fenerbahçe ve dün gece de Trabzonspor.. Daha yolda Beşiktaş ile Başakşehir var. Kısacası Galatasaray'ın zorlu maçlarda foyası ortaya çıktı. Kadronuz ne kadar iyi olursa olsun, başınızda bu yükü kaldıracak hoca olmazsa, krizden çıkamazsınız. Koca Galatasaray'ın doğru dürüst gol pozisyonu yoktu. Tudor, "Trabzon'dan bir puan alayım bize yeter" diyordu. Tıpkı evinde Fenerbahçe karşısında olduğu gibi.. Yani korkaktı! Ama korkunun ecele faydası yok. Trabzon karşısında takımı fizik olarak sınıfta kaldı. Selçuk, Fernando ve Tolga etkisizdi. Tabii ki Rıza Çalımbay'ın hakkını yemeyelim. Antalyaspor ile Galatasaray'a çelme takan Çalımbay dersine iyi çalışmış. Galatasaray'ın hücuma çıkarken bütün aksiyonlarının üzerine yaptığı presle 'önce boz sonra oyna' taktiği ile acemi İgor Tudor'a ustalık dersi verdi. Trabzonspor'da Onazi orta sahada Atiba gibi top oynadı. Onazi'nin dinamizmi, Yusuf Yazıcı'nın yaratıcılığı ile birleşince de ikinci yarı skor tabelası Fırtına lehine iki kez değişti. Trabzonspor taraftarı önünde son iki maçında kalesinde 10 gol görmüştü. Ligin en fazla gol atan takımının namağlup apoletini söküp atabilmek için emin olun sadece yetenek yetmezdi. Bordo-mavili futbolcular, dün sahaya karakterlerini ve yüreklerini koydular. Bunu yapmadıkları her maç taraftarları onları sorgular. Unutmasınlar..
BÜLENT TİMURLENK: Tudor'un düşük duygusal zekası
Mourinho der ki "Oyun içinde büyük baskı altındayken işler yolunda gitmezken doğru kararlar verebilmek dışarıdan görüldüğü kadar kolay değildir. Duygusal zekası (EQ) düşük olanlar yanlış kararlar verirler." Tudor, F.Bahçe derbisinde olduğu gibi Trabzon'da maçı kulübeden taraftar heyecanıyla izleyip baskı altında (5 derbi 0 galibiyet) duygusal zekasını sorgulattı. Linnes'e Latovlevici'yi maskeyle oynatacak kadar güvenmeyen Tudor, dün sol bekte Linnes ile başladı. Sezon başındaki skor katkısı yüzünden sol açık ilan edilen Tolga ile birlikte G.Saray yine tek kanatlı kaldı.
Aykut Kocaman, Fernando'ya baskıyla rakibini bozmuştu, dün de Rıza Çalımbay iyi hücumcu Mariano'nun üzerine oyundan atılana kadar Olcay'ı sürdü...
Galatasaray'da oynamak isteyen çok futbolcu var. Denayer de bunlardan biriydi. Hava toplarında sıfır zamanlaması olan, ağır, ikili mücadelede hep bir adım geri kaçan Belçikalı bu performansıyla oynamak istiyorsa üstüne para vermeli...
Feghouli atıldıktan sonra 46'da forvette tek başına kalan Gomis'e top getirecek Garry'yi oyuna alıp sarı kartlı Ndiaye'yi oyundan almayan Tudor, aynı hatayı derbide Belhanda'yı oyunda tutarak yapmış, Kocaman fırsatı tepmişti... Çalımbay ise değişiklikleriyle Hırvat teknik adamı mat etmeyi başardı.
Sağ kanatta görev yapması gereken Feghouli'yi yine forvet arkasına gönderen ve iki 10 numara peşinde koşan Tudor'a tavsiye: Sarri'nin Napoli'sini izlemesin, fazla kafasını karıştırıyor...
Gomis'in çıkıp Eren'in girmesi oyuna bakışın iflasıdır. Kulübedeki yardımcı Ayhan Akman aynaya bakıp kendine sormalı: "Tudor'un görmediğini görmek benim işim değil mi? Gördüğümü söylemiyorsam burada ne işim var?"
Beş maçtır kazanamayan ve dört eksikle maça hazırlanan Trabzonspor'da Çalımbay, Sosa'yı da kulübeye çekerek savaşan bir orta sahayla önde yaptığı baskıyla Tudor'u mat etmeyi başardı. Oyunu okuması kadar attığı nefis serbest vuruşlar ve kornerler Yusuf'u inşallah çok daha yukarılara taşıyacak...
Sadece maçın hakemi Halis Özkahya değil, ligde düdük çalan tüm hakemler şunu bilmeli: Siz o kadar YOK'sunuz ki; VAR bile kurtaramayacak sizi...