SORU
MHK iki sezondur performansı ile Türk futboluna zarar veriyor. Yanlış atamalar, ısrarla belli maçlara verilen hakemler ve VAR'daki hatalarla TFF yönetimi sanki bir kaosun içine sürükleniyor. Bunların sebebi yaklaşan genel kurul öncesi Yıldırım Demirören yönetiminin elini zayıflatmak olabilir mi? Federasyon, Merkez Hakem Kurulu'na müdahale etmek yerine destek vererek hata mı etti?
AHMET ÇAKAR
Kibir, ego ve MHK'nin eyyamı futbolu bitirdi!
Testiyi taşıyanla kıranı bir tutan MHK, VAR uygulamasında sınıfta kaldı. Her ne kadar Yusuf Namoğlu, 'Ofsayttan gol yiyen takım yok' dese de VAR'a rağmen puanı çalınan takımlar oldu. Atamalarda da ciddi sıkıntı var. Örneğin Beşiktaş-Trabzon maçında 7 dakika uzatma veren Halil Umut Meler'e Trabzonspor yoğun tepki göstermişti. Hemen arkasından çok kritik Trabzon-Başakşehir maçına yine Meler'i vermek Trabzonspor'u tahrik etmektir. Üstelik maç 3 dakika uzatıldı. Oysa ki İstanbul'daki maç 6 dakika uzatılıyorsa o maçta da ikinci yarıda yaşanan duraksamalara baktığımızda 3 dakikanın çok üzerinde bir ilave süre oynanması gerekirdi. Bunlar detaymış gibi görünse de takımların ve futbol kamuoyunun hakemlere inancını zayıflatıyor. Fenerbahçe'nin iki puanı VAR'a rağmen çalındı. Son dakikada Bursasporlu oyuncunun Valbuena'ya faulü var. Hakem bunu atlamış olabilir, orta sahada kritik bir pozisyon. Ama VAR sistemi bu tür pozisyonlar için getirildi. Cüneyt Çakır, VAR'a bakıp yine de o golü veriyorsa, hakemlerimizin hâlâ tartışılması normaldir. Aslında Namoğlu komitesi en büyük hatasını Galatasaray-Konya maçından sonra yaptı. Sırf Galatasaray'ın gazını almak için maçın hakemi Hüseyin Göçek ve VAR hakemi Halis Özkahya'yı süresiz dinlendireceğini açıkladı. Dinlendirmek başka bir şeydir, dinlendirdiğini resmen açıklamak başka bir şeydir. Bir hakemin dinlendirildiğini resmen açıkladığınızda bunun adı eyyamdır. Bunun adı korkaklıktır. Nitekim bu açıklamadan sonra Kulüpler Birliği ve birçok kulüp böyle bir açıklamanın çok tehlikeli ve taraflı olduğunu düşünerek tepki gösterdiler. Bu tepkilerinde haklıydılar. Ayrıca sahadaki ve VAR'daki hakem arasındaki hiyerarşik statü takımların kaderiyle oynuyor. Çömez bir hakem Cüneyt Çakır'a "Tekrar incele, tekrar VAR'a git" dediğinde birden ego savaşları ön plana çıkıyor. Bazı hakemler VAR'a rağmen tükürdüğünü yalamak ya da hatalı kararlarını düzeltmek gibi bir yola başvurmuyorlar. Acı olan şu; milyonlarca Euro yatırım yapılıyor ama takımların kaderleri kibir-ego ve MHK'nın eyyamı gibi davranışlarla heba oluyor.
GÜNDEME OTURAN FOTOĞRAF
8 Haziran 2017'de VAR için yapılan denemelerin birine MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, Başakşehir Başkanı (O dönem aynı zamanda Kulüpler Birliği başkanı olan) Göksel Gümüşdağ, ve TFF yöneticileri katılmıştı. Trabzon-Başakşehir maçının VAR hakemi Fırat Aydınus'tu. İşte bu kare Trabzon taraftarının en çok paylaştığı ve tepki gösterdiği fotoğraf oldu.
FATİH DOĞAN
Parayı çok kişi değil az kişi paylaşıyor!
Türk futbolunun kanayan yarası MHK... TFF'nin bu hakem yapısıyla Türk futbolunu ileriye götürmesi mümkün değil. Yıllardır hakemler sebepsonuç ilişkisini yanlış kurguluyor. Sonuç odaklı hareket ediyorlar. Hakemler imtiyazlarını kaybetmemek için 'Sorun çıkarmayacak' kararları ve sonuçları kendilerine liman seçiyorlar. Çoğu art niyetli olmasa da otokontrol yapıyor. Sistem hatası var. MHK bu kafayı ve sistemi değiştirmezse hakemlerin oyuncağı olur. VAR geldikten sonra 22 kişilik hakem havuzu 50 kişiye çıkmalıydı. Rekabet artırılarak, aylık 20 ila 70 bin TL arasında elde edilen kazançlar hak edene ve daha çok kişiye dağıtılmalı. Ödül ceza sistemi değişmezse, 22 kişiyle devam edilirse bu hakemler önce MHK yönetimini, bu MHK de TFF yönetimini ciddi krizlere sokacağa benziyor..
TURGAY DEMİR
Oyunun içinde kimler VAR yakında ortaya çıkar
Futbol mahallesinde, puslu havayı seven çakallar cirit atmaya başladı. Hem memlekette seçim atmosferi var hem de federasyon seçime gidecek. Aylardır "Devletin desteklediği takım" algı operasyonuna maruz kalan Başakşehir ile bu ülkenin her türlü problemine duyarlı olan Trabzon insanının temsilcisi Trabzonspor'un maçı varsa yeme de yanında yat. Zemin bu kadar hazır olunca futbolun dehlizlerinde uykuya geçmiş olan ama gelecekle ilgili planlarından hiç vazgeçmeyen bir grup operasyonel güç hemen harekete geçti. Trabzonspor-Başakşehir maçında yaşanan hakem hatalarını bir çocuk saflığında değerlendirsek bile hatanın ötesinde şeyler olduğu açık. Trabzonspor'un penaltısı verilmedi. Yediği 2 golde de bariz fauller vardı. Kör gözün parmağına bunları görmezden gelenler bir yandan "Bakın devlet Başakşehir'i kolluyor" algısını oluşturmak isteyenlere hizmet ederken, diğer yandan da Trabzon şehrinden yetişmiş olan çok değerli siyasetçileri seçim öncesi hedef tahtası durumuna getirmeyi amaçladı. Hesaplarına göre bir taşla 5 kuş vuracaklar! Bir yandan "Başakşehir devlet tarafından kollanır" havası yaratacaklar, diğer yandan da "Trabzonspor'u ince kıyım doğruyorlar ama Trabzonlu siyasetçiler 'gık' bile demiyorlar" manzarasını toplumun önüne koyacaklar.
O nedenle önce futbol tarafına bakalım. Sayın Yıldırım Demirören, MHK başta tüm kurullarını çok sıkı denetlemek zorundadır. Görünen o ki perde arkasında birileri kongre öncesi Demirören'i teslim almak istiyorlar. Amaçları hakem hataları nedeniyle bunalmış bir TFF başkanını istedikleri kıvama getirip genel kurulda futbolu kendilerinin yöneteceği ekipleri işin başına getirmek.
BAŞKA TÜRKİYE YOK
Hatayı yapanlar, yaptıkları hataları önlerindeki ekrana rağmen düzeltemeyenler, oyunun ne kadar içindeler ve bu hatalarının kimlerin işine nasıl yarayacağının ne kadar bilincindeler onu bilemem. Bildiğim şu ki; birileri suyun akışına müdahale etmek istiyor. Herkes dikkatli olmalı. Federasyon, kurullarına hakim olmalı. MHK kör gözün parmağına hata yapan hakemleri ısrarla görevde tutmamalı. Oyunun içinde oyun var diyorum. Bu oyunun içinde kimler olduğu çok yakında ortaya çıkar. Memleketin etrafında dünyanın egemen güçlerinin bin bir türlü oyunları var. Bu şartlarda en tepedeki Cumhurbaşkanı'ndan en aşağındaki vatandaşa kadar iyi niyetli olan herkes memleketin bekâsı için uğraşıyor. Bu manzarayı değiştirip futbol topunun sihrini toplumu bölmek ve parçalamak için kullanmak isteyenler ise aportta bekliyorlar. TFF çok dikkatli olacak. Tüm kurullarının adaletli ve hakkaniyetli icraatlar yapmasını sağlayacak. Milyonlarca futbolsevere düşen ise hiçbir tahrike kapılmadan, sağduyularını korumak ve karanlık güçlerin oyununa gelmemektir. Bizim bir tane vatanımız var. Her kim ki o vatanın içinde bir kargaşaya yol açmak istiyorsa, kullandığı argüman ister meşin top olsun ister başka bir şey bu vatanın evlatları olarak dikkatli olmalı, gözü açık uyumalıyız. Başka Türkiye yok.
BÜLENT TİMURLENK
Fırat ağabey ne derse o!
TFF Türk futbolu adına pozitif projeler geliştirirken, yıllardır yumuşak karnı Merkez Hakem Kurulu. VAR teknolojisi hakemlerin kararlarındaki hatayı minumuma indirmek için var. Ama bizde nedendir bilinmez VAR'lı sezonda bile garip hatalar yapılmaya devam ediyor. Bugün Yusuf Namoğlu, geçmişte ise başka isimler, Türk futbolunun en zayıf halkası hakemliği bir adım öteye taşıyamadı. TFF'nin, işlemeyen yapıyı sorgulaması gerekiyor. Çözüm kulüplerin baskısından uzak yabancı bir MHK başkanı ve her hafta torbadan hakem seçimi. Trabzonspor-Başakşehir maçında Halil Umut Meler ve VAR hakemi Fırat Aydınus arasındaki kıdem farkı yüzünden Meler, Aydınus'un "Oynat Halilcim, devam" sözünün kurbanı oldu. Sezon başından beri hakemler arasındaki hiyerarşinin kurbanı oluyor takımlar. Meler en az 3 pozisyonda izlemeye gitmesi gerekirken, maalesef Fırat "ağabeyinin" kararını referans alıyor. Fırat Aydınus ve jenerasyonu, VAR odasından maç yönetmek istiyorlar. Yaşça onlardan küçük olan hakemler ise uzaktan kumanda ediliyor. VAR hakemlerinin sabitlenmesi lazım. Bu iş artık bir uzmanlık olmalı. Genç de olur emekli de olur ama 24 saat içinde Fırat Aydınus'un iki maçta VAR hakemi olduğu düzeni planlayanlar, TFF yönetimini zorda bırakıyor. Federasyon, renklerden bağımsız olarak VAR'ın Türk futboluna neden bu kadar az katkı yaptığını araştırmalı.
LEVENT TÜZEMEN
Üç başkan da ayar vermeye çalıştı!
TFF Başkanı Yıldırım Demirören artık MHK'ye müdahale etmelidir. Hakemler ilk haftadan itibaren VAR sistemine rağmen sonuca etki eden büyük hatalar yapıyorlar. Hakemler yetersiz mi? Yoksa TFF'ye yönelik gizli bir operasyon mu var? Yapılan hatalar Türk futbolunun adeta dibine dinamit koymaya benziyor! Özellikle Galatasaray-Konya maçından sonra Kulüpler Birliği'nin yapmış olduğu açıklama, bir ültimatom gibiydi. İfadeyi hatırlayalım; "Kulüpler Birliği Vakfı olarak Süper Lig'deki 17 takımın görüş birliği ile hakemlerle ilgili alınan ve tek bir kulübün gövde gösterisi anlamına gelecek taraflı bu kararlardan geri adım atılmasını beklediğimizi ve geri adım atılmadığı takdirde Süper Lig kulüpleri olağanüstü toplanıp Türk futbolunun adil yönetilmesi için birlikte adım atılacağını belirtiriz." Bu açıklama TFF'ye karşı bir tehdit olmuştu. Belli ki Fikret Orman, Göksel Gümüşdağ ve Ali Koç'un önderliğinde yapılan bu tehditvari açıklama TFF'yi itibarsızlaştırmaya çalışan bir açıklamaydı. Eğer TFF'yi yıpratma politikasının içinde bazı hakemler varsa ve bilerek hatalı kararlar vermeye çalışıyorlarsa bu Türk futboluna büyük zarar verir. Demirören'in MHK'nin yanı sıra hakemlerle de bir toplantı yapıp "Kendinize çeki düzen verin, ayağınızı denk alın" demesi gerekir. Antalya'daki hakem seminerinde bir konuşma yapan Demirören, "Ben hakemlerimi yedirmem" demişti. Görünen o ki bu hakemler yaptıkları ciddi hatalarla Demirören'i yiyecekler.
GÜRCAN BİLGİÇ
Federasyon değiştiremiyor
Hakemlerin sahipsizliği ortada. Kararlarını gördüklerine göre değil, konjonktür emirlerine göre yorumluyorlar. Yeri geliyor yara sarıyorlar, yeri geliyor çatır çatır yönetiyorlar. Bu yüzden VAR sistemi hepsinin kurtuluşu oldu. Üzerlerindeki baskı minimuma indi. Başta medya ve yöneticilerin yaptığı yanlış yorum farkları üzerine. Bu noktada hakem eğitimi sorgulanabilir. Cüneyt Çakır ilk yarıda oynanan 153 maçta 70 kritik kararın VAR sistemi ile değiştiğini söyledi. Yani; videoya bakmasalar esas facianın eşiğine gelecektik. Gerçek şu; hakemlerimiz iyi değiller. Dün de iyi değillerdi. Demirören federasyonu da bunu değiştirecek kapasitede ve birikimde olmadığını gösterdi. Çünkü arkalarında yedi yıl var ve hâlâ aynı şeyleri tartışıyoruz.
