GÜRCAN BİLGİÇ - LİG YENİDEN BAŞLADI
Bir haftadır Fenerbahçe'de kimsenin ağzını bıçak açmadı. Caner'e, "Uçakta yoksun" denilmesinin ardından bile bir açıklama gelmedi. Fenerbahçe taraftarı tartışıyordu gelişmeleri. Herkesin bir komplo teorisi vardı. Birincisi; Erol Bulut'un son maçı olduğu. İkincisi; futbolcuların Erol Bulut'u istemediği. Üçüncüsü; Emre Belözoğlu ve idari ekibin işleri karıştırdığı.
"Trabzonspor'a kaybederse" diye başlıyordu cümleler ama son söz sahada söylenecekti. Üstelik Bulut, düne kadar denemediği bir diziliş ve "riskli" kadroyla sahadaydı. Bu sezon ilk defa "büyük takım" refleksi gösterdiler. Bir hafta "fırtınalarla" yaşadıktan sonra birlikte oynadıklarında neler yapabileceklerini gösterdiler. Hatasıza yakın oynayan defans dörtlüsünün önünde, "Ben buradayım" diyerek ortaya çıkan Sosa vardı.
İlk 45'te oyunu kontrol ettiler ve Trabzonspor'u kalelerine getirmediler. Uğurcan performansıyla devre golsüz bitiyordu. Kazanmaya inanan takım olarak sahadaydılar. Berat'ın Mesut'un üstüne uyguladığı baskı 66. dakikada yıldız oyuncu için tabela kaldırttı. Gökhan Gönül ile Nwakaeme ise sezonun mücadelesini yapıyorlardı. Herkes Nijeryalı'nın kademesinde, onun ayağından çıkacak pasın önündeydi.
İki tarafı da çalışılmış oyun planında, sol bekte Marlon'un da devleştiğini belirtmek gerekir. Durdurduğun yerden, vurmayı planlıyorsun ama bu kez de rakibin planını bozuyor. Maçın 60'tan sonra başlayacağını söyledim. Erol Bulut, değişiklerle ön tarafının enerjisini korudu. İkinci bölgede kapılan top Pelkas'ın klasıyla tabelaya yazıldı. Takım olarak çok koştular, çok istediler ve direndiler.
Enteresandır; 27. haftada Fenerbahçe'nin ligi yeniden başladı. Detaylar çok fazla bu maçta. Kazanmak büyük barışı da getirecek Fenerbahçe'ye. Gustavo ve İrfan Can'ın geri dönmesi, Mesut ve Pelkas'ın maç ritmini bulması çok şeyleri değiştirecek.
AHMET ÇAKAR - SURATINA ATILMIŞ ÇOK NET BİR DİRSEK
Fenerbahçe dün geceki galibiyetiyle belki de büyük bir kırılma noktası yaşadı. Kaybetselerdi şampiyonluk şansı çok azalacak, Erol Bulut yüzde 99 kovulacak, bütün dinamikler sarsılacaktı. Ama şimdi tekrar şampiyonluk potasına 3 puan dezavantajla girmiş oldular.
Özellikle Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki oyununa baktığımızda Trabzonspor'u adeta sahadan sildi. Ama sadece ilk yarı... Tüm kontrolleri eline aldı, kolay top kaybetmedi, Trabzonspor ise izledi. Özellikle Attila Szalai gecenin en iyi futbolcusuydu. Pek tabii ki golü atıp Fenerbahçe'yi hayata döndüren Pelkas'ı da unutmamak gerek.
En büyük hayal kırıklığı Mesut Özil... Fizik olarak bir türlü hazır olamıyor. Dün akşam Trabzon'da yorulana kadar sahada var mıydı yok muydu belli değil. Aslında ilk yarı Uğurcan olmasa Fenerbahçe öne geçmişti bile... İkinci yarı Trabzonspor daha atak oynadı.
Özellikle Nwakaeme ve Ekuban çok şey yapmaya çalışıyorlar ama onlara ayak uyduracak başka formda oyuncu görmedik. Mesut çıktıktan sonra Pelkas onun yerinde oynamaya başladı ve bitime kısa bir süre kala da 20 metreden harika vurdu ve Fenerbahçe'deki tüm kara bulutlar bir Yunan tarafından pek tabii ki bunu pozitif anlamda söylüyorum dağıtılmış oldu.
Dün usta yazar Yaşar Kemal'in ölüm yıldönümüydü, hakem Yaşar Kemal'in de çok kötü bir gecesiydi... İlk yarıda Nwakaeme gole gidecek, bir faul icat edip pozisyonu kesiyor. Uzatma dakikalarında da Bakasetas'ın suratına atılmış çok net bir dirsek var. Böyle penaltılar çalınıyor, üstelik VAR davetleri de oluyor. Ama dün gece bu davet olmadı.
BÜLENT TİMURLENK - TEDİRGİN AVCI, CESUR BULUT
Hafta ortasında Nazım, Caner ve Ozan'ın Trabzonspor maçında olmayacağı söylense karşılaşmayı kafasında oynayan herkes bu deplasmanın çok daha zorlu geçeceğini söylerdi. Erol Bulut'un sağ bekte Gökhan, sol bekte Szalai ve ortada Mert Hakan tercihleri, rakip analizden daha çok disiplin kararlarının tezahürüydü. Fenerbahçe'nin kazanmaktan başka çaresinin olmadığı maçta, oyunu rakip sahaya yıkacağı belliydi ancak Trabzonspor, ilk yarıda ne oyunu dengeleyebildi ne de geçiş hücumlarında başarılı olabildi.
İlk yarının golsüz bitme sebebi Uğurcan ise Abdullah Avcı'nın ikinci yarıda kenardan ilk hamle yapan isim olması gerekiyordu. Fenerbahçe'de Mesut ve Mert Hakan'ın ikinci yarıda geriye koşmakta zorlanacağı dakikalarda gelen değişiklikler ve Pelkas'ın nefis golü hem tabelayı değiştirdi hem de son 20'de Fenerbahçe'yi ayakta tuttu.
Fenerbahçe'de Szalai, Sosa, Pelkas iyi oyunlarıyla ön plana çıkarken Trabzon'da, kazanması halinde şampiyonluk yarışının içine dalacak olan takımda, Ekuban, Bakasetas ve Flavio gibi isimler hayal kırıklığı yaşattılar.
Abdullah Avcı'nın 'Zor gol yiyorum. Öyle ya da böyle bir gol bulursam kazanırım' fikri dün akşam çok korkak kaldı. Erol Bulut ise 11'i ve oyun planı ile bu sezonki en cesur kararlarını verdi. Bu galibiyetle Fenerbahçe, 3 puandan daha fazlasını kazandı. Trabzonspor ise yarışta tam sol şeride geçecekken Galatasaray maçında olduğu gibi yine vites küçülttü.
ERMAN TOROĞLU - HAKEMLERİN UTANMASI GEREK
Trabzonspor, Abdullah Avcı ile iyi bir çıkış yakaladı. Ama dün akşam gücü yetmedi. Genele baktığımızda maç sarı-lacivertlilerin hakkıydı. Trabzonspor'a göre daha iyi mücadele ettiler. Son dakikalarda maç berabere bile bitebilirdi. Ama Trabzonspor, maçı çevirecek vitaminde değildi. Sarı-lacivertli oyuncularda herkes birbirine yardım etti, herkes koştu. Buradaki olay bence Mesut'un oyundan alınmasıydı.
Mesut iyi top kullanan bir oyuncu ama fizik olarak hazır değil. Top geldiği zaman arkadaşlarına iyi top atıyor, ama iş defansa geldiği zaman Mesut eksik. Erol Bulut, Mesut'u aldığı zaman maç 11'e 11 oynanmaya başladı. 60-65'ten sonra Trabzonspor daha diri gözüküyordu. Ama Erol'un yaptığı değişiklikler Trabzon'un fizik üstünlüğünü engelledi.
Nitekim Trabzon, defanstan çıkarken yaptığı büyük hatayla golü kalesinde gördü. Maç berabere bitseydi iki tarafa da yaramazdı. Şimdi Trabzonspor'a yaramadı. 5-6 maçlık bir hamle daha yapmaları gerekir yukarıyı yakalamaları için. Fenerbahçe'de bu hafta bayağı çalkantı oldu.
Bu, bu maçta faydasını gösterdi. Önümüzdeki maçlarda kalıcı olur mu? Onu göreceğiz. Çok önemli bir virajı kazasız atlattı sarı-lacivertliler ama bu mücadelenin üzerine koyarak devam mı ederler, yoksa bu galibiyet aldatır mı? Onu da göreceğiz...
CÜNEYT ÇAKIR İLERİYE YATIRIM YAPIYOR!
Hakem Yaşar Kemal Uğurlu, can alıcı pozisyonlarda 'başıma iş almayayım' diye faul düdüklerini çalıp oyunu döndürdü. İki takıma da bu tarz pozisyonlar vardı. Hakem cesaretsiz. Korkuyorsan hakemlik yapma. Fenerbahçe hücumda, Trabzon 2 top kaybetti, faul çaldı. Bence faul değil. Sonra Nwakaeme, Serdar'dan topu çaldı. Nwakaeme kalçasını dayayıp topu aldı. Hakem 'faul' dedi.
Buna faul çalınırsa 'Yürü git ya' derim. Böyle faul mü olur? Maçın son anlarında ceza alanında Valencia'nın Bakasetas'ın yüzüne kolu ile vurması ise net penaltı. Pozisyon gri filan değil, çok net. VAR'daki Cüneyt Çakır'ın hakemlik ömrü kısaldı. Çakır bu pozisyonda çağırmayarak ileriye yatırım yapıyor.
3 büyük kulüple iyi geçinmezsen komisyonlara almazlar seni. Hem Cüneyt Çakır'ın hem de Yaşar Kemal Uğurlu'nun utanması gerekir. Bu net penaltıyı nasıl vermezler, inanılır gibi değil. Hakemlerin kararları ile bir taraf bayram sevinci yaşıyor, bir taraf üzüntü. Böyle şey mi olur...
ALİ GÜLTİKEN - KAZANMAYI İSTEDİ
Maç başlarken kadrolar açıklandığında Trabzonspor'un ne oynayacağı aşağı yukarı belliydi... Merak edilen Erol hocanın farklı tercihleri dolayısıyla Fenerbahçe kadrosuydu. Sürpriz bir kadro mu, cesur bir kadro mu, macera arayan bir kadro mu, yoksa risk alan bir kadro mu?
Maçtaki performanslara bakınca kazanmak için tercih edilen bir kadro olduğunu gördük. Fenerbahçe, oyunu domine eden, yönlendiren taraf oldu. Mesut'la, Sosa ile Mert Hakan'la, Pelkas'la topa sahip olarak oyun temposunu elinde tuttu. Bu maçı kazanabilecek kadar da net pozisyonlar yakaladı. Uğurcan'ın muhteşem performansı olmasa birkaç gol bulabilirdi.
Erol hocanın bu kadro tercihinin en büyük riski topa sahip olamadığınızda ve savunmanızı orta alanınıza yakın oynatmadığınızda ciddi oyun boşlukları verebilme ihtimaliydi. Fakat Fenerbahçe uygulamada burada da başarılı oldu. Özellikle sürpriz bir şekilde sol bekte tercih edilen Szalai'nin performansı üst seviyedeydi. Hem karşısına gelen Ekuban ve Djaniny'yi etkisiz hale getirdi hem de hücum çıkışlarında çok etkili oldu. Keza Pelkas da günün başarılı isimlerindendi. Mert Hakan'ı da maç içinde beğendim.
Trabzonspor, oyunun bütününde savunmada sakin kalarak Ekuban, Bakasetas ve Nwakaeme ile istediği hücum şansını yakalamayı düşündü ama bunda çok başarılı olamadı. Fenerbahçeli futbolcuların ikinci toplarda bu oyunculara yakın oynamasının büyük etkisi oldu. Hücum devamlılığını sağladı ve oyunu her defasında kazanma adına zorladı. Bu zorlamada Pelkas muhteşem şutuyla Fenerbahçe'ye bambaşka bir kapı açtı. Günün oyunda başarılı ismi Pelkas attığı golle de maçın adamı olurken, takımını da hayata döndürdü.
İSKENDER GÜNEN - HATALAR NEDENSE HEP TRABZONSPOR'A YAPILIYOR
Öyle bir maç ki Trabzonspor, 3 puanla bu karşılaşmayı bitirdiği zaman şampiyonluk yarışının içinde olabilecekti. Ama böylesi büyük maçlarda her iki takımın da gösterdikleri performansta oyuncuların maça hazırlanma ve kaliteleri öne çıkıyor. Takım olma bilinci yüksek taraf Trabzonspor ancak topa daha fazla sahip olan ve rakip alanda atak girişimlerinde bulunan taraf ise F.Bahçe. Trabzonspor'un kenarlardan geliştirdiği atak girişimleri oldu.
Maçın ilk 40 dakikalık bölümünde F.Bahçe topla daha fazla oynayan ve pozisyonlara giren taraftı. Bu bölümde kaleci Uğurcan, iki net gol pozisyonunu önleyerek takımının oyunda kalmasını sağladı. İlk devrede 40. dakikadan sonra Trabzonspor'un karşı kaleye gittiği anlar var.
Nwakaeme dışında Ekuban, Djaniny ve Bakasetas da etkisizdi ve hiçbir üretkenlik gösteremedi. İkinci yarı yine Nwakaeme'nin aldığı toplarla pozisyon bulmaya çalışan bir Trabzonspor vardı. Ama öndeki diğer oyuncular yardımcı olmadıkları için pozisyon üretmek son derece zor oldu. Serkan'ın gereksiz top kaybından sonra gol Pelkas ile geldi.
Böylesi büyük maçlarda yetenekli oyuncuların bireysel becerileri öne çıkar. Yani kaybedilen topta Pelkas gibi bir oyuncuya şut şansı verdiğinizde sonucu belirler. Her iki takım arasında kaliteli oyuncu anlamında büyük farklar olduğu gerçeği göz ardı edilmesin. Ama bu büyük bir maç, yeteneklerin sonucu değiştirebileceği bir karşılaşma olarak değerlendirilmedir.
Serdar ve Nwakaeme'nin hava topu mücadelesindeki faul düdüğü yanlıştı. Faul olmayan pozisyonda Trabzon'un atak girişimi söz konusuydu. Ayrıca F.Bahçe ceza sahası içinde Bakasetas'ın kafasına gelen dirseği görmeyen Uğurlu, maçın kaderini belirledi. Nedense böylesi kritik maçlarda yapılan hatalar hep Trabzonspor aleyhine denk geliyor!