Üç büyükler mağdur edebiyatı yapmasın!

Derbi öncesi "Hakem kararları en çok Beşiktaş aleyhine oluyor" diyen MHK Başkanı Zekeriya Alp'in bu sözleri hakemler üzerinde baskı yarattı mı, yaratır mı?
Aslında sorunun içinde cevap da var. Zekeriya Alp'i çocukken izlerdim. Futbol hayatında da, sonrasında da kimse Zekeriya Alp'e tek kelime söyleyemez. Derbi öncesi açıklamasını ben daha yeni okudum. Kesinlikle yanlış. Belki ucu bir yere varacak anlamında söylememiştir ancak bu kurumun başındaki bir insanın bu tür cümleler kullanmasının hakemleri etkilememesi mümkün değil. Çok yanlış açıklamalar...

F.Bahçe'nin tepkisini nasıl buluyorsunuz? Alp istifa etmeli mi?
Zekeriya Alp ve ekibi özellikle ligin sonlarına doğru daha da çok eleştirilecektir. Bu doğal. Bu sadece bugünkü MHK başkanıyla ilgili değil. Geçtiğimiz dönemlerde de böyleydi. Ancak F.Bahçe için Caner ile başlayan, Meireles ile devam eden süreçte son derbideki hakem kararları, üstüne Alp'in söylediği cümleler, F.Bahçe'nin böyle bir açıklama yapmasına sebep oldu. Türkiye'de bu kurumu yönetmek zor, ancak bu kurumun başındaki kişilerin de açıklamalarına çok dikkat etmesi lazım. Örneğin ben mümkün olduğunca objektif olmaya çalışan bir F.Bahçeliyim. Ancak MHK'nin başında ben olmuş olsam veya Bülent Korkmaz kardeşim olmuş olsa, zaten hiçbir cümle kullanmasak bile bütün iyi niyetimize rağmen bu tür dedikodular olacaktır. Ama bu kurumun başındakilerin bu tarz açıklamaları tarafsızlığını yitirdiğini göstermiş oluyor. Zekeriya Alp'in bu konularda daha hassas olması lazım. Bu açıklamalar durup dururken başına iş açmaktan başka bir şey değil. Bir hafta önceki açıklamalarının ardından böyle hakem hatalarının olduğu bir maç yaşanınca kulüpler fatura kesmeye çalışıyor. O cümleyi kullanmamış olsa olay bu kadar büyümezdi. Yani ben MHK başkanıyım "F.Bahçe'nin hakları yeniyor" dediğim zaman benim başkanlığımdaki hakemin etkilenmemesi mümkün değil. Kaldı ki daha önce Beşiktaş-G.Saray maçından sonra Burak'ın penaltısını veren yardımcının kokartının alınıp, 7 maç ceza örneği varken! (Bu bilgi Ahmet Çakar'dan alınmıştır)

Sizce hakem kararlarından en çok mağdur olan takım hangisi?
Bu her yıl dönem dönem değişkenlik gösteriyor. Bir kere şunu söyleyelim; lehine en fazla hata yapılanlar geçmişte de şimdi de Üç Büyükler. Bu konular özellikle derbi maçlarında hatalı kararlarla kaybeden takımlar konuştuğu zaman gündeme geliyor. Yoksa bunu yüzdelemek kolay değil. Üç Büyükler'in maalesef lehlerine daha fazla hata yapılıyor. Dönem dönem ortalama değişiyor. "Buna ya da şuna fazla, şuna az yapılıyor" diyemeyiz. İstatistikler ortadadır. F.Bahçe'nin Kasımpaşa maçındaki tartışmaya açık penaltısı, G.Saray'ın Orduspor'a maç 2-0 iken attığı tartışmalı gol. Beşiktaş maçında Sivas'ın verilmeyen penaltısı. Bu hafta derbide verilmeyen gol. F.Bahçe'nin yediği golden önceki el pozisyonu... Mağdur edebiyatını Üç Büyükler kullanamaz ama diğer 15 kulüp kullanabilir.

Dışarıdaki nezaketi burada göstermiyorlar
Eleştirilen Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus, Avrupa'da üst düzey maçlara atanıyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Hakem kardeşlerimizin de bizlerle ilgili serzenişleri vardır. Ama bir gerçek var ki Süper Lig'de maç yöneten hakemler, PTT 1. Lig'de maç aldıkları zaman o oyunculara daha acımasız ve daha kuralcı davranıyorlar. Avrupa'da gururla izlediğimiz hakemler, PTT 1. Ligi'nde yaptıkları muameleyi özellikle Süper Lig'deki Anadolu kulüplerine yapıyorlar. Yani konsantrasyonları veya oyuncularla ilişkileri farklılaşıyor. Ronaldo'ya, İniesta'ya, Messi'ye, Mourinho'ya, Xavi'ye gösterdikleri nezaketi maalesef Hamza'ya, Yılmaz'a göstermiyorlar. Bu da üzücü tabii. Avrupa'da yönettikleri maçlarla elbette gurur duyacağız. Ancak Akhisar Yardımcı Antrenörü Fuat Buruk'un cümlesini dikkate alsınlar: "Gitsinler Avrupa'da maç yönetsinler." Şampiyonlar Ligi maçları olduğu için hakemlerimize "Büyük takım maçını verip yıpratmayalım" diyorlar. Ama Akhisar-Elazığ maçı da haftanın en önemli iki maçından biriydi.

Demirören daha hassas olmalı
TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in performansını nasıl buluyorsunuz?
Aslında her kulübün serzenişine, herkesin ağlamasına, bağırmasına; yani genel anlamda dışarıdaki konuşmalara pek cevap vermemesini olumlu görüyorum. Polemiklerin içinde pek olmuyordu ama bir haftadır sanki gereksiz bir şekilde benim önemli bir artı olarak gördüğüm bu davranışından vazgeçmiş gibi. Ancak kulüplerin ve başkanların da yardımcı olması lazım. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki şaibeye çok açık. Örneğin Meireles olayından daha önce randevulaşmış olmasına rağmen Aziz Yıldırım'la, Terim olayı sonrasında sonrasında Ünal Aysal'la yemek yemesi... En azından hassas dönemlerde başkanların ve Demirören'in daha hassas davranmasını bekliyorum. Yani bu görüşmeyi bir hafta erteleyebilirler.

Derbide F.Bahçe'yi beğendim
Derbi'nin kaybedilmesinde Aykut Kocaman'ın tercihlerinin etkisi oldu mu?
Beşiktaş karşısında Fenerbahçe'yi beğendim. Kimin ne gözle baktığına bağlı. İlk 25'te sezonun en iyi toplarından birini gördüm. Golden sonra Beşiktaş'ın baskısında Hilbert'in bölgesine önlem alınamamasını eleştirebiliriz. İkinci yarının başında da bu aynen devam etti. Yabancı tercihleriyle ilgili antrenörlerin hepsinin belli kararı vardır. Ben Hasan Ali ile Ziegler arasında fark olmadığını düşündüğüm için savunmanın göbeğini bozmazdım.

Bu hafta puan kaybeden yandı!
Süper Lig'in bitimine 10 hafta kala ikinciliğe yükselen Beşiktaş, ligi nerede bitirir?
G.Saray büyük oranda şampiyon gibi görünüyor. Geride kalan küçük oranı da F.Bahçe ve Beşiktaş eşit paylaşıyor. Beşiktaş'ın yarıştan kopmamak için 10 değil, bence bir maçı var. Evet, zorlu deplasmanları var ama Trabzon'da sekteye uğrarsa morali düşecektir. G.Saray'ın G.Birliği'ne puan kaybetmeyeceğini düşünüyorum. F.Bahçe'nin Bursa maçı da iddiasını sürdürebilmesi için önemlidir. Muhtemelen hafta sonu Beşiktaş, Trabzon karşısına 8, Fenerbahçe de Bursa karşısına 10 puan farkla çıkacaktır. Bu da baskı yaratacaktır. Bence iki takım açısından da en azından şampiyonluk yarışında olabilmeleri için final niteliğinde maçlar. Oyuncular ve camialar kayıp halinde havlu atar gibi geliyor bana.

Olcay kahraman olma yolunda...
Olcay Şahan'ın performansını nasıl buluyorsunuz? Milli Takım'a davet edilmeli mi?
Görünen kahramanları var Beşiktaş'ın. Fernandes ve sezon boyunca Sivok. Dönem dönem Holosko da ön plana çıktı. Ama görünmeyen iki kahramanından bir tanesi Olcay, diğeri de İbrahim Toraman. 8 tane gol, bayağı da bir asist. Oyun içerisindeki devamlılığı, Olcay'ı görünmeyen kahramanlıktan görünene doğru götürüyor. Bunun Aybaba'nın başarısı olduğunu söyleyelim. Kimsenin tanımadığı, hatta eleştirilen bir oyuncuyu takıma alıp güven kazandırması bunu gösterdi. İnşallah istikrarına devam eder. Bunu da Avcı ve ekibi değerlendirecektir. Benim düşüncem geniş kadroda yer alabilir.

Galatasaray yüzde 70 şampiyon
Galatasaray kalan haftalarda şampiyonluğu kaptırır mı?
Zor gözüküyor. Ortada 30 puan var. Ama bir gerçek var ki Beşiktaş'a karşı hem fikstür, hem 5 puan avantajı var. Hatta aralarındaki maçlarda da üstünlüğü olduğu için eşitlik de Beşiktaş'a yetmeyecek. F.Bahçe için de 7 puanlık fark, içerde G.Saray ile oynayacak olmasına rağmen kapanacak gibi görünmüyor. G.Saray'ın şampiyonluk şansını yüzde 70 olarak görüyorum.

Kafkas'ın asıl görevi Haziran'da başlıyor
Trabzonspor'da bir haftada ne değişiyor da takım bir hafta kazanıp bir hafta yeniliyor?
Büyük takımların ortak bir özelliği vardır. Bu geçmişte bizim dönemimizde de böyleydi, şimdi de öyle. Yarıştan koptuğunuzda takım bir ileri, bir geri gider. Bir hafta kazanırsınız, "Geliyor" diye manşetler olur, arkasından muhakkak kayıplar yaşanır. Yarıştan koptuktan sonra istikrarsızlık yıllardır vardır. Trabzon'da bunu yaşıyor.

Düşme potasından 3 puan yukarıda bulunan Trabzonspor, şu anki performansıyla düşme tehlikesi yaşar mı?
Matematik olarak mümkün gözükse de bu tehlikeyi yaşamaz diye düşünüyorum. Trabzonspor'da Tolunay Kafkas aranan kan olabildi mi? Bunu önümüzdeki yıl değerlendireceğiz. Şimdilik bu konularda bir şey söylemek çok doğru değil. Bir avantajı var, yurtdışı ve yurtiçinde futbolcu havuzunu çok iyi biliyor. Kafkas'ın Trabzon'da asıl görevi Haziran'da başlıyor.