Öğrencilerden Deniz Reyhaniye, ileri teknoloji ürünü olan hava araçlarının çok rağbet görmesi üzerine kendilerinin de harekete geçtiğini söyledi. Reyhaniye, şöyle dedi:
"İmal ettiğimiz hava aracının diğer araçlardan farklı, yüzde 100 profesyonel olması. Diğer hava araçlarına kıyasla 1.5 saat havada durabiliyor. Gidip-gelme özelliği ve manevra kabiliyeti daha hızlı. Aracın alt mekanizması için de örümceği örnek alarak ayaklı olmasını planladık ve bunun üzerinde çalışmamız devam ediyor. Piyasada satılan hava araçlarında düşme olayında gövde ve pervanelerde,kırılma çatlama ve parçalanma olayı çok fazla olması nedeniyle biz kendi ürettiğimiz hava aracında karbon fiber kullandık ve 10-15 defa bunu test ettiğimizde kırılma olayı olmadı. Sağlamlık açısından testlerimizi tamamladık ve olumlu sonuç aldık. Hava aracımızın herhangi bir kesinti veya pil bitmesi durumunda GPS özelliği de bulunmakta. Bu sayede ilk kalktığı yere düşmeden dönme özelliği var. Hava aracı yüksekten görüntü almaya başladığında Gimbal özelliğiyle titreşimleri engelleyerek görüntü netliği sağlamakta ve görüntüyü de anlık iletilmekte. Cep telefonu ve televizyon izleme imkanı sağlayan kamera sistemleri kullandığımız hava aracımızı istediğimiz yere yönlendirebiliyoruz. En önemlisi ise alt bacak yerleştirme ve karada hareket edebilme kabiliyetine yönelik çalışma ve denemelerimiz devam ediyor."
Furkan Pelen de piyasadaki hava araçlarına oranla kendilerine ait drone'nun çok sessiz olduğunu anlatırken, "Uçtuğunda fark edilmeyecek kadar sessiz, hızlı ve çok sağlam. Bunun için de gövde ve kanat kısmında karbon fiber kullandık. Bizim asıl düşüncemiz araca örümcek bacak eklemekti. Araştırmalarımıza göre, ülkemiz ve dünyada böyle bir drone üretilmemiş. Ürettiğiniz aracın havada ve kadara yürüyebilmesini hedefleyerek yola çıktık ve çalışmalarımıza bu doğrultuda yürüttük. Şu anda drone gövde kısmını tamamlayarak test uçuşlarımızı yaparak olumlu sonuçlar aldık" diye konuştu.
Drone ekibinde yer alan diğer bir öğrenci Ferit Gergin ise, "İmal ettiğimiz cihaza bacak eklemeyi düşündük. Biz bu aracın özellikle arama ve kurtarma amaçlı olarak kullanılabilmesini amaçladık. Dağ ya da herhangi bir yerde mahsur kalan kişilere havadan ulaşılamadığı durumlarda karadan hareket ederek, belirlenen yere ve kişiye ulaşılmasını sağlamış olacağız" dedi.
Yrd.Doç.Dr. Cemal Çorbağa da mühendis adayı öğrenci arkadaşları ile yüksek irtifaya sahip, ani manevra yapabilen sessiz bir drone imal etmeyi amaçladıklarını, karada hareket edebilen ve diğer hava araçlarına göre daha yüksek irtifalara çıkabilen bir drone imal etmeye yöneldiklerini belirtirken şöyle dedi:
"Hatta suda dahi hareket edebilme mekanizmasının olmasına yönelik çalışıyoruz. Bu aracın en büyük özelliğinden bir tanesi 15-20 defa düşmesine rağmen çalışır durumda olması. Birçok kamu kuruluşu binlerce lira vererek drone alıyor. İmalat ettiğimiz drone 3 bin lira gibi cüzi bir rakama ortaya çıktı. Hava aracımızda karbon fiber kullandık.
Yani bizim piyasada bulunan araçlara göre kırılmama, sessiz çalışması, yüksek irtifalara çıkması ve ani hareket yapabilmesi özelliğinin yanı sıra sonraki aşama olan karada da onun da ileri aşamasında suda da hareket edebilen bir drone imal etme yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca diğer araçlar 15-20 dakika havada kalabilirken, imalat ettiğimiz ve test çalışmalarını yaptığımız drone havada 1.5 saat kalabiliyor. Bu aracı daha da geliştirerek başta savunma sanayi olmak üzere, arama-kurtarma ve sağlık olmak üzere her alanda kullanılabilir bir hale getirerek ülkemize ve insanlığa kazandırmayı hedefliyoruz."
Çorbağa. ayrıca hava aracının tasarım ve üretim aşamasında kendilerine destek veren Rektör Prof.Dr. Mazhar Bağlı'ya da teşekkür ederek, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü olarak daha büyük işler yapacaklarını ekledi.