2000'lere damga vurmuş eski manken Lara Surol, yıllara meydan okuyan fiziği ve güzelliği ile hala dikkatleri çekiyor.
Bir dönem Amerika'da yaşayan ve gözlerden uzak olan olan eski manken, sevenleri tarafından hala merak ediliyor.
Güzel manken son olarak kızı Jasmin ile bir alışveriş merkezinde görüntülendi. Basın mensuplarıyla sohbet eden Surol, müjdeli haberi verdi.
"ARTIK GERİ DÖNDÜM"
Uzun süredir gözlerden uzak bir hayat süren Surol, Amerika'da işlerinin yoğunluğu nedeniyle bulunduğunu belirtti. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Surol, "Bir süredir Amerika'daydım, ancak artık geri döndüm.
52 yaşında aramızdan ayrılan sanatçı Metin Arolat'ın seslendirdiği 'Dert Değil' şarkısının klibiyle yıldızı parlayan eski manken Merve İldeniz yıllar sonra ortaya çıkmıştı.
Merve İldeniz, 90'lı yılların en iyi mankenlerinden biriydi. Mesleği 20 yıl önce bırakan İldeniz, Bodrum'da sakin bir hayat sürüyor.
80'lerden 90'lara geçişte podyumlar hiç olmadığı kadar güçlüydü. Dönemin en güzel mankenlerinden biri de hiç şüphesiz Merve İldeniz'di. Önemli defilelerde hep onun adı ön plandaydı.
Merve İldeniz, yıllardır eski ışıltılı dünyasından çok uzakta Bodrum'da köy hayatı yaşıyor.
Eski manken şu sıralar ise sık sık Hollanda'ya kızının yanına gidiyor. İşte merak edenler için Merve İldeniz'in son hali...
Eğitim için yurt dışında olan kızı Leyla Önal'ı ziyaret eden ve yılın belli dönemleri Amsterdam'da kalan İldeniz, ünlü müzisyen Recep Işık ile buluştu. İkili, Amsterdam sokaklarını gezip eski günleri yad etti.
KIZI DA MANKEN
Merve İldeniz'in kızı Leyla, yurt dışında mankenlik yapıyor. Aynı zamanda Amsterdam Üniversitesi'nde de psikoloji okuyor.
Onu da kendimi de okul bitene kadar, bu işlerin harçlık için olduğunu söyleyerek kandırdım. Okul, 1987 yılında bittiğinde artık bir karar vermem lazımdı ve işler çok iyiydi. Hayatımı kazanmam için para kazanmam gerekiyorsa bu iş çok zevkliydi. O dönem yükselen bir değerdi de mankenlik. Biz her gün defileden defileye koşmaya başlamıştık."
Çocukları çok sevdiği mankeni pastasından çıkmasını istiyor. Ne kadar para istersen verecekler' dedi. Bu manken tanımına giren bir şey değil. Ben podyumda transparan giydim ama özel hayatımda mini etekle bile beni kimse görmedi. O çizgiyi saygınlıktan kaçırmamak lazım. Böyle bir işi kaç para verseler de yapmamam lazım. Kabul etmedim. Bildiğim yoldan dönmeden kendimce doğru zamanda bıraktım."
NEDEN BIRAKTIM
Merve İldeniz, modelliği bırakma nedenini şöyle açıklıyor: "10 yıl boyunca Başak Gürsoy'da en çok kazanan mankendim. Ve bir süre sonra artık bu işi yapmak istemedim. Bana her şey fazla gelmeye başlamıştı. İş hayatının tüm zorlukları beni kirlenmiş hissettirdi. Hayatım tatilsiz, çalışarak geçmişti.
Dalmayı istedim. İkinci eşime 'Ben İstanbul'da artık yaşayamayacağım' dedim. Güney'de bir yerde, sakin bir hayat istedim. 20 yıl geçti, bir gün bile pişman olmadım. Bu meslek benim dünyaya bakmama engel oldu. Çünkü herkes sana bakarken sen, dünyaya bakamazsın."
İldeniz, "Maddi olarak nasıl idare edebiliyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı veriyor: "Bana zamanında 'cimri' dediler. Para biriktirdim. O para ile iyi yatırım yaptım. Bodrum'da arsa aldım. Ben hiç kimseye muhtaç olmak istemedim. Bir de yemin ettim 'bir daha mankenlikten para kazanmayacağım' diye."
Mesela bir önceki jenerasyon mayo giymiyordu. 'Denize mayoyla girerken podyumda neden giymeyeyim' diye düşündüm. Bu, daha çok defilenin bana gelmesini ve daha çok tanınmamı sağladı. Mesela o dönem ajansa girmek istedim. Başak Gürsoy'a başvurdum. Boyum 1.73'tü ve 'Ölçü değiştirdik, 1.75 altını almıyoruz' dediler. Ağlayarak eve döndüm, 'benden manken olmuyormuş' diyerek.
Engin Koç, 'Flash Model'le anlaşmamı sağladı. Aslında tam olarak orada modelliğe başladım. O güne kadar Ahu Tuğba, Sevtap Perman'lar modellik yapıyordu. Kadınların saçları röfleli ve aşırı makyajlıydı.
Doğal model pek bilinmiyordu. Bir ara Japonya'ya gidip 3 ay yaşadım. Orada mesleğin çok başka yönünü gördüm. 1990 yılında Başak Gürsoy beni çağırdı. Büyük bir ajansta olmak daha iyiydi. İşler koptu."
"SİLİKONLU MANKEN" DEDİLER
İldeniz, bir defilenin mesleğe bakışını nasıl değiştirdiğini şöyle anlatıyor: "Mesleğin en büyük zorluğunu iki yıl süren ilk evliliğimde yaşadım. Transparan giyecek olan kız defileye son anda çıkmaktan vazgeçti. Bana 'bu elbiseyi giyer misin' diye sordular. 'Giyemem çünkü evliyim ve hoş karşılanmaz, evde sorun yaşarım' dedim. O zaman sadece Canan Mutluer bu tarz kıyafetler giyiyordu. 'Elini 5 santim havadan önüne koyarsın, yürürsün' dediler.
Ve ben de kabul ettim. Aylık kadın dergilerden biri, hakkımda çok ağır bir yazı yazdı. O dönem oturup gerçekten 'profesyonellik ne' diye düşündüm. Eğer profesyonelsen her şeyi giymek durumundasın. Podyuma çıktığın zaman bedenin sana ait değil. 'Evet, mankenim bundan sonra her şeyi giyerim' dedim.
O dönüm noktası oldu. İç çamaşırı ve transparan kıyafetlerin olduğu defilelere çıkmaya başladım. O zaman ilk silikon yaptırdığını söyleyen de bendim. O dönem 'Silikonlu manken' dediler. İş odaklı yaşayan bir insana dönmüştüm. İş benim için birinci şeydi. Baba ve koca parası gibi birilerine boyun eğmekten beni kurtaran ve kendi kararlarımı kendimin almasını sağlayan şeydi."