SON DAKİKA… İstanbul'da SGK'dan para almak için yenidoğan bebekleri anlaştıkları hastanelere sevk eden ve göz göre göre ölümlerine yol açan çete çökertildi. Hazırlanan iddianamede sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında 10 bebeğin ölümü nedeniyle 582 yıl hapis cezası istendi. Bugün bir kez daha hakim karşısına getirilen sanıkların reddihakim talebi pes dedirtti! Fırat Sarı'dan ise 'uzaylı' savunması geldi! İşte detaylar...
İstanbul'da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında geçtiğimiz haftalarda ara karar açıklanmıştı.
Mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verirken, cumhuriyet savcısı tarafından tutuklanması talep edilen 10 tutuksuz sanıktan 7'sinin tutuklanmasına hükmedilmişti.
Yenidoğan Çetesi davasının 2. celsesi başladı: Sanık avukatı reddi heyet talebinde bulundu | Video
İKİNCİ CELSE BAŞLADI
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması bugün başladı. Duruşmaya organize suç örgütü elebaşısı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı. Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salonda polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
SANIKLARDAN REDDİHAKİM TALEBİ!
Duruşma, mahkeme başkanının dava dosyasına gelen evrakları okumasıyla başladı. Daha sonra tutuklu sanık İlker Gönen'in avukatı söz alarak, soruşturma savcısı Yavuz Engin'in sosyal medya hesabından, duruşma savcısı Kadir Kocakaya ile birlikte çekilmiş fotoğrafını paylaştığını belirtip, duruşma savcısının dosyadan el çektirilmesini talep etti. Başka bir sanık avukatı ise mahkeme heyetinin tarafsızlığını yitirdiği iddiasıyla "reddihakim" talebinde bulundu.
FIRAT SARI'DAN UZAYLI SAVUNMASI
Çete lideri olmakla suçlanan Fırat Sarı mahkemedeki savunmasında şunları söyledi: Bu mahkeme salonunda ben bir bebek katili dolandırıcı görmedim. Beni örgüt yöneticisi olarak bırakın beni hekim kimliği dışında tanıdıklarını düşünmüyorum. Gerçek dışı haberler yapılıyor. Medyanın tavrı… Haber özgürlüğü bir bireyin yargılanma hakkının üstündedir. Benim özgür yargılanma hakkım yok şuan, kamuoyu şuan hükmü verdi.
Benim neredeyse sadece uzaylılara hizmet etmediğim kaldı. Belki bunu bile iddia eden vardır. Hakkımızda her şey söyleniyor. Çok ciddi bir kamuoyu baskı durumu var. Herkes bu algıyı takdir etme peşinde, ama bu nereye kadar böyle gidecek. Bir sürü hastane kapatıldı. Bu olaylar sonucunda bir savcımız bakan olmayı cebine koydu. Sağlık müdürü bakan oldu. Biz en iğrenç insanlar haline geldik. Bebek katili, kan satan, organ satan insanlar haline geldik. Bu haberlerin durması gerekiyor. Bir basın yasağının gelmesi gerekiyor.
"OPERA BEBEK İÇİN..."
Uzman raporu yazan kişi yazmıştır. Sigorta dolandırıcılığı yapmışlar diye, uzman görüşü böyleyken MASAK raporu geldi. Ben kendim dedim zaten hesaplarımı inceleyin diye, Adli tıptan rapor istediniz bakalım bu rapor nasıl gelecek. Biz hapishanede kötü şeylere maruz kalıyoruz. Baskıdan dolayı avukatım ayrıldı. Ben her şeyi söyledim. Opera bebek için 112'ye çocuk yoğun bakım başvurusunda bulunuldu. Bu bebeğe çocuk yoğun bakım bulamayacağız. Senin hastanede çocuk uzmanları var onlar bakabilir, dendi. Bir şekilde yoğun bakımın önünden geçen herkes şikayetçi oldu.
'BİR GÜNDE HAYATIM DEĞİŞTİ'
Tutuklu sanık hemşire Cansu Akyıldırım, "Şafak operasyonunda bir günde hayatım değişti. Şu an kaçma ihtimalim yok, telefonum zaten emniyette ve sabit bir ikamette ikamet ediyorum. Tahliyemi talep ederim, aksi halde adli kontrol şartı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
'İHMALİ DAVRANIŞIM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR'
Tutuklu sanık hemşire Çağla Durmuş, "Bebek ölümleriyle ilgili sadece yanlış bilgi ilettiğim için suçlanıyorum. Otopsi sonucu olmasına rağmen bebek ölümlerinden suçlanıyorum. İşimi severek, iyi bir tempoyla yaptım; herhangi bir ihmali davranışım söz konusu değildir. Örgüt konusuna gelecek olursak da çoğu kişiyi tanımıyorum. Suçlamaları reddediyorum" dedi.
'BAŞKASININ İŞLEDİĞİ SUÇLARDAN DA SORUMLU DEĞİLİM'
Tutuklu sanık ambulans şoförü Fehmi Alperen, "Örgütle alakalı herhangi bir dahilim yoktur. Kamu kurumlarını dolandırmak gibi bir şeyim zaten olamaz. Epikrizi yazan ben değilim. Suç şahsidir, başkasının işlediği suçlardan da sorumlu değilim. Şafak operasyonunda da evde değildim, ben gittim telefonumu kendim teslim ettim. Tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu.
'KAÇMA ŞÜPHEM YOK'
Tutuklu sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, "9 aydır tutukluyum. Tutuklandığımdan beri samimi bir şekilde ifademi verdiğimi düşünüyorum. Kaçma şüphem yok, delil karartma şüphem yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
'İNSANLIKTAN ÇIKTIK'
Tutuklu sanık hemşire Hüseyin Günerhan, "Yaklaşık 9 aydır tutukluyum. Üzerime atılan suçlardan hakkımda herhangi bir delil yok. Kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmakla suçlanıyorum ama param yok. Ben neden tutuklandığımı düşünüyorum. Zaten insanlıktan çıktık. Sanık şüpheden yararlanır; şüphe var ama yararlanma yok. Ben ne için tutuklanmış olduğumu hala anlayamadım. Adalet daha hızlı yerine gelsin istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum. Bizim bundan sonra bir hayatımız yok. Raporlar değil, insanların dedikoduları konuşuluyor. Tahliyemi talep ediyorumö ifadelerini kullandı.
'HİÇBİR ÖRGÜT İÇERİSİNDE BULUNMADIK'
Tutuklu sanık doktor İlker Gönen, "Ben dahil burada bulunan sanıklardan hepsi mesleki sebeplerden görüşmüş olup örgüt söz konusu değildir. Hiçbir örgüt içerisinde bulunmadık. Dursun Eryılmaz iş için Fırat Sarı'yla görüşmüş, diğerleri de birbirleriyle iş için ya da farklı sebeplerle görüşmüş. Ben burada bulunan kimseyle hiçbir şekilde görüşmedim. Buradaki herkes, Medisense Hastanesi doktorları olarak birbirleriyle sadece iş gereğiyle görüşmüştür. Biz bir kere bile örgüt adına toplanmadık, bir konu konuşmadık, plan yapmadık. Düzensiz iletişimi bırakın, hiç iletişim kurmamış kişileri örgütle suçladılar. Örgüt lideri denilen kişiyle bir irtibatımın olmaması, bizim bir örgüt olmadığımızın en büyük göstergesi" dedi.
'28 YAŞINDAYIM, 3 TANE CEZAEVİ GÖRDÜM'
Tutuklu sanık hemşire Sümeyye Taşçı, "Meslek hayatım boyunca çok güzel çalıştığıma inanıyorum. Uzun süre çalıştığım bir doktorun asistanlığını yaptım, bu yüzden tutukluyum. Dolandırıcılık yaptığım söyleniyor. Böyle bir para hesabımda yok. Hesaplarımın incelenmesini istediğimi söylemiştim ama böyle bir inceleme yapılmadı. Böyle bir para yok, hiçbir mal yok, hiçbir mülk yok. 28 yaşındayım, 3 tane cezaevi gördüm. Çok ağır suçlar bizim kadar muamele görmüyordu herhalde. Ailemle görüşemiyorum, Kayseri'ye sevk edildim. Annemi arayıp ağlayamıyorum bile çünkü dakikam yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
'HÜCREDE KALIYORUM'
Tutuklu sanık hemşire Tuğçe Toptemel, "Yaklaşık 6 aydır tutukluyum. İl dışına sevk edilerek gönderildim. Burada da hücrede kalıyorum, ailemle görüşemiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
'MEDYA SİZE BASKI YAPTI'
Tutuklu sanık Başhekim Ali Dirik, "Dolandırıcılıktan tutukluyum ama Fırat Sarı ile anlaşma yapmadım. Savcılık bana ciro alıp almadığımı sordu ama ben ciro değil, sabit maaş alıyorum. Fırat'ı kovan benim. Fırat Sarı'dan para alsam onu niye göndereyim? Benim hesabımda beş kuruş yok. 13 tane başhekimden sadece ben miyim? Diğer başhekimler nerede? Herkesi tutukladınız, hemşireleri, doktorları tutukladınız. Medya size baskı yaptı. Neden tutukluyum, hala anlayabilmiş değilim. Fırat'la birlikte ben mi para kazandım?" ifadelerini kullandı.
'DOLANDIRMA VEYA ZARARA UĞRATMA OLMADI'
Tutuklu sanık doktor Şeyhmus Çelik, "Herhangi bir dolandırma veya zarara uğratma olmadı. Ne çalıştığım hastanelere ne de kendime menfaat sağladım. Tam tersine yanlış davranan personelin yanlış davranmasına müsaade etmedim. Ben suçsuzum, neden tutuklandığımı bilmiyorum" şeklinde konuştu.
'KANUNLARA SAYGIM SONSUZDUR'
Tutuklu sanık Hastane Genel Müdürü Murat Mantuş, "Yaklaşık 45 gündür tutuklu bulunuyorum. Tutuklanmamın sebebi özel bir hastanenin Genel Müdürü olmam. Genel Müdürlük makamı hastanelerde semboliktir. Genel müdüre bağlı makamlar fatura işlemleri ve denetim gibi makamlardır. Tıbbi herhangi bir sorumluluğumuz yoktur. Tutuklu olmamın tek sebebi delil karartma şüphesi. Ben açıkçası bu davada takipsizlik kararı bekliyorum. Ama ne olduysa geçmişte yaptığım bir şeyden dolayı medyada linç edildim. 13 celsenin 13'ünde de burada hazır bulundum. Benim kanunlara saygım sonsuzdur. Gördüğüm kadarıyla bütün deliller toplanmış, karartma şansım da yok, kaçma şansım da yok. Tutuksuz yargılanmamı talep ediyorum" dedi.
'NE KADAR MAAŞ ALDIĞIMIZI TBB'YE SORMANIZI İSTİYORUM'
Tutuklu sanık Doktor Mehmet Gürül, "Fırat Sarı burada nasıl linç edildiğimizi gayet güzel bir şekilde anlattı. Şu an tutukluyum, demek ki siz benim tutuklanmam gerektiğini düşündünüz. Tutuklanma talebime bakıyorum: kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmak, yani SGK'yı… Ben eğer kamuyu dolandırmışsam bundan bir kar etmem gerekiyor. Sayın mahkemeden ortalama ne kadar maaş aldığımızı Türk Tabipler Birliği'ne sormanızı istiyorum. Benim elde ettiğim kar yokken neden tutukluyum? Denetimli serbestlikle tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.