Seyyahlar yüzyıllar boyunca gidip gördükleri şehirlerin sosyal hayatı, ekonomik durumu ve kültürü hakkında gözlemlerini kaleme aldı. Başka şehirlere, başka halklara, başka kültürlere gezdikleri yerlerdeki tanıklıklarını, edindikleri bilgileri aktarmaya çalıştı. İki kıtayı birleştiren İstanbul, seyyahların en çok ziyaret ettiği şehirlerden de biri oldu. Tarihe bakıldığında da İstanbul'a gelen önemli seyyahlar arasında yazarlar, edebiyatçılar ve gazeteciler de yer alıyor. Kültür A.Ş tarafından yayımlanan, Nida Nebahat Nalçacı ve Nazmiye Çetinkaya'nın hazırladığı İstanbul'un 100 Seyyahı isimli kitapta da yolu İstanbul'a düşen seyyahların hikâyeleri bir araya getirildi. İşte İstanbul'a gelen önemli isimler...
1 Ernest Hemingway
Birçok eseri Amerikan edebiyatının başyapıtları arasında gösterilen Ernest Hemingway, hikâyeciliğiyle tanınmadan önce gazetecilik yapmış bir isim. Bu nedenle dünyanın çeşitli ülkelerini gezdi. Hemingway, Toronto'da çalıştığı gazete tarafından da 1922'de Türk-Yunan savaşını gözlemlemesi için İstanbul'a gönderildi. Yazar, I. Dünya Savaşı sırasındaki Trakya göçünü de Cumhuriyet'e doğru adım adım ilerleyen Türkiye'yi de İstanbul gözlemlerini de kendine has üslubuyla kaleme aldı. Örneğin bir yazısında Hemingway: "Sabah uyanıp da Haliç üzerine çökmüş sisten incecik ve tertemiz başlarını uzatan minareleri görüp bir Rus operasındaki aryayı hatırlatan müezzinin, dokunaklı sesiyle müminleri yalvarırcasına duaya çağırdığını duyduğunuzda Doğu'nun sihrine eriyorsunuz" diyor.
2 Alphonse de Lamartine
Dünya edebiyatında romantik akımın öncülerinden olan, Fransız şair ve politikacı Alphonse de Lamartine 1883'te İstanbul'a geldi. Marsilya'dan yola çıkan şair, Yunanistan'ı, Suriye'yi ve Lübnan'ı gezdi. Beyrut'tan yola çıkan gemisi İstanbul'a uğradı. Elçilikten aldığı izinle Ayasofya'yı, Boğaziçi'ni ve Topkapı Sarayı'nı gezip en ağdalı cümlelerle İstanbul'u "Görülmeğe değer" diye tanımladı. 1850'de ikinci defa geldiğinde Padişahın huzuruna bile çıkarıldı. Sonra Osmanlı Tarihi isimli eserini yayımladı.
3 Knut Hamsun
Gençliğinde gezgin ve maceracı bir yaşam süren, 1920'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Norveçli yazar Knut Hamsun, 1899'da İstanbul'a geldi. Hilalin Altında kitabında "Meraklılık Şarklıların tenezzül etmediği bir davranıştır" diyor Hamsun. Bunu yaşadığı bir olaya dayandırıyor: "Girdiğimiz yer bir kahvehane, onun için kahve ısmarlıyoruz. Buraya ilk defa bir kadın ayağı basıyor olma ihtimaline rağmen, gelişimize kimse şaşırmamış gibi davranıyor" diye yazdı.
4 Hans Christian Andersen
Andersen Masalları kitabıyla meşhur olan Danimarkalı şair, masalcı, roman ve oyun yazarı Hans Christian Andersen bir mektubunda "Geziye çıkmak yaşamaktır" diyor. Zaten kendisine bağlanan şair aylığı ve kitaplarından kazandığı paranın tamamını gezilere ayıran yazarın yolu 1841'de İstanbul'a da düştü. Bir Şairin Çarşısı kitabında İstanbul'u "Üsküdar ve İstanbul, üzerinde yer yer parlak noktalar bulunan ışıltılı bir suyla birbirine bağlanmış gibiydi. Masallar diyarı, hayaller kentiydi burası" diye tanımladı. Galata Mevlevihanesi'ni 'dönen dervişlerin tekkesi' İstanbul'un büyüsüne kendini kaptırdı.
5 Gerard de Nerval
Dünya edebiyatında Romantizm akımının en büyük temsilcilerinden olan Gerard de Nerval, Doğu'ya seyahat etmeye, sevdiği kadının ölümünden sonra karar verdi. 1843'te Kahire ve Beyrut'tan sonra İstanbul'a geldi. Çemberlitaş'taki Yıldız Hanı'nda konakladı. Şehri hissetmek için yaptığı bu tercihi onun gözlem yapmasını sağladı. İstanbul'a dair en çok şehirdeki mezarlıkları, dervişleri ve köpekleri kâğıda döktü. İstanbul'un 'çokkültürlülüğü', tekkelerdeki dervişleri, Rum kumarhaneleri ve Ramazan eğlenceleri ilgisini çekti. Yolculuk tecrübesini ilk tefrika olarak yayımlayan yazar, Doğu'ya Seyahat kitabını 1855 yayımladı.
6 Herman Melville
Beyaz Balina dünya edebiyatının en önemli eserlerinden. Romanın yazarı Amerikalı Herman Melville de 1856'da Avrupa ve Doğu Akdeniz seyahati esnasında tuttuğu günlüğünü Boğazlara Yolculuk kitabında topladı. Liverpool'dan yola çıkan gemisi onu Cebelitarık ve Selanik üzerinden İstanbul'a getirdi. Bu gezi sırasında hedefi İskenderi'ye olduğu için İstanbul'da da sadece 10 gün kaldı. Bu kısa zaman içerisinde şehri gezdikçe birkaç gün içinde İstanbul'un sihrine kaptırdı kendini. Kitabında da İstanbul ahalisini "Güzel yüzler" diye tanımladı.
7 Edmondo de Amicis
Çocuk Kalbi'nin yazarı Edmondo de Amicis 1874'te daha 28 yaşında İstanbul'a geldi. Pera otellerinin birinde konuk oldu. Yazar, şehrin sokaklarında, çarşılarında dolaştı. Daha önce gelen seyyahların göremediklerini tespit etmesini bildi. "Ve her çarşı, içinde hiçbir şey almadan dolaşılan, kahve içilen, serin serin oturulan, on dilde konuşulan, Şark'ın en güzel kadınlarıyla gizlice göz göze gelinen bir müze, bir gezinti yeri, bir pazar ve bir tiyatrodur" diyerek kitabında yazdı.
8 Theophile Gautier
Fransız yazar ve eleştirmen Theophile Gautier, Kırım Savaşı sırasında İstanbul'u objektif bir şekilde tanımladı. Yazar, 1852'te geldiği İstanbul'da 70 gün kaldı. Fes, tunik ve çarığı ile sokaklarda dolaştı. Kahvehanelerden mezarlıklara, Ramazan eğlencelerinden Cuma selamlığına kadar her ayrıntıyı seyahatnamesinde yazdı. Gautier, sokaklar arasında dolaştıktan sonra: "İstanbul'un en çok yoran o sokaklarında uzun uzun gezindikten sonra, bu kahvehanelerde, iri siyah gözlü delikanlının parmakları ucunda tuttuğu köpüklü kahve dolu fincanı alıp içmek gerçekten zevk verir insana" diyor. O, İstanbul'a daha önce gelen ve büyük mimari eserleri görüp yaşamı ıskalayanları anlayamadı.