6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.
Kocasını öldürmekten yargılanan Çilem

Kocasını öldürmekten yargılanan Çilem "Soyadımı değiştireceğim"

21.06.2016 | 16:28

Adana’da fuhşa zorlayan kocasını öldürmekten 15 yıl hapis cezasına çarptırılan bir çocuk annesi Çilem Karabulut, 50 bin TL’lik kefaletle tahliye edildikten sonra evinde çocuğu ve ailesiyle hasret gideriyor. Genç kadın ilk iş olarak öldürdüğü kocasının soyismini değiştireceğini söyledi.

Adana'da kendisine şiddet uygulayıp, fuhşa zorladığı iddiasıyla kocası Hasan Karabulut'u (33) öldürmekten 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Çilem Karabulut, 50 bin TL'lik kefaletle 'adli kontrol şartı' ile tutuklu bulunduğu Tarsus Kapalı Kadın Cezaevi'nden tahliye edildi.
Adana'daki baba evine gelerek ailesi ve sevenlerine kavuşan Çilem Karabulut, "Tahliye olduktan bu saate kadar hiç uyumadık, anne, babam, akrabalar ve çocukla birlikte. Arkadaşlarımız avukatlarımız bizi ziyaret etti, bizi hiç yalnız bırakmadılar. Çok mutluyum, hala bir sevinç içindeyiz. Hala özgürlüğü duyumsayamadık çünkü tahliye bizim için sürprizdi. İlk gece konuştuk, oturduk, kucaklaştık. Birbirimize bakıp sadece gülümseyebildik. Konuşma fırsatı bile olmadı, sadece gözlerimiz gülümsüyordu, dudaklarımız hiç konuşmadı. Kızımla uyuyabildim sadece bir saat" diye konuştu.
Karabulut, tahliyenin sürpriz olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Bundan sonrasına ilişkin tam bir şey kuramadık. Ne yapacağımız konusunda henüz program yapmadık ama bir kadına şiddet ve mücadele söz konusuydu. Bu şiddetin esas mağduru bendim ve benim gibi şiddet gören kadınlar var. Onların için biz de mücadele edeceğiz bundan sonra."
"ÖZGECAN'I ÖLDÜRENİ SAVUNUYORDU"
Öldürülen Özgecan Arslan'ın katiline tepki gösterdiği için kocasından şiddet gördüğünü anlatan Karabulut, "Ben Özgecan'ın öldürüldüğünü duyduğumda o evde oturuyordu. O dönem ben yoğun şiddet görüyordum. Kendisini bu olayı anlattığımda bana tepkisi, 'Kim bilir ne yaptı da öldürülmeyi hak etti, iyi oldu' olmuştu. 'Ben hak ediyor muyum, dayağı, şiddeti?' demiştim. Kimse öldürülmeyi hak etmiyor demiştim. Onun için bana bir saldırısı olmuştu. Bir katil olduğu için, Özgecan'ı da öldüren bir katil olduğu için, kendi cinsinden bir insan olduğu için Özgecan'ı öldüreni savunuyordu" dedi.
Soyismini değiştireceğini belirten Karabulut, "Dava sürecinde soyadımı değiştirme talebim olmuştu ama dava sonuçlanınca adım atılacaktı. Onun için acele etmedim. Bundan sonra müsait olduğumda soy isim değişikliğiyle ilgili müracaat edeceğim" şeklinde konuştu
ŞİDDET MAĞDUR KADINLARA DESTEK
Hayatında bundan sonra şiddete maruz kalan kadınlarla birlik olacağının altını çizen Karabulut şunları söyledi:
"Ben şiddetten korunmak için gitmediğim yer kalmadı. Şiddet görüp de karakollara, adli mercilere başvurdum. Çaresiz kaldım. Çok zorlu şartlar altındaydım. Sonrasında tutukluluk sürecim devam etti. Kadının hiçbir yerde korunup kollanmadığı görülüyor. Bu mücadele ile aşılacak bir konu. Birlik beraberlik olduğu müddetçe bu şekilde tahliyeler olur, kadının mücadelesi zaferle sonuçlanır."
TİŞÖRTÜN HİKAYESİNİ ANLATTI
Adliyiye sevk edilirken üzerinde İngilizce, "Sevgili geçmiş bütün dersler için teşekkürler Sevgili Gelecek ben hazırım" yazılı giydiği tişörtün tamamen bir tesadüf olduğunu ifade eden Karabulut, "Tişört gerçekten tesadüf. Olay kıyafetimi teslim etmek zorundaydım. Terledim, yorulmuştum. Üzerimde bir kapri ve tişört vardı. Uygun değildim, savcının hakimin karşısına çıkacak şekilde. Olay kıyafetlerini teslim etmek zorunda olduğum için aileme anneme haber gönderdim, kıyafet istedim. Annem, polislerin yardımıyla bir mağazadan 5 liralık bir tişört alıyor. Annemin okur yazarlığı yok zaten. Tişörtü ve bir eşofman altı getirdi, bunları giydim. Adli Tıp Kurumu'nun önünde basını gördüm, herkes gülümsüyordu. Yanımdaki polisler üzerimde ne yazdığını bilip bilmediğimi sordu. Ben o an hayatta kalmanın sevincini mi yoksa çocuğumun babasının ölmesine üzeleyim bilemiyordum. Tişörtte ne yazdığını bilmiyordum. Ben İngilizce bilmiyorum. Sadece "I am" yazıyor, liseden kalma bilgimle bunun ben anlamına geldiğini biliyorum. Tişörte bakıp gülümsüyorlar, ben de onlara gülümsedim. Tişörtün üzerinde ne yazdığını hala bilmiyordum. Cezaevine girdiğimde arkadaşlar tişörtü sordular, güldüler. Ne var diye sordum tişörtte. İngilizce çevirisini bana söylediler. O an çok kötü oldum, çünkü tasarlayarak giymişim, öldürmüşüm gibi değerlendirilebilirdi. Çok korktum. Sonraki sabah babam cezaevine görüşe geldi, ben de emanete teslim edip tişörtü babamla gönderdim" dedi.
SOL KOLUNDAKİ DÖVME
Sol kolundaki kelebek konulu dövmenin kocasıyla aynı dövme olduğunu bir anlam ifade etmediğini söyleyen Karabulut, "O dövme eşimde vardı. Evlilik sürecinde ben de aynı dövmeyi yaptırmıştım. Bir anlamı yoktu. Hoşumuza gitmişti, yaptırmıştık" diye konuştu.
Avukat İsa Ayanoğlu ise bunun bir beraat değil tahliye kararı olduğunu, Yargıtay'dan gelecek olumlu haberi beklediklerini söyledi.
Sıradaki

OTOMATİK OYNAT

SON DAKİKA