TÜBİTAK destekli Aksaray Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen 'Ihlara Vadisi ve Çevresinde Doğa Eğitimi 2010'' programına kuş gözlemi konusunda katılan Sinop Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpay Tırıl, Türkiye'nin kuşların göç yolları üzerinde olması nedeniyle yerli kuş türlerin yanında birçok göçmen kuş türüne de ev sahipliği yaptığını söyledi.
Türkiye'nin bir kuş cenneti olduğunu belirten Tırıl, ''Avrupa kıtasında 700 civarında kuş türü gözlenirken, Türkiye'de yaklaşık 460 kuş türü gözleniyor'' dedi. Tırıl, Türkiye'nin bir kuş cenneti olmasına karşılık, son yıllarda artan ekosistem tahribatına bağlı olarak kuşların yaşam alanlarının daraldığını kaydetti. Türkiye'nin önemli sulak alanlarından birinin de Tuz Gölü olduğunu ve kuşlar için bir cennet olduğunu belirten Tırıl, şunları ifade eti:
''Yanlış tarım ve sulama politikaları yüzünden Orta Anadolu'daki sulak alanların büyük çoğunluğu yok olurken, bir yandan da artan kimyasal kirlilik sulak alanlardaki kuşları tehdit etmektedir. Tuz Gölü Orta Anadolu'da bozkırın içinde en büyük sulak alan olarak yaban kuşlarına barınma, kışlama ve kuluçka imkanı sunmaktadır. Gölde on binlerce flamingo, kaz ve ördek türleri, kılıçgaga, uzunbacak, yağmurcunlar, bataklık gırlangıcı gibi değişik kuş türleri yaşamaktadır.''
Tuz Gölü'nde öğretmen adaylarıyla kuş gözlemleri esnasında Şereflikoçhisar'daki Koyuncu Kaldırım Tuzlası'nda baykuş kolonisiyle karşılaştıklarını açıklayan Tırıl, ''Koyuncu Kaldırım Tuzlası'nda baykuş kolonisi kulaklı orman baykuş türü. 22 adet kulaklı orman baykuşu, Tuz Gölü'nde tuzla içindeki iğde ağaçlarını mesken tutmuş'' dedi.
KOLONİ KURDULAR
Başta kukumav olmak üzere bazı baykuş türlerinin insanlarla iç içe yaşadığını vurgulayan Tırıl, ''Tuz Gölü'nde bir tuz işletmesinin içinde bu kadar çok baykuş türünün bir koloni kurması sevindirici. Birçok kuş türünün uygun ortam bulduğunda ve rahatsız edilmediğinde insanlarla iç içe yaşayabileceğini buradaki baykuş kolonisi göstermektedir'' dedi.
Türkiye'de baykuşların uğursuzluk getiren bir hayvan olarak kabul edildiğini belirten Tırıl, ''Bizim kültürümüzde baykuş uğursuz bir hayvan olarak nitelendirilmekle birlikte bu haksız bir yakıştırmadır. Türkiye'de uğursuzluk getirdiğine inanılan baykuş, Avrupa'da uğur getiren bir kuş olarak kabul ediliyor. Baykuşla ilgili olumsuz yargılardan arınmamız gerekir'' diye konuştu.
2006'DA SADECE İKİ ÇİFT VARDI
Koyuncu Kaldırım Tuzlası Müdürü Hasan Keleş, öğretmen adaylarına baykuşların tuzlayı mesken tutuşunun hikayesini anlatırken, şunları ifade etti:
''Biz buraya 2006 yılının ocak ayında geldik. O zaman iki çift kulaklı orman baykuşu vardı. Biz bu kuşları korkutmadan izlemeye aldık. Biz onlara yaklaştıkça onlar da bize geldi. Bunun üzerine tuzla içinde bazı yasaklamalar getirdik. Gürültüyü yasakladık. Kamyon kornalarına basılmıyor. Sonuçta bizim yakınımızdaki ağaçlara geldiler ve yaz kış bizi takip ettiler. İlkbahar'da saksağan kuşunun yuvasına yuva yaptılar ve yavrularını büyüttüler. 2008 yılında sayıları 12'ye, 2009 yılında 18'e ve bu yılda sayıları 22'ye yükseldi. Baykuşların bize şans getirdiğini düşünüyoruz.''
Keleş, tuzla içerisinde baykuş dışında tilki, yaban tavşanı ve kirpi görüldüğünü sözlerine ekledi.
