İhlas Koleji velilerinin oylarıyla 'Yılın Annesi' seçilen Semiha Karaduman, bebeğinin hayatta kalabilmesi için idrarla dudaklarını ıslatmak zorunda kaldığını söyledi.
Deprem anında yaşadıklarını özetleyen Anne Karaduman, "Günlerden pazardı. Normal bir gündü. Ani bir sallantıdan sonra deprem oldu. Azra'yı alıp babamın odasına kaçtım. Daha sonra annem arkamdan geldi. Bir adım bile atamadık. Bina gözümün önünde yıkıldı. Benim hiçbir tarafımda moloz falan yoktu. Oturur ve emzirir pozisyondaydım. Azra bebeğin hamdolsun ki rahatsız olması biraz daha yararımıza oldu. Yoksa çocuk 2. güne dayanamayabilirdi. Çünkü hem küçüktü, hem de yemesi azdı. Ama ben 4 gün kaldık diye düşünüyordum enkaz altında. Ona rağmen 2. gün sütüm kesildi.
Geçen yıllarda AÇE'de bir artçı deprem olmuştu. Bir adamın enkaz altında kaç gün kaldığını bilmiyorum ama idrarını içerek o adam hayatta kalmıştı. Deprem öncesi rahmetli eşimle kendi aramızda konuşmuştuk. Bana dönerek, 'Bir ara sen de o durumda kalırsan içer misin?' demişti. Enkaz altında ben içmedim ama babaannesinin idrarını çocuğun ağzı kurumasın diye elbiselerine vurup dudaklarını ıslatıyordum. En sonunda az da olsa tükürük verdim. Çünkü ağzınız kuruyor, dilin damağın birbirine yapışıyor. Kim olsa aynı şeyi yapardı diye düşünüyorum. Çünkü anneye Allah o duyguyu zaten veriyor" dedi.
Azra bebeğin dedesi olan Çocuk Doktoru Ahmet Karaduman ise "Bu idrar olayını aile olarak biz biliyorduk. Ama bunu kamuoyunda hiç gündeme getirmemiştik. Onlar zaten geçen sürenin farkında değilmiş. Onlar 4 gün enkaz altında kaldıklarını zannetmişler. Damakları kuruduğu için idrarı elbiseye sürüp Azra'nın dudaklarını ıslatmışlar. Çocuğun ateşi enkaz altında 40 dereceye çıkmış. Ateşi düşürmek için enkaz altında kendi çabalarıyla çocuğun elbiselerini çıkarmışlar. Zaten enkazdan çıkınca Azra çıplaktı.
Depremde zaten 14 günlüktü. Enkaz altında sıvı kaybından dolayı, ateşten dolayı çocuk hem yanıyor hem de bağırıyormuş. Hiç umudumuzu kesmedik dediler. Ama o artçı sallantılardan, o yukarıdaki kompresörlerden yerimiz daraldı. Ancak hiç umudumuzu kesmedik dediler. Rabbim yardım etti. Sonra da İzmir ekibi geldi, söylediğimiz yerden girerek kendilerine ulaştılar. Büyük bir afet geçirdik. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın" dedi.
Torununun hayatta kalması için kendi idrarını elbiselerine sürerek Azra'nın dudaklarını ıslatan babaanne Gül Sade Karaduman ise Allah hiçbir kulunu böyle üzücü olaylarla karşılaştırmaması temennisinde bulundu.
Van depreminin sembolü haline gelen Azra bebek ise etrafına gülücükler dağıtıyor. Diş çıkartmaya başlayan Azra bebek, Karaduman ailesinin de neşe kaynağı olmaya devam ediyor. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde de 98 saat sonra enkazdan çıkarılan mahusebeci Yüksel Er de idrarını içerek hayatta kalmayı başarmıştı.
