Hayati Aktaş (65): Poyrazköy'de mülkiyet sorunumuz var. Köprü yapılıyor diye bütün arazileri ele geçirdiler. Ben doğma büyüme buralıyım. Biz burada tapu bile alamazken burada yaşamayan kişiler gelip Hazine arazilerini talan ediyor. Karar defterlerine geçmişe dönük ifadeler eklenmiş. Burada yaşamayan bazı kişiler, yıllardır yaşıyormuş gibi deftere yazılıp işgalci gösterilmiş. Hak sahipliğinde bulunulmuş. Su deposu konulmuş, meyve dikilmiş, bağ bahçe haline getirilmiş. Biz bu şekilde devletin arazisine çöküp rant sağlanılmasına izin vermeyeceğiz. Milli Emlak Müdürlüğü gelip buraları boşaltıyor ama tekrar eski haline getiriyorlar.
Ahmet Demirtaş (40): Evlenen gençler gidip başka yerlere yerleşmek zorunda kalıyor. Buranın gençleri Poyrazköy'deki mülkiyet sorunun giderilmesini bekliyor. Biz bunu beklerken devletin arazileri başkalarının eline geçiyor. Köylünün boğazına dayandı. Bu araziyi 30 yıldır kullanıyoruz diyerek geçmişe dönük beyanda bulunuluyor. Bu şekilde hazine arazilerine çöküyorlar. Bu beyanların yer aldığı karar defterleri incelendiğinde her şey ortaya çıkacak. Bu arazileri önce bizim deyip üzerlerine geçiriyorlar, ardından da satıyorlar. Biz de kazıkları söküp ateş yaktık. Dozer getirip buralardaki tel örgüleri kulübeleri kaldırmışlar. Çünkü suçlu olduklarını biliyorlar.
