Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Aslan Güleryüz, müştekiler eşi Songül ve oğlu Orçun Güleryüz ile taraf avukatları katıldı. Duruşma başlamadan önce sanık Arslan Güleryüz'ün avukatı Burçin Özkaya söz alarak, "Ben dosyayı okudum. Etik olarak bu dosyada sanık avukatı olarak görev almak istemiyorum." dedi. Mahkeme başkanı Haluk Azkın ise sanığın zorunlu avukatı olarak baro tarafından görevlendirilen Burçin Özkaya'nın çekilme talebini usulünce dosyaya ve baroya bildirmeyip sözlü olarak duruşmada dile getirdiği, çekilse dahi 15 gün süreyle avukatlık görevinin devam edeceği, bu sebeple duruşmanın ertelenemeyeceğini belirterek bu talebi reddetti.
Sanık Aslan Güleryüz'ün kimlik tespiti yapıldığı sırada, sinir krizi geçiren kızı Nur Kıyak ise güvenlik görevlilerince duruşma salonundan çıkarıldı. Daha sonra savunması alınan sanık Güleryüz, eşiyle 1994'te evlendiğini belirterek, "4 çocuğumuz oldu. Çocukların benden olmadığına inanıyorum. DNA testi istiyorum. Ağabeyim Mustafa baştan beri çocukların benden olmadığını söylüyordu. Ben bunu eşime sorduğumda, saçmalama dedi. Manisa'ya 10 gün kalacağım diyerek gitti. Ben çok ısrar ettim, gitme dedim. Olay günü sabah uyandım. Eşim Songül beni aradı.
Ben gelmesini istedim. Bana '5 gün daha izin vereceksin. İzmir'e geçeceğim' dedi. Ben ondan sonra şuurumu kaybettim. Evdeki çekici aldım. İlk olarak uyumakta olan oğlum Ahmet'in kafasına vurdum. Hareketsiz kaldı. İkinci olarak hangisine vurduğumu ve daha sonra olanları hatırlamıyorum." diye konuştu.
Bu olayı niye yaptığı sorulan sanık Güleryüz, "Ben bu olayı eşim evi terk edip gitti diye yaptım." yanıtını verdi. Daha önce geçirdiği bir akıl rahatsızlığı olmadığını belirten sanık Güleryüz, "Benim bu durumumu Mustafa Güleryüz isimli ağabeyime sormanız lazım. Mustafa ağabeyim çocukların benden olmadığını zaman içinde birkaç kez söylemişti. Ağabeyim beni sürekli dışladı. Çocuklarımın benden olmadığı lafını benim kafama sokan Mustafa Güleryüz'dür." ifadelerini kullandı.
Müşteki Songül Güleryüz ise evlendiği günden beri eşiyle sorunları olduğunu anlatarak, "Olay tarihinde Manisa'ya gittim. Bir yakınımızın düğünü olduğu için İzmir'e de davetliydim. Telefon açıp kendisinden izin istedim. Bana 'Gitme, gel buradan beraber gideriz' dedi. Ertesi sabah beni aradı ve 'Onur'u öldürdüm, Ahmet'i öldürdüm, Orçun yaralı kurtuldu' diye söyleyip gülüyordu. Şaka yaptığını sandım. Beni birkaç kez daha arayınca en yakın arkadaşımı aradım ve hemen eve gitmesini istedim. Ayrıca karakolu aradım. Karakol bana çocuklarımın yaralı olduğunu söyledi. İstanbul'a döndüm. Sanıktan şikayetçiyim." diye konuştu.
- "Babamın kafama çekiçle vurmasıyla uyandım." Müşteki Orçun Güleryüz ise sanığın öz babası olduğunu ifade ederek, şunları anlattı: "Babam sürekli hırsızlık yaptığı için kendisiyle tartıştığımız oluyordu. Hatta bizi kemerle dövdüğü de olmuştu. Olay gecesi ağabeylerim gece işten geldiler. Ben de ondan sonra yattım. Sabah babamın kafama çekiçle vurmasıyla uyandım. Bana 5-6 kere vurdu. Ben engellemeye çalıştım. Yapma diye bağırdım. Sesime babamla aynı odada yatan Onur ağabeyim geldi ve babama engel olmaya çalıştı. Bu sefer babam ona çekiçle vurmaya başladı. Ben Ahmet ağabeyimi uyandırmak için dürtükledim. Üzerinde yorgan örtülüydü, çekince kanlar içinde gördüm.
Babama tekme atıp bahçe kapısından kaçtım. Kafamdan yaralanmıştım. 36 dikiş atıldı. Babamın 3-5 dakika sonra evden çıktığını görünce ben eve girdim. Ağabeylerimden Onur'u holde kanlar içinde, Ahmet'i ise yatağında kanlar içinde gördüm. Şikayetçiyim." Mahkeme heyeti, sanık Arslan Güleryüz'ün cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'ndan rapor aldırılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Arslan Güleryüz'ün 2 oğlunu öldürdüğü gerekçesiyle "altsoydan akrabayı kasten öldürme" suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, bir oğlunu yaraladığı için de "altsoydan akrabayı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da 13 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
