Doğduğu toprakların hasretiyle binlerce kilometre uzakta, Güney Amerika ülkesi Arjantin'de 69 yılını geçiren Raşel Kazes, 1934'te İzmir Bergama'da doğdu. Aile kökleri İspanya'dan Osmanlı topraklarına göç eden Sefarad Yahudilerine dayanan Kazes, 3'ü erkek 4 kardeşin en büyüğüydü. Ailesinin işi nedeniyle 2 yaşındayken İstanbul'a, oradan da Gelibolu'ya yerleştiler. 16 yaşında Gelibolulu Naftah Kazes ile tanışıp evlendi. Eşinin ailesi 1. Dünya Savaşı sırasında Arjantin'e göç etmişti. O da eşiyle birlikte 1950'de bu ülkeye gitti. 12 yıl sonra da Raşel'in anne ve babası bu ülkenin yolunu tuttu. Bir daha da çok sevdikleri ülkelerine dönemediler. 2'si erkek 3 çocukları, 5 de torunları oldu. Arjantin'de bir tekstil firmasında 42 yıl çalıştıktan sonra 5 yıl önce emekli olan Raşel Kazes, 4 yıl önce Alzheimer hastası eşini kaybetti.
Kendi isteğiyle Arjantin kimliği almayan, Türk vatandaşlığından da çıkmayan Raşel Kazes'e geçen ay Türkiye'nin Buenos Aires Büyükelçiliği tarafından kimlik ve pasaport verildi. Raşel Kazes ve kızı Silvia, önceki akşam THY'nin tarifeli uçağıyla İstanbul'a geldi. Beşiktaş'taki bir otele yerleşen Kazes, Türkiye'deki ilk gecesinde yaşadıklarını ve duygularını kendisini ziyaret eden SABAH'a anlattı.
Kazes, "Tarifsiz bir gece geçirdim. Deliksiz uyudum. Adeta ikinci kez dünyaya gelmiş gibi hissettim kemdimi" diyerek duygularını SABAH'a anlattı. Görüşmek için kaldığı otele gittiğim Kazes, yarım yamalak bildiği Türkçesiyle, "Gel sana bir sarılayım evladım. Bu bir rüya olmalı" diye karşıladı beni. Eşini 4 yıl önce kaybettiğini belirten Kazes, "Arjantin'de bulunduğum her an memleket hasretim katlandı. Nazım Hikmet'in Memleketim şiirini okuyup, kendimi teselli ediyordum. Eşimle gelmeye çok niyetlendik. Önceki akşam otele yerleştiğimde uzun süre uyuyamadım. Yataktan kalkıp odamın camını açıp, bol bol memleket havasını içime çektim. Bu hasret, bu özlem rüyalarıma giriyordu. Kızım Silvia bu düşüncelerimi bildiği için bana eşlik etti. Bu akşam torunum da İstanbul'a gelecek ve birlikte güzel bir 25 gün geçireceğiz" diye konuştu.
Otelde bir çocuk gibi gözleri sevinçten parlıyordu Raşel Kazes'in. Sohbet ederken zaman zaman gözleri dolan Kazes, "Gel evladım biraz Boğaz havası alalım"diyerek yerinden fırladı. İstanbul'da kalacağı 6 günü dolu dolu geçirmek için planlar yaptığına dikkat çeken Kazes, "Tarihi yarımadayı gezeceğim. Doğduğum şehirde her yeri gezip, hafızama kazıyacağım. Bu mutluluğun tarifi imkansız. Hem büyükelçilik görevlilerine hem de THY personeline çok teşekkür ederim" dedi.
EVLENDİĞİM EVE GİDECEĞİM
Eşi Naftah'ın Balıkesir'de askerlik yaptığını belirten Kazes, çantasını açarak resimlerini gösterip, "Çocuklarımıza da Türkçe öğretmeye çalıştık. Türkiye'ye gelemedik. İlk zamanlar para yoktu, sonra çocuklar küçüktü. Tam gelmeye karar vermiştik ki, kocam Alzheimer hastası oldu. O da memleketine gelmeyi çok istiyordu. Maalesef göremeden gitti. Bu ziyareti eşim için de yapacağım. 25 gün kalacağım. İstanbul'a, Çanakkale'ye ve İzmir'e gideceğim. Doğduğum yere ve evlendiğim eve gideceğim. Balık yiyeceğim, peynir tatlısı yiyeceğim. Türkiye'ye dair her şeyi özledim, halkını, manzaralarını. Ne zaman Türk bayrağı görsem, okuldayken söylediğimiz bayrak şiirini hatırlıyorum. 19 Mayıs'ı, 29 Ekim'i hatırlıyorum. Arjantin'de hep Türk yemekleri yapıyorum. Torunlarım Türk yemeklerini çok seviyor. Okul arkadaşlarımı bulmaya çalışacağım. Şu an yaşadıklarımı tarif etmem mümkün değil. Keşke eşim de bu anları görebilseydi. Onun için de nefes alıp, bakacağım memleketime. Bu bir rüya olmalı" diyerek mutluluğunu anlattı.