2016 yılında Aziziye ilçesindeki Dadaşkent semtinde yaşanan olay iddiaya göre şöyle gelişti;
Anne N.S., okuldan gelen kızı S.S.'nin gözünde morluk olduğunu gördü. Ne olduğunu sorunca da "Okulda kapıya çarptım" yanıtını aldı. Anne N.S. hemen kızının okuluna gitti. Ancak kızının cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı.
S.S.'ye sopa ile döverek cinsel istismarda bulunduğu ve çıplak görüntülerini çekerek, tehdit ettiği iddiasıyla sınıf arkadaşı M.T.G. hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonunda M.T.G. hakkında Erzurum 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne 'tehdit, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, basit yaralama, şantaj ve özel hayatın gizlilini ihlal' suçlarından 14,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Şu an Denizli'de yaşayan lise öğrencisi M.T.G., davanın ocak ayında görülen ilk duruşmasına SEGBİS aracılığıyla katıldı. M.T.G., S.S. ile rızasıyla ilişkiye girdiklerini ileri sürerek, "Mağduru dövdüğüm kısmen doğrudur ancak bunun sebebi kendisine istismarda bulunmam için değil evime gelmemesi içindir. Çıplak fotoğraflarını onun rızasıyla çektim. Kendisini zorla soyundurup, istismarda bulunmadım. Her şey rızasıyla oldu" dedi. 8'nci sınıftayken M.T.G. ile sevgili olduklarını belirten S.S. de başından geçenleri şöyle anlattı:
"Evlerine gittiğimde kuzeni bizim fotoğrafımızı çekmiş. M.T.S. daha sonra 'bu fotoğrafları annene, babana veririm, seni Facebook'ta paylaşırım' diyerek, tehdit etmeye başladı. Tehditleri nedeniyle evine gitmeye devam ettim. Bana cinsel içerikli videolar izletiyordu. Yine evine gittiğim bir gün beni zorla soyundurdu. Bana dokunmaya çalışınca istemedim. Beni yatağın üzerine ittirdi. Kolumun üzerine düştüm ve kolum çatladı. Eve en son gittiğimde M.T.G. 'Haydar' veya 'Abdulrezzak' adını verdiği bir sopayla kaburgalarıma vurmuştu. Nefesim daralınca, su verdi. Olayları o dönem aileme anlatamadım. Görüntüleri rızam dışında çekti ve arkadaşlarına gösterdi."
Davanın geçen günlerde görülen 4'üncü duruşmasına tutuksuz sanık M.T.G. katılmazken, S.S. ve annesi N.S. geldi. Sanıktan şikayetçi olan N.S. olay sonrası Bursa'ya taşınmak zorunda kaldıklarını anlatarak, "Bir Dadaşkent, kızımın videosunu görmüştür. Yaşanılanlar yüzünden pazara çıkamıyorduk. Herkes kızıma kötü gözle bakıyordu. Okuldaki rehber öğretmen, velilere durumu anlatmış. Kızım o okulda bu nedenle okuyamadı. Kızımı Bursa'da okutmak zorunda kaldım. Çok mağdur olduk, şikayetçiyim" dedi. Ailenin avukatı Muhammet Sadi Akbulut da müvekkilinin soruşturma aşamasında başından geçenleri kendisine anlatamadığı için yazılı olarak notlar verdiğini söyledi. Mahkeme duruşmayı erteledi.
