Zamanla işini geliştiren Gündüz, sokmayan iyi huylu arılara merak saldı. Dışarıdan getirttiği sokmayan arılarla bal üretmeye başlayan Gündüz, arıların maliyetinin yüksek olması nedeniyle bu arıların üretilmesinde kullanılan suni tohumlama aletini kendisi yapmaya karar verdi.
Sokmayan arıların üretilmesini sağlayan ve piyasada yaklaşık 2 bin 500 avroya satılan suni tohumlama aletini, kendi imkanlarıyla çok daha ucuza üreten Gündüz, hem arıları hem de cihazı yurt içi ve yurt dışında satıyor.
Suni tohumlama aletini sosyal medya üzerinden İngiltere, Almanya, İtalya, Portekiz ve Romanya gibi birçok Avrupa ülkesinde satan Gündüz, imkan sağlanması halinde seri üretim yapmak istiyor. Gündüz'ün ürettiği sokmayan arılarla ilgilenirken maske ve tulum kullanmaması da dikkati çekiyor.
"BU ARILARA HER YIL PARA VERMEK AĞIR GELDİ"
Gündüz, AA muhabirine, 2003 yılında hobi olarak 3 kovan arıyla işe başladığını, şimdi ise kovan sayısının 100'e ulaştığını söyledi.
Sokmayan ana arıyı yurt dışından satın aldığını anlatan girişimci Gündüz, "Bu arılara her yıl para vermek ağır geldi. Bunların suni tohumlama aletiyle çoğaltıldığını öğrendim. İnternetten izlediğim videolardan bu aleti yaptım ve çalıştırdım. Video paylaştım ve müşteriler gelmeye başladı." ifadelerini kullandı.
Gündüz, kendi yaptığı suni tohumlama aleti ile artık kendi uysal arılarını ürettiğini de belirtti.
İnsanı sokmayan, rahatsız etmeyen yüksek verimli sakin ırklar elde ettiğini dile getiren Gündüz, arıların mahalle arasında olmasına rağmen kimseden şikayet almadığını kaydetti.
Yurt dışından müşterilerinin olduğunu, bazılarının yanına geldiğini aktaran Gündüz, "İngiltere'den gelen müşterim iki alet aldı, suni tohumlama ile ilgili eksiklerini tamamladı. Geçen yıl Cezayir'den gelen oldu. İlçemizde konaklama konusunda sıkıntı yaşandığı için gelmek isteyenlerin hepsini kabul edemiyorum." diye konuştu.
Gündüz, suni tohumlama aletini 2 bin 500 liraya sattığını ve seri üretim yapabileceğini vurgulayarak, "Bunu yapabilmek için destek lazım, atölye ve üretim tornası lazım." dedi.
