Suya erişim veya gizli geçit olarak kullanıldığı düşünülen tünel, Safranbolu Kalesi olarak bahsedilen bölgeye yakın Gümüş Kanyonu'nun turizme kazandırılması için incelemelerde bulunan Doğa Araştırmacısı Cemil Belder ve Emre Akakçaoğlu tarafından keşfedildi. Yıllardır üzerine dökülen toprak, taş, moloz gibi malzemeler sebebi ile merdiven yapısı fark edilemeyecek şekilde kapanan geçidin yeniden ortaya çıkarılması Safranbolu tarihi için önemli bir keşif olarak görülüyor.
Hititler, Firigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar, Romalılar, Selçuklular, Çabanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği sürdüğü tarihi ilçede yapılan keşif ile birlikte kalenin varlığına dair ilk somut bilgi elde edilmiş oldu. Konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Doğa Araştırmacısı Cemil Belder, Safranbolu'nun günümüzde tarihi evleri ve kent ölçeğinde korunan şehri ile beraber gerek ülke içerisinde gerekse yurtdışında oldukça tanınır durumda olduğunu belirtti.
"BU NOKTA KALE OLARAK TANIMLANMIŞTIR"
Tanınırlığını evleri ile beraber içinde bulunduğu coğrafyanın dönemsel tarihlerde birçok uygarlığa ev sahipliği yapmasından kaynaklandığını ifade eden Belder, "Safranbolu'da kale, Kent Tarih Müzesi etrafında bulunan bir nokta olarak tanımlanmıştır. Tarihi kaynaklara baktığımızda kalenin konumu ile alakalı net bilgi belge bulunmaksızın yoruma dayalı bu nokta kale olarak tanımlanmıştır" dedi.
Gümüş Kanyonu'nun turizme kazandırılması için yapılan araştırma sonucunda bölgenin kale olabileceğinin resmi ilk kanıtını keşfettiklerini söyleyen Belder, "O da kalenin suya bağlanan gizli geçit yoluydu. Bu keşiften sonra yaptığım araştırmalarda keşfedilen noktanın Paflagonya Döneminde yapılan diğer kaleleri gizli geçit ve ulaşım yolları ile birebir benzerlik gösterdiğini gördük" diye konuştu.
"YENİ BİR SAYFA AÇILACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
'Paflagonya Geçidi' adı verilen keşfin bu coğrafya için çok önemli olduğunu aktaran Belder, "Bu coğrafyamız için büyük bir keşif. Çünkü bugüne kadar şehir efsanesi olarak kuşaktan kuşağa aktarılan bir bilgiydi. Somut olarak elle tutulur bir belgemiz yoktu. Bu keşifle beraber Safranbolu tarihinde yeni bir sayfa açılacağını düşünüyorum Arkeologlar başta olmak üzere birçok bilim adamı tarafından detaylıca incelenmesi sonucunda Safranbolu'ya bakış açımızı ve bilgilerimizi güncelleyeceğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
