Her şey İstanbul Kadıköy'de berber dükkanının yanındaki antikacıya gelen satılık o ayna ile başladı. Doğma, büyüme İstanbullu olan iş hayatı Kadıköy'de geçen aslen Karadenizli 37 yıllık berber antikacıdan aldığı o ayna ile dünyada tek sıra dışı hayalini Tokat'ta gerçekleştirdi
Her şey İstanbul Kadıköy'de berber dükkanının yanındaki antikacıya gelen satılık o ayna ile başladı. Aslen Ordu Akkuş'lu olan ancak doğma-büyüme İstanbullu olan 49 yaşındaki Murat Elber, büyükşehrin rekabet savaşı ve yoğunluğundan bunalarak rotasını Anadolu'ya çevirdi. Aslında tüm hikaye Kadıköy'deki berber dükkanındayken antikacı olan komşusuna gelen bir ayna ile başladı.
11 yaşından çırak olarak başladığı berberlik mesleğini çok severek devam ettirmeye karar veren Murat Elber, okuyamadığı günlerin acısını 30'lu yaşlarına geldiğinde çıkartacaktı.
Doğup büyüdüğü İstanbul'da günlerinin geçtiği Kadıköy'ün dokusunu ruhuna işleyen Murat Elber, yıllar içinde İstanbul'un rekabet, koşuşturma, insan yoğunluğu içerisindeki atmosferinden kaçış yolu aramaya başlayınca rotasını Anadolu'ya çevirdi. Ordu Akkuş'lu olan 37 yıllık berber Elber kendi toprağına çok yakın olan ve eşinin ailesinden dolayı yaz aylarında 2 hafta tatil yaptığı Tokat'ın havasına, suyuna, doğasına, sakinliğine hayran kaldı.
"TOKAT'TAN AYRILIRKEN HEP HÜZÜNLENİRDİM"
'Tokat'tan ayrılırken hep hüzünlenirdim' dediği şehre 5 yıl önce kesin dönüş yapan evli ve 1 çocuk babası Murat Elber burada tek koltuklu bir berber dükkanı açarak hayatını Tokat'ta sürdürmeye başladı. Dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan bu berber dükkanına uzun yıllar yaşadığı Kadıköy'ün ruhunu, kendi hobilerini katıp harmanlayan berber, sıra dışı bir mekana imza atmış oldu.
HER ŞEY BİR ANTİKA AYNA İLE BAŞLADI
Dükkanında tek koltuk olmasının hikayesi aslında İstanbul'a dayanıyor. Elber o hikayeyi şöyle anlattı: "O ayna bu dükkanın başlangıcı aslında. İstanbul'daki dükkanda yan komşumuz İbrahim ağabeyimiz vardı antikacı. O dükkanda çok vakit geçirirdim. İşimiz olmadığında o dükkanda otururduk. Eski klasik eşyalarla dolu bir yerdi. Bu ayna geldi bir buçuk sene hiç satılmadı. O zaman hayalimde bir koltuk koydum oraya ve dedim ki böyle bir berber dükkanı olsa. . O hayalle başladı. Sonra bu yanlarındaki komodinler geldi oraya. Yatak başı komodinleri. Onları da koyduk yanlara ve tasarladım hayal ettim. O tasarıdan sonra çok sürmedi 6 ay sonra yaklaşık taşınma mevzusu başladı. Ben sonrasında aynayı aldım ve bu aynayla başladı her şey. Koltuk takımlarını getirdik sonrasında parça parça çoğaldı eşyalar."diye konuştu.
BÜYÜKŞEHİRLER MAKİNELEŞTİRİYOR
Büyükşehirlerde özellikle İstanbul'da tutunabilmek için bir makineleşme ihtiyacı hissettiğini ifade eden Murat Elber, "O makineleşme bende hiçbir zaman olmadı. Maddeci heves, onda varmış, bende de olsun' hırsı bende hiç olmadı. Manevi şeylere daha çok önem veriyorum. Kendime böyle bir yaşam felsefesi edindim" dedi.
İNSANLAR SAKİN YAŞARSA DAHA UZUN ÖMÜRLÜ OLUR
İnsanların hızlı yaşayınca değil sakin yaşayınca daha uzun ömürlü olduğuna inanan berber Elber bu hayat felsefesini de işyerine yansıtmak istediğini anlattı. Son bir buçuk yıldır kendi imkanlarıyla piyano öğrenen berber, işyerine bir piyano koyarak satranç takımı ve oluşturduğu mini kitaplık ile antikalar arasında nostaljik bir ortam oluşturdu. Sadece aylık ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar kazanmayı felsefe edindiğini söyleyen Elber müşterilerini randevuyla alıyor ve günde ortalama 10 müşteri ağırlıyor. Traş olan müşteriler ise ister piyanonun başına geçiyor, ister antika köşede kitap okuyarak gramofonda çalan nostaljik şarkılarla müzik keyfi yapıyor.
