Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde yaşayan Nilgün Varoş, aralarında 150 eşeğin de bulunduğu engelli, felçli ve bakıma muhtaç hayvanları kurduğu çiftlikte hayata bağlıyor. Almanya'da küçük yaşlarda ailesinin verdiği hayvan sevgisiyle büyüyen ve sokakta bulduğu yaralı hayvanları iyileştirmek için üniversitede veterinerlik bölümünde okuyan Varoş, 1989'da Almanya'dan emekli olduktan sonra yerleştiği Balıkesir'deki apartman dairesinde sahipsiz hayvanlara bakmaya başladı.
BİNLERCE HAYVANA UMUT
Bahçesi olmayan apartman dairesini hayvan barınağına çeviren Varoş, apartman sakinlerinin şikayeti nedeniyle Burhaniye ilçesine bağlı Tahtacı köyünde 30 dönümlük bir arazi satın aldı. Burada sokağa terk edilmiş bakıma muhtaç hayvanlar için kulübeler ve tedavi odaları kurdu. Bu sürede Türkiye'deki birçok eşeğin iş göremez hale geldikten sonra adeta ölüme terk edildiğini fark eden Varoş, hayatını hasta ve bakıma muhtaç eşeklere adadı. Varoş, 13 yılda "Uyutalım, umut yok!" denilen binlerce hasta hayvanın hayatına dokundu. Pro Animale Derneği Türkiye Temsilciliği'ni de üstlenen Varoş, derneğe gelen bağışlarla elde edilen gelirle her gün 150 eşeğin bakımını yapıyor. Gün boyu eşeklerle ilgilenen Varoş, onları yıkıyor, tımar ediyor, sağlıklarına kavuşmaları için onları tedavi ettiriyor, kısırlaştırma çalışmaları sürdürüyor.
'BU BİR GÖNÜL İŞİ'
Çiftlikte eşeklerin yanı sıra yüzlerce kedi, köpek, deve ve atların bakımını da üstlendiklerini söyleyen Varoş, "Bu bir gönül işi, merhamet işi, adanmışlık öyküsü. Bu duyguyu herkesin anlamasını, herkesin kabullenmesini beklemiyorum. Sadece yaratılan her canlıya saygı duyulması gerektiğine, yaşam hakkının sadece biz insanlara ait olmadığının farkına varılmasını, her canlıya yaşam hakkı tanınmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.
'İKİNCİ BAHARIMIZI YAŞIYORUZ'
"Bu yola çıktığımızda bu kadar zorlukla karşılaşacağımızı, bu kadar bakıma muhtaç hayvanın olacağını tahmin etmiyordum" diyen Varoş, "Türkiye'nin dört bir yanından eşekler geliyor, kimisi kanser, kimisi yaşlı, kimisi sokağa terk edilmiş. Hepsi de aynı şansı hak ettiği için elimizdeki bütün imkânları onlara seferber etmek istiyoruz. Hayvanları ilk bulduğumuzda artık öleceğini anlamış olduğunu, çaresizlikleri gözlerinde görüyoruz. Her şeyi kabullenmiş olan bu canların, iyileşip koşmaya başlamasını görmek bambaşka bir haz. Hayatlarının geri kalan kısımlarında onlar da ben de ikinci baharımızı yaşıyoruz" dedi.