Muğla geçen yaz yakın tarihin en büyük orman yangını felaketini yaşadı. Doğa harikasında kızılçam ormanları küle döndü. 15 günde 75 yangınla mücadele edildi. Tatil cennetinde yaşanan felaket doğa, tarım, hayvancılık ve birçok alanda tahribata neden oldu. Muğla'daki tüm yangınlarda 52 bini ormanlık olmak üzere yaklaşık 60 bin hektar alanın yandığı bildirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü davetiyle bölgeye gelen uzmanlar, Marmaris'teki yanan yerlerde ekolojik inceleme başlattı. Davet üzerine bölgeye gelen Biyolog Gökhan Ergan, yanan yerlerdeki incelemelerini sosyal medya hesabından paylaştı.
YANGINI CANLI ATLATTI
Yanan alanlardan topladığı çam kozalaklarını Pınar Kutkut ile inceleyerek deney yapacaklarını ifade eden Biyolog Ergan, "Laboratuvarda yanan alanlardan topladığımız kozalaklarla deney yapmak için uğraşıyoruz. Kozalakların içindeki tohumları çıkarıp, çimlenme deneyi kuracağız.
Yangınlar sırasında bahsettiğimiz, kızılçam tohumlarının kapalı kozalak içerisinde yangını canlı atlatabildiğini, aynı ağacın üzerinde fark yaşlarda kozalak ve dolayısı ile farklı yaşlarda tohumların bulunduğunu bu fotoğraflardan göstermek istedim. Seronity olarak tanımlanan bu özellik, yangına eğilimli coğrafyalarda bazı bitki türlerin de görülüyor" dedi.
YETERİNCE TOHUM OLUŞTURAMADI
İklim krizinin ekolojik açıdan zararının etkilerini gördüklerini aktaran Gökhan Ergan, yeni oluşturulan orman sahalarındaki çam kozalaklarının tohum oluşturamadıklarını kaydetti. Ergan, "Kozalaklar olgunluk yaşlarına gelince açılmayıp, yangın oluncaya kadar kapalı kalıyorlar, 3 yıl, 4 yıl hatta daha uzun süreler. Bu sayede meydana gelen yıkım karşısında popülasyonlarının geleceğini garantilemiş oluyorlardı. Taaa kii kendi ellerimizle iklim krizini yaratıncaya kadar. Bu yıl yanan alanların bazılarında, 10-20 yıl önce oluşturulmuş orman sahalarının, yeterince kozalak ve tohum oluşturamadan yandığını gördük. Türlerin yangınlar karşısında adaptasyonları olsa da, artık yangın rejimini değiştirdik. Yangınlar sıklaşıyor, büyüyor ve şiddetleniyor. Annemin dediği gibi, 'yangın, sel, hastalık, bu insanlar kıyametin geldiğini daha nasıl anlayacaklar' İklim krizi için mücadele etme ve baskı oluşturma vaktidir" ifadelerini kullandı.
