Aslen Kars'lı olan ve uzun yıllar önce memleketinden çıkarak hayata tutunmak için Kocaeli İzmit İlçesine gelen Oktay Akbulut, merakla başlayarak toplamış olduğu antikaları, bir süre sonra maddi sıkıntıları nedeniyle satmaya başladı. Antikacılığın kendisinde zamanla hastalığa dönüştüğünü, ancak bir süre sonra bu hastalığının başka hastalıklarını tedavi etmeye başladığını ifade eden Akbulut, "En başlarda sadece para ve pul koleksiyonlarım vardı. Baktım bana iyi geliyor. Ben de bu işi geçim kaynağı yapayım istedim" dedi.
KARS'TAN KAÇIP KOCAELİ'YE GELDİ
Kendisinden ve bitpazarında antikacılık yapmaya nasıl başladığından bahseden Akbulut, "Babam 1960'da Ardahan'dan Kars'a göçmüş. Kars'ta yaşarken hamallık yapardı. 5 kardeştik. 3 tane abim genç yaşında hayata veda etti. Tek odalı, taştan bir evde büyüdüm. Kış mevsiminde kapının arasından kar içeri girerdi. O şartlarda büyüdüm, yıllar sonra bende hamallık yapmaya başladım. En son canıma tak etti. kaçtım İzmit'e geldim. Burada bir arkadaşım vardı. O zaman 15 gün İzmit'te kaldım. İş bulurum çalışırım diye düşündüm ama bulamadım. Dışarılarda yattım. yine her gün iş aradım, en son baktım olacak gibi değil,başka bir arkadaştan borç aldım. Tam bilet alıp memlekete giderken, borç aldığım arkadaşım peşimden geldi. Bana müjde vermeye gelmiş. Fırında ki çırak kaçtı. sen başla dedi. Ama nasıl bir sevinç anlatamam. 17 yaşında iş buldum diye seviniyorum. O fırında işe başladım ve Kocaeli'nde kalmaya karar verdim. Evlendim çocuklarım oldu. zamanla da bu işe merak salmaya başladım." ifadelerini kullandı.
"ZAMANLA HASTALIK HALİNE GELDİ"
Akbulut sözlerini şöyle sürdürdü: "İlk başta para ve pul koleksiyonum vardı benim. Zamanla bu biriktirme işi hastalık haline geldi. Bende hiçbir şeyi atmamaya başladım. İlk başta para kazanmak için yaptığım iş zamanla hastalık haline dönüşmeye başladı. Kendim gibi antika hastası olan insanlarla tanıştım. Zaten bu işi, bunun hastası olmayan yapmaz. Bu hastalık zamanla benim başka hastalıklarımı da düzeltmeye ve geçirmeye başladı. Kendi kendimi tedavi etmeye başladım. Ben ürünlerimi Türkiye'nin her yerinden alıyorum, yurt dışından da Almanya, Hollanda'dan alıyorum. Kargoyla getirttiriyorum, halılar Sivas ve Kandıra'dan geliyor. Başka şehirlere gidip bakıyorum nerede ne var diye. 1985'ten beri Bit Pazarı'nda tezgâh açıyorum. Her Çarşamba günü geliyorum sabahın 5'inde tek tek temizliyorum, sıralıyorum eşyalarımı."
ANTİKADAN ANLAYAN KALMADI
Akbulut; "Bu tezgâhta, müşteri her fiyatta ürün bulabilir. Tezgâhta bulunan malzemeye göre fiyatlarımız değişiyor. 2 TL'ye de ürün var. 2 bin TL'ye de ürün var. Kemik müşterilerim var yeri geldiğinde onlar beni arar söyler ben şu ürünlerden istiyorum bu ürünlerden istiyorum diye. Hatta malzeme bile bulurlar bana bu ürün çok güzel burada satılıyor bak istersen diye. Değişik ürünlerin peşine koşuyorum. Günümüzde, pek fazla antikadan anlayan yok. Antika tam bir hastalıktır. Düşünün, tezgâhta ki bu ürünleri alabilmek için, yeri geliyor. karı koca kavga ediyor Gençler geliyor buraya bakıyor araştırıyor. Kendime ait bir de depo var. Antikalarımın büyük bir bölümü orada. Duruyor. Bütün antikaları pazara getirmiyorum. Daha çok buraya talebe göre getiriyorum" dedi.
