Doğrusunu isterseniz garajistanbul'un tekrar kapılarını açtığı geceye koşa koşa gittim. Uzun zaman olmuştu, özlemiştim doğrusu o koca mekanı... İçinden bir dolu sürprizler çıkmıştı bugüne kadar... Festivaller, ilginç konserler, performanslar... İtiraf etmeliyim bir daha ya açılmazsa diye endişeleniyordum. Oysa bu kez daha büyük bir garajistanbul'la karşılaştım. Sanki bir garaj daha alıp eklemişlerdi bünyelerine... Mekan daha büyük görünüyordu. Barın yeri değişmişti. O da büyümüş daha bar gibi olmuştu. Hemen oturmalısın ve bir viski söylemelisin gibi bakıyordu yüzüme... Övül Avkıran'ın saçları kısalmıştı. Tatlı yüzünde heyecan dalgaları son şiddetiyle geziniyordu. Mustafa Avkıran her zamanki gibi teknik detayların peşinde açılış öncesi son kontrolleri yapıyordu. Garajistanbul gibi bir mekanın Beyoğlu'na katacağı çok şey olduğunu düşünüyorum doğrusu...
Ara vermek yaramış ve de... Kulis neredeyse Madonna'yı bile ağırlayacak gibi görünüyor. O da büyümüş. Girişteki özel iş Kıymet Daştan'ın tasarladığı Payende de oyun öncesi bekleyecekleri iyi oyalayacak gibi... Oradan koşa koşa Kutluğ Ataman'ın Art On galerisiyle gerçekleştirdiği sergisine gitsem de yetişemedim. Art on galerisi, sergi için kendi yerinin dışında Akaretler'de bir yer daha kiralamış. Bu arada çok yakında İstanbul Modern, Burhan Doğançay'a solo açmaya hazırlanıyormuş. Serginin sponsorluğunu Yıldız Holding yapacakmış. Ve ikinci mühim haberim: Önümüzdeki Venedik Bienali Türkiye pavyonunun küratörü için iki isim mi yarışacak: Levent Çalıkoğlu ve Emre Baykal. İkisi de küratörü seçen danışma kurulundan seçilebilmek için ayrılmış çünkü... Bakalım ipi kim göğüsleyecek? Bunu yeni danışma kurulunda kimlerin olduğu mu belirleyecek? Hayır. Bence asıl sorulması gereken soru, bu yeni danışma kurulunu kimlerin belirlediği? Kurullar evet ama bu kurulları seçen kurullar kim? Yoksa kişiler mi demeliyim?