MERYEM GAYBERİ

MERYEM GAYBERİ

14 Ağustos 2018, Salı

Yeter ki birlik olalım

Türkiye, Rusya'nın, Çin'in, İran'ın hedef alındığı gibi ABD'nin dolar üzerinden ekonomik savaşına ve yaptırımlarına maruz kaldı. Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, spekülasyonların önüne geçmek için alınan önlemleri açıkladığı dakikalarda, Beyaz Saray'da da 'erken mesai' vardı. Trump Amerikan saatiyle sabah saat sekiz buçukta Twitter'dan Türk lirasını hedefe koydu.

Türkiye kimseye savaş ilan etmedi, Allah göstermesin çok büyük bir deprem, sel vb. gibi doğal afet yaşamadı, reel ekonomi tıkır tıkır işlerken ve piyasalarda kriz yokken kur saldırısı başladı. Gezi ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerinde ve diğer olağanüstü dönemlerde bile düşmeyen Türk lirası aniden hızla değer kaybetti.

Bunun, ekonominin iç dinamiklerinden değil de uluslararası bir saldırı sonucu olduğunu dünya bile anladı. Birçok AB ülkesi, ABD'nin başlattığı ticaret savaşında Türkiye'nin de hedefte olduğunu belirten açıklamalar yaptı. Hatta Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Altmaier, "Türkiye, Avrupa'da güvenilirlik anlamına geliyor" açıklamasını yaptı.

***

Fakat FETÖ'cüler ve PKK'lılar gibi, ülkelerinden nefret eden bir güruh da sosyal medyada dolar yükseldikçe havalara uçtu.

Kimisi, "ABD veya İngiliz mandasına girmenin tam zamanı olduğunu, hiçbir stresin kalmayacağını" yazdı.

Kimisi, bu toprakların insanlarıyla "Aynı gemide olmadığını", "Gemi batsa da umurunda olmayacağını" yazdı.

Kimisi, "Tam da dolar ve altın almanın zamanı. Her kuruşunuzu dövize çevirin ki Erdoğan gitsin" diye yazdı. Ve hiçbirisi bunları yazarken zerre kadar utanmadı, arlanmadı. Biz okurken yüzümüz kızardı ama onlar utanmadı.

Hatta, yerli malı ürünlerin logolarını hesabından yayınlayıp "İşte bu ürünleri tüketmeyip boykot edersek Erdoğan gider" şeklinde aşağılık mesaj atanlar bile vardı.

Bizimle aynı sudan içip aynı havayı koklayan, bu kadar gayri millî ve ülkesine düşman insanları 'kim yetiştirdi' diye çok derinden sorgulamalıyız.

***

ABD, kendisine zarar vermeye başladığını düşündüğü, BM, NATO ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kontrolündeki kurumları artık tasfiye etmeyi planlıyor. Trump da bu işin manivelası olarak kullanılıyor. Sistemi değiştirirken de "Adını deliye ve çılgına çıkardıkları" bir isim aracılığıyla bunu yapıyorlar.

Fakat en büyük yanılgıları, Türkiye'yi üçüncü dünya ülkesi görerek Türkiye'ye kur saldırısı ve çelik yaptırımları ile diz çöktüreceklerini sanmaları.

Halbuki, dünyanın en zor coğrafyasında, binlerce dengeyi gözeterek bölgede siyaset üreten, Suriye ve Irak'ta terör örgütlerine karşı amansız mücadele yürüten, enerjisi olmadığı halde ürettiği ileri teknoloji İHA ve SİHA'larla dünyada ilk üçe giren, 4 milyon mazluma ev sahipliği yapan bir ülke var karşılarında.

***

Tanklara, uçaklara, mermilere çıplak elleriyle karşı duran dünyadaki, tek milleti, başaramadıkları darbenin ardından dolarla durduracaklarını sanıyorlar. Yanılıyorlar. Hamaset yapmıyorum ciddiyim. Bu oyunu da bozacak gücümüz var. Sadece millet olarak bu zor günlerde safları biraz daha sıklaştıralım.

Oyun kuranlar unutmasın, biraz türbülansa gireriz ancak Allah'ın izniyle çok daha güçlü şekilde ayağa kalkıp dikiliriz karşılarına…

SON DAKİKA