AHMET ÖRS

AHMET ÖRS

02 Nisan 2013, Salı

Ayrımcılığın traji-komik tarihi

Ayrımcılığın komik olanlar da var. Berlin’in Kreuzberg semtinde erkek ve kadınlar için mevcut genel tuvaletlere şimdi kendilerini ne erkek ne de kadın hissedenler, yani transseksüeller için üçüncü bir tuvalet daha eklenecekmiş.

İnsanlık tarihi büyük ırk ve din kavgalarıyla dolu. Avrupa'da Katolikler ile Protestanlar arasında süren 30 Yıl Savaşları kıtanın orta ve kuzey kesimlerinde büyük kıyımlara yol açtığını tarih kitaplarımızdan öğrendik. Hitler Almanya'sının "ari" ırktan olmayanları, özellikle Yahudileri topraklarından "temizlemek" üzere milyonlarca kişiyi çeşitli yöntemlerle yok edişi belleklerdeki yerini koruyor. Hiç değilse geçen yüzyılın ortalarından bu yana dünyamız eskisine göre daha ılımlı bir yola girdi.


Gel gelelim bu kez başka ayrımcılıklar ortaya çıktı. Geçende Münih'deydim. Sandviç almak üzere istasyondaki büfeye yönlendim. Yaklaştığımda içerdeki iki büfeci birbirleriyle Türkçe konuşuyorlardı. Ben Türkçe isteğimi dile getirdiğimde, bön bön yüzüme baktılar. İçlerinden biri Almanca olarak beni anlamadıklarını söyledi. Bu kez ben de Almanca olarak "Az önce aranızda Türkçe konuştuğunuzu duydum," dedim. Delikanlının yanıtı, meydan okuyan bir tavırla, "Türkçe anlamıyorum ve konuşmuyorum!" oldu. Sandviç almaktan vazgeçip ilerdeki bir başka büfeye yöneldim. Oradaki esmer delikanlıya da Türkçe hitap ettim. O da boş boş baktı. Almanca olarak Arap mı, İranlı mı olduğunu sordum, "Kürdüm" dedi. Türkiye'den gelip gelmediğini sordum, "Evet Türkiye'den geldim" diye yanıtladı ve ardından ekledi. "Ama Türkçe konuşmuyorum!"

Öğrencilik yıllarımdan bu yana Avrupa'nın pek çok ülkesine giderim; Türkçe konuştuğumda, Kürt, Laz, Çerkez ayrımı olmaksızın hepsiyle ortak dilimizle anlaştım. İlk kez, belki de hala Türk pasaportu taşıyan Kürt yurttaşlarımızla aramızda açılan uçurumun, onlarla Türkçe diyalog kurmamı engelleyecek boyuta ulaştığını gördüm. Çok yazık!..

Ayrımcılığın komik olanlar da var. Berlin'in Kreuzberg semtinde erkek ve kadınlar için mevcut genel tuvaletlere şimdi kendilerini ne erkek ne de kadın hissedenler, yani transseksüeller için üçüncü bir tuvalet daha eklenecekmiş. Yerel parlamentoda sol partilerin bu yolda verdikleri önerge kabul edilmiş. Özel pisuvarlar sayesinde burayı kullananların cinsiyeti fark edilemeyecekmiş.

Baştan belirteyim, eşcinsel ve transseksüellere karşı önyargılı değilim. Onların da diğer insanlar kadar saygı ve hoşgörüye layık olduklarına inanıyorum. Ama tuvaletlerinin niçin farklı olması gerektiğini anlamam mümkün değil. Böyle biri kendi dış görünüşüne uygun bir tuvalete gidip, kabinin kapısını kapattıktan sonra, kimseye kendini hangi cinsten saydığını hissettirmeden istediği gibi işini görebilir.
Liberal olduklarını kanıtlamaya çalışan siyasi grupların aldıkları karar, uygulamada ilginç durumlar ortaya çıkarabilecek. Diyelim ki erkek görünüşlü biri böyle bir tuvalete gelip, "Ben kendimi kadın olarak hissediyorum," dedi. Buna kim karar verecek? Cinsel organlar bile o kişinin kendisini hangi cinsten hissettiği hakkında ipucu vermediğine göre, bir görevlinin gelen kişiyi sınavdan geçirmesi ya da göstereceği rapora göre onu içeri bırakması gerekecek. O geçen sürede o kişi altına kaçıracağı için, iş işten geçmiş olacak. Kısacası; ayrımcılık bir kez başlaya görsün, sonucunun nereye varacağını baştan kestirebilmek mümkün değil.

SON DAKİKA