AHMET ÖRS

AHMET ÖRS

21 Haziran 2013, Cuma

Feministler nasıl değişti?

21'inci yüzyıl feministlerini anlamak hiç de kolay değil. Ancak bir şeyi kabul etmek gerek, yeni feminist kadınlar nereye gitseler, hangi ülkede kadınların ezilmesine, seks turizmine karşı gösteri yapsalar, tüm dünya medyasında kendilerinden söz ettirebiliyorlar

Feministler de değişti... Batı'da feminizmin birinci ve ikinci evresinde kadınların hedefleri açık seçik belliydi. Birinci kuşak seçme seçilme, eğitimden pay alma, aile baskısından kurtulup kendi tercihleriyle evlenmek için mücadele verdiler. İkinci kuşak bu hakların anayasalarda yerini bulmasını, kocanın rızası olmadan da çalışabilmek, evlendiklerinde otomatik olarak kocanın soyadını almamak, başka deyişle kendi kimliklerinden feragat etmek zorunda kalmamak için savaştılar.

Gelgelelim, 21'inci yüzyıl feministlerini anlamak hiç de kolay değil. Ancak bir şeyi kabul etmek gerek, yeni feminist kadınlar nereye gitseler, hangi ülkede kadınların ezilmesine, seks turizmine karşı ya da Gezi parkına destek vermek için gösteri yapsalar, tüm dünya medyasında kendilerinden söz ettirebiliyorlar. Çünkü kullandıkları yöntem etkileyici; çoğu genç ve güzel bu kadınlar çıplak bedenlerini sergileyerek şok etkisi yaratıyorlar. Ukrayna'dan başlayan Femen hareketini ya da onların Rusya versiyonu punk müzik grubu Pussy Riot'u hemen her gün dünyanın bir yerinde haksızlıklara karşı eylem yaparken görüyoruz.

Femen ilk kez 2008 yılında eylem yaptı; başlangıçta soyunmuyorlardı. Kalın paltolarını giyip meydanlarda erkeklere fuhşun insan haysiyetine aykırı olduğunu vurgulayan el ilanları dağıtıyorlardı. Liderleri bugün 27 yaşında olan iktisatçı Anna Hutsol. Anna aynı zamanda en yaşlı Femen üyesi. Soyunmalarının gerekçesini, "Bugün kadın olarak dikkati çekebilmenin tek yolu bu. Sesimizi duyurup bir şeyleri değiştirebilmemiz için medyaya ihtiyacımız var; medya da mizah, şov, şok ve erotizmi seviyor", diye açıklıyor. Femen'in hemen hepsi üniversite öğrencisi olan 3 bin civarında aktif eylemcisi var.

Almanya'da daha farklı bir tablo görülüyor. Örneğin Anna-Katharina Messmer adlı 30 yaşındaki genç, güzel ve iyi eğitimli kadının başını çektiği yeni kuşak feministler, porno izlediklerini, seksten para kazanmanın kötü bir yanının olmadığını savunuyor, katıldıkları televizyon programları izlenme rekorları kırıyor. Messmer, giderek yaygınlaşan, kadınların cinsel organlarını güzelleştirmek için yaptırdıkları estetik ameliyatlar üzerine doktorasını yazıyor.

Messmer uzun süre koltuk altlarının tüylerini tıraş etmemeyi feminizmin ilk koşulu sayan kendinden önceki feministlere hiçbir zaman kendini yakın hissetmemiş. Feministlerin bir toplantısında dinlediği Verena adlı kadının porno filmlerden hoşlandığını anlatması üzerine, erkeklerin yöntemiyle eylem yapmaya karar vermiş.

Soyunup yaka paça götürülmekten kilisede Putin hakkında aşağılayıcı şarkılar söylemeye, cinsel organlarına estetik yaptırmaktan seks karşılığı para almayı savunmaya kadar türlü yöntemleri deneyen bu yeni kuşak feministlerin bizim ülkemizin kadınlarına beş kuruşluk faydaları yok. Bizimkiler gerçi Avrupalı birinci ve ikinci kuşak feminist hemcinslerinin edinimlerine mücadelesiz sahip oldular. Buna rağmen hemen her gün töre cinayetleri, sevgilisini terk ettiği için sokak ortasında kurşunlanmalar gibi memleketimden insan manzaralarını ibretle izliyoruz. Bu hazin durum karşısında bütün kadınlarımız Femen olsalar, ne yazar?

SON DAKİKA