Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Rumcu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir başkanı varmış, Mustafa Akıncı, Türkiye'de çok kişi adını bilmez.
Bilmez çünkü önemli bir adam değildir.
Galatasaray'ın başkanı Mustafa Cengiz ondan çok daha fazla tanınır.
İşte bu Mustafa Akıncı bir laf etti, bütün şimşekleri de üstüne çekti.
"İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım" dedi. Sökmen, kısa bir süre bağımsız kalmış ve sonra Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmış Hatay'ın ilk ve son cumhurbaşkanıydı... Yıl 1939...
Bayram değil seyran değil, ortada hiç böyle bir konu yok, nereden çıktı bu çıkış?
Akıncı'ya göre, Güney Kıbrıs'la anlaşma sağlanamazsa, Türkiye, Kuzey Kıbrıs'ı "topraklarına katmaya" hazırlanıyormuş! "Yutmak" deyimini kullanıyor.

***

Kıbrıs'ta iki buçuk ay sonra cumhurbaşkanlığı seçimi var. (Allah Allah, orada "iyileştirilmiş parlamenter sistem" isteyen kimse yok mu yahu?)
Akıncı buna yatırım yapıyor.
Amacı, "Türkiye'nin varlığından ve ağırlığından rahatsız olan" Kuzeyli solcuların oylarını toplamak... Bunlar Rum unsuruyla pek sıkı fıkıdırlar. Bütün üzüntüleri de, Rum sultasına girip kafadan AB üyesi olamamaktır...
Türkiye'nin Kıbrıs'ı "yutmasına" hiç gerek yoktur. TC oradadır ve orada kalacaktır. "Zaten yutmuş" gibi bir durum yani.
Akıncı'nın gördüğü büyük tepki, oradan çekilmeye niyetli olmadığımızı da kanıtlar.
Ancak Fetullah "gelirse" Kıbrıs'tan çekilebilir, Batılı efendilerini memnun etmek amacıyla...
Bu da, onu destekleyen sözde liberal bazı üniversite hocalarını ve bazı gazetecileri çok mutlu eder. Bunların içinde "Yunanistan'da doğmadığına bin pişman" soysuzlar da vardır. Azınlıklarla "empatinin" suyunu çıkardıkları için kendilerini Rum gibi hissetmeye koyuldular (tek kelime de Rumca bilmeden ha...)
Nasıl Kürt devleti istiyorlarsa, "vazgeçilmiş" bir Kıbrıs'a da he diyeceklerdir. Bunu liberallik, hatta solculuk sanıyorlar, Kürt milliyetçiliğini de öyle sandıkları gibi.
Böylece Avrupa Birliği'ne de girebileceğimizi düşünürler.
Oysa Kıbrıs'tan çekilmek, Avrupa Birliği'ne girebilmemizin ön şartıdır ama son şartı değildir. Arkasından, Kürt devletine toprak vermek de gelecektir.
Gene almayacaklar, "verdiğimizle" kalacağız.

***

Bir şey dikkatinizi çekmedi mi?
Akıncı'nın abuk laflarına iktidar çok şiddetli tepki gösterdi ama muhalefetten tık yok (Ecevit'in mirasçısı DSP hariç.)
Kılıçdaroğlu hiç ağzını açmadı.
Ne yani, Kıbrıs'ı "vermesi" yönünde telkin mi aldı?

*

Düzeltme

Yazı dibinde yaptığımız alıntılarda dün bir teknik arıza olmuş.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun Erzurum tatili için "tatil demek ne kadar doğru bilmiyorum" demişti... Cümlenin son kelimesi uçmuş, "ne kadar doğru" oluvermiş.
Adam "bilmiyorum" desin ki, bizim koyduğumuz başlığın da ("ama biz biliyoruz") bir anlamı olsun, değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA