Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Çalışma...

Örnek olarak, bizim Batı Anadolu'yu anlatacağım.
Adları lazım değil...
Şu şehirmiş, bu kasabaymış fark etmiyor.
Hemen hepsinde aynı şey oldu çünkü...
Muazzam bir zihin çalışması yürütüldü bölgede.
Evet! Doğru okudunuz...
Ancak bilinçli, planlı fakat saman altından su yürüten bir "çalışma"nın yol açabileceği bir zihinsel dönüşüm bölgenin yükselen ekonomik hayat tarzına entegre biçimde yükseldi.
Sonuç?
İşte kısaca anlatmak istediğim bu...

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Malum, geleneklerindeki DP'nin devamı partilerden sımsıkı CHP destekçiliğine geçmişlerdi.
Sonra yavaş yavaş koyu Kemalizm'den gevşek liberalizme...
CHP fanatizminden HDPlileşen sokak kültürüne...
"Buralı" olmaktan "biz başkayız" söylemlerine...
"Bizi ayırıp AB'ye alsalar" hesapları yapan sivil toplum çalışmalarını alkışlayan bir kafaya doğru ilerliyorlar.
Peki bu gelişmeler karşısında ne yaptık?
Olup biteni doğru "okuma" konusunda çuvallayıp yol, su, yatırımla işin çözüleceğini sandık.

***

Daha somut anlatayım mı?
Gençliğimde kasaba hoparlörlerinden İstiklal Marşı çalınırken yerimde biraz fazla kıpırdadım diye ağır fırçasını yediğim meşhur tatlıcının şimdi işleri devralan torununu 1 Mayıs'ta meydanda ultra sol örgütlerle halay çekerken gördüm.
Eğriye eğri, doğruya doğru...
Yirmi beş yıl önce, "Yahu şu Yunan adası burnunuzun dibinde, bir gidip bakın, ticaret faydalıdır" dediğimde "keferelerle iş yapılmaz" diyen çarşı esnafına şimdi Yunanistan'ın Adalar Denizi'ndeki mutlak hakimiyet arayışını anlatmakta zorlanıyorum.
Ama ne oluyor?
Birileri ara ara "İzmir'in dağları" marşıyla onlara coşkuyu veriyor ve her şey yerli yerinde sanılıyor.

***

Niye anlatıyorum bunları?
Bölgeden bir arkadaşım aradı; "Yahu" dedi; "Hatay yakılıyor ve çevreme anlatamıyorum."
Öyle gerçekten de...
Bu durum sadece o bölgeye has değil üstelik.
Çok zorlanırsa, ezberlerini konuştururlar; "otel yapılacaktır, yakarlar, vd."
O da olmadı, "küresel ısınma etkisi" derler.
On yıl önce PKK'nın lafı geçtiğinde yüzüne öfke ateşi basan insanlar şimdi nasıl bu hale geldiler?
Çünkü bütün o süre boyunca zihinlerle oynandı, siyasal hatalar da süreci pekiştirdi.
Şimdi zihni kendi ülkesine "dışarıdan" bakan ve inatla böyle bakmayı isteyen bir kitlemiz var.
Bu konuyu bir "ders" gibi ele alıp üzerinde durmazsak geleceği doğru biçimde inşa etmekte zorlanacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA