6'lı masa oyalamacaydı...
Bir tür bekleme odasıydı...
Bunu epeydir söyleyip durdum; bu oyalamayı ciddiye alıp da üzerinde durmam, diye yazdım kaç kez.
Masadakiler önünde durdukları kapılardan içeri davet edilip "muayene"den geçip reçete almayı beklediler

***

Doktordan reçete alacaklardı?
İyi de doktor kim?
Onu Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı zaten bir yıl önce gözümüzün içine baka baka söylemişti ama medyamız pek aldırmamıştı.
Hatırlayın, ne demişti Lütfü Savaş: "Cumhurbaşkanı adayımızın kim olacağına uluslararası karar vericiler karar verecek."
Net!
Apaçık.
Nitekim, sonunda Kılıçdaroğlu sıkıldı mı da kapıyı açıp içeri girdi, yoksa çağrıldı mı, orası karışık...
Sekiz saatlik kayboluş, hamburger molası falan hikâye, eline bir reçete tutuşturuldu.

***

Reçetede "Sen aday olma!" yazıyordu belli ki!
"Türkiye'yi Batı'ya kirli bir devlet olarak sunma görevini üstlen" diye yazdıklarından şüpheleniyorum.
Uyuşturucu ve kirli para tezviratının ne anlama geldiğini bilmeyen mi var? Türkiye'ye yapılacak bir dış müdahaleye uygun mazeretleri mayalandırmaktır bu...
O kadar feci bir iş!
Bazı kanallar buna "5. kol faaliyeti" diyor; eh, sert fakat anlamlı bir tanım arayışı...

***

Bu saatten sonra 6'lı masa onu aday yapar mı? Batı'nın acentesi kimliği bu kadar saf biçimde ortaya konulunca bu masada "akıl" kalır mı?
Kim inanır orada bir siyasi zekâ bulunduğuna?
Bu arada İmamoğlu da "Ben 6'lı masanın en çalışkan adamıyım" demez mi? Be adam, yoksa "masa"ya uzaktan kumanda eden "dış" güçlerin içinde misin, nesin?

***

Şu gelişmeler bana da 6'lı masa yazısı yazdırdı ya, kendime kızsam bir türlü, üzülsem bir türlü...
Eh, dışarıya bakıyorum...
Artık öyle Türkiye'de "masa" idare edecek halleri pek yok! Hepsi dökülüyor.
Bazıları, "Bu iş Pensilvanya'ya kaldı" diyor.
Çok fena...
Ben masadaki partilerin temsilcilerinden olsaydım, bu iddianın seslendirilmesine izin verecek her hâl ve hareketten kaçınırdım.
Hatta "masa"dan kaçardım...
Zamanı gelmedi mi?

***

NOT DEFTERİ

Kültür değişmelerine direnişin gerçekte Batı hegemonyasına direniş olduğu ve bu karşı çıkış yoluyla ülke insanlarının bir atılım gücünü ellerine geçirmiş olduklarını günümüzde anlamak belki daha kolaydır. (İSMET ÖZEL / Cuma Mektupları)