Ne haldeyiz? Nasılız bakalım?
Hem kişisel, hem de toplumsal olarak soruyorum.
Bir rakam var ki, ikisinin de cevabı olabilir.
Yok canım, öyle şey olmaz, diyenlere hak veriyorum da yazınca anlayacaklar...
Ülkemizde 2024 Yılı antidepresan kullanımı 65 milyon 591 bin kutuya yükselmiş.
Bir karşılaştırma için 2014 yılı rakamını vereyim: 39 milyon 252 kutu...
Anlayacağınız...
Ruhsal hallerimiz dökülüyor, üzerine kaygı bozuklukları, migren gibi rahatsızlıklarımız çoğalıyor ve hep olduğu gibi bu durum sağlık ile ilaç sektörünün pek hoşuna gidiyor.
***
Lakin bazılarımız işin sırf istatistik yönüne bakarak "bak gördünüz mü, en azından bu yanımız gelişmiş ülkeleri andırmaya başladı" diyebilir.***
Enformasyon, enformasyon deyip duruyoruz...***
Dezenformasyon ( yani kasıtlı olarak yanlış ve doğruluktan uzak biçimde bilgilendirilmek ) bir yana...
Bir de medyatik kirlilik var.
Haber ve bilgi kirliliği...
Bilgi kirliliğinin hem yanıltıcı tarafı var hem de tatsız psikolojik sonuçları...
***
TV kanallarına çok ciddi bir teklifim var ama heyecansız olduğu için kabul etmeyeceklerdir...
4 Büyüklüğünde depremler için yayınları kesmekten vazgeçseniz ne iyi olur!
Bu depremleri uzun uzadıya konuşmak bilimsel tutumdan uzak olduğu gibi panik yaymaktan başka bir işe de yaramıyor...
***
İkide bir "insanın kendisiyle barışık olması"ndan söz edenler, biraz da insanın akıp geçen zamanla barışıp barışamayacağını sorgulasalar ya!