Yaşını başını fena hâlde almış bir adam, yiyecek içecek servisinin yapıldığı yere yaklaşıyor...
İçeriye bakıp tost kısmındaki genç kıza bir şeyler söylüyor.
Eyvah!
Ağza alınacak şeyler değil, felaket!
Üstelik boyunu bosunu görmekten de bahsediyor...
Hakaret, hatta bir nevi taciz...
Ne dediğini biliyor mu acaba?
Bu sözleri işiten bütün çalışanların hâli harap...
Genç kız içeri koşup yanında şefi olduğu her hâlinden belli hanımla geliyor.
Şef tam ağzını açacakken...
İçeriye bir adam giriyor...
Amanın, hava bin beş yüz!
Her hâli "Ben müdürüm" diye bağırıyor.
Buyurun bakalım!
***
Memur emeklilerinin müdavimi olduğu bir dinlenme tesisi...***
Sorumlu müdürün gelince ağzından ilk çıkanlar ne, merak ediyor musunuz?***
Bu dünyayı "insana layık" hâle getirmenin yollarından biri de "erkek toplum"a özgü sıkıntıları ciddiye almaktan geçiyor...
Şimdi durup düşünüyorum da...
Yazımı okuyunca...
Bana katılacak ve katılmayacakları daha baştan tanıyor gibiyim.
***
NOT DEFTERİ
Dün akşam yaşamaya biraz ısınırım umuduyla gezmiştim, bütün gece gördüklerim, artık bu bencil insanlardan kurtulmak gerektiğini anlattı. (KEMAL TAHİR / Esir Şehrin Mahpusları)