Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Hoş geldin ramazan

Nerede o, "korona öncesi" ramazanlar... Toplu iftarlar... Eğlenceler... Sohbetler... Sahura kadar.
İftar çadırları... "Sınır ötesinde bile" iftar çadırlarımız vardı... Balkanlar'da... Bazılarına gitmiştik... Saraybosna'daki iftarda Türkiye'den giden sanatçılar bile vardı.

Kovid-19... Her şeyi etkiledi... Ramazan eğlencelerini... Ramazan davulcularını bile.
Geçen ramazanda, "maskeli davulcu" vardı... Bu yıl o da yok... Sokağa çıkma yasağı.
Davulcudan... Ramazan mânileri... Hepsi geride kaldı.

"Sabah erken çık yola,
Dikkat et sağa sola,
Ramazan ayı geldi,
Oruç mübarek ola."

***


Bak bir garip kuş geldi,
Soframıza aş geldi,
Gözümüz aydın olsun,
Mübarek ay hoş geldi."

***


200 binden fazla
Biliyor musunuz?.. Türkiye'de... 234 bin 885 kişinin adı "Ramazan."
Her yıl... Yeni doğan 365 bebeğe Ramazan adı veriliyor.
Ramazan... "En yaygın kullanılan erkek isimleri" arasında 58'inci sırada.
ABD'de... 500'e yakın Ramazan var... Ve her yıl 4 bebek daha Ramazan adını alıyor.
Merak ederseniz... 2020'de doğan erkek bebeklere en çok verilen isimler... Ömer Asaf... Kerem... Alpaslan...
Mustafa, Hamza, Ali.
Kız bebeklere ise... Asel... Azra... Eylül...
Nehir... Asya.
Merak edenler için... TBMM'de 2 Ramazan var: Ramazan Can... AK Parti Kırıkkale Milletvekili. Ramazan Kaşlı... MHP Aksaray Milletvekili.

***


Günün duası
Ramazan demek... Manevi bir iklim demek... Hoşgörü ve barış iklimi.
Bu iklimin, "siyasi havayı" da kapsama alanı içine almasını diliyoruz.
Ve elbette, "siyaset üslubunu" da. Âmin.

***


Örf... Âdet... Gelenek
İstanbul'da... İsveç Elçiliği'nde... Uzun süre çalışmış olan bir diplomatın kitabı:
"18. Yüzyıl Türkiye'sinde Örf ve Âdetler... D'Ohsson... Tercüman 1001 Temel Eser."
Ramazan... Yardımlaşma... Dayanışma... Dua... Özetle, "her şey" anlatılıyor.
Birkaç satırbaşı:
Türkiye'de... Fakirlere yardım etmek, sefalete düşenlerin acılarını dindirmek ilahi bir emirdir.
Türkler... Peygamber'in sözüne uyarlar: Komşusu açlık içindeyken, tok ölen kimseye şefaat edilmeyecektir.
Türkler fakir babasıdır... Düşenin dostudur... İyilik etmeyi severler.
Türk... Verdiği sözün kölesidir.

***


Allah
Türkiye'de uzun süre yaşayan D'Ohsson... Dikkat etmiş... Kitabında, "Allah sözü, Müslümanların ağızlarından hiç düşmez" diyor:
Fevkalade bir olayı öğrenince, "Allah" derler.
Çok şaşılacak bir şey mi oldu? "Allah Allah."
Bir şey mi yapmayı planlıyorlar? "İnşallah."
Beğendikleri bir şey mi var? "Maşallah."
Hayattaki birinden bahsederken... "Allah selamet versin."
Ölen biriyse... "Allah rahmet eylesin."
Kısacası Türkiye'de her şey, "Allah" ile başlar, "Allah" ile biter.

***


Erzurum'da iftar
Kadayıf dolması... Dadaşın ağız tadı... Erzurum'da, iftar sofrasının olmazsa olmazı.
Kadayıf için... "Mâni" bile var:
"Her dadaşın dileği,
On bir ayın direği,
Çorba, gıyma, gadayıf,
Ramazan'ın direği."

***


Ekmek... İlahi nimet
Ekmek... "Kitapta" özel bir bölüm. D'Ohsson... "Türkler ve ekmek" konusunda şöyle diyor:
Türkler... Ekmeği ilahi nimetlerin en değerlisi gibi kabul ederler.
Evde, yerde, sokakta ekmek görürlerse, alır, öper, ayak altında kalmayacak bir köşeye bırakırlar.
Günümüze gelince... Anadolu'da durum aynı... 18. yüzyıldaki gibi... Ekmek israf edilmez... Ekmek çöpe atılmaz.
Ama... Büyükşehirlerde... Nerede o eski örf, âdet, gelenek? Ekmek israfı önemli sorun... Yılda 1.5 milyon dolar.

***


Yerli ve milli
Âdettendir... İftar sofrasında hurma da bulunur.
Bu ramazan... Malatyalılar kampanya başlattılar:
"Ramazan sofrasında kayısı eksik olmasın... Yerli ve milli." Aydınlılar... Onlar da, "kendi ürünlerini" önerdiler:
"Ramazan sofrasında... İlle de incir." Manisa... Çorum... Gaziantep... Ordu... Yükselt sesini...
İftardan sonra... Çerez... Üzüm, leblebi, fıstık, fındık... "Yerli ve milli" değil mi?

***


İstanbul... Böyle eğleniyordu
Şarkıcılar... Meddahlar... Köçekler... Çalgıcılar... Çengiler... Rakkaseler... Hokkabazlar...
Sultan Üçüncü Murad... Müziğe düşkün... Taklitçilere ve güldürücülere meraklı.
Hacivat ile Karagöz.
Cambazlar, oyunları.
Kâğıthane âlemleri... Ateş oyunları...
Deniz gezintileri... Billur topu tutmaya çalışan kızlar.
Lale Devri... Helva sohbetleri Refik Ahmet Sevengil'in kitabında hepsi var... İsimler... Ramazan akşamları...
Eğlenceler... Sahura kadar.
Kitap: "İstanbul Nasıl Eğleniyordu." 1453'ten 1927'ye kadar... Birinci baskı 1927... İkinci baskı 1985.
Ramazan eğlenceleri... 1927'den sonra da her yerde devam etti... Farklı şekillerde... Ama Kovid-19'a kadar.
Koronasız... Nice ramazanlara.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA