Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Demokrasinin ‘kırmızı çizgisi’

Hangi siyasi partide olursa olsun... Genel başkan, milletvekili, parti yöneticisi... "Darbe" sözü etmemeli.
Konuşmasında "cunta" sözcüğüne yer vermemeli.
Sadece siyasetçi değil... Aydınlar, sivil toplum liderleri de bu kırmızı çizgiye özen göstermeli.
Siyaset sözlüğünde bu kavramların yeri yok.
Türkiye... Darbelerden ve cuntalardan çok çekti.
Ağır bedeller ödendi.
Yetmez mi?

***


Son sözü millet söyler

Adalet ve Kalkınma Partisi... Recep Tayyip Erdoğan, 3 Kasım 2002'de yapılan seçimle iktidara geldi.
Siyasi iktidar, cuntasız, darbesiz, kansız el değiştirdi.
Yarın yine sandık ortaya gelir.
Seçmen tercihini yapar.
Son sözü millet söyler.
Aculluğa, cuntadan, darbeden söz etmeye gerek yok.

***


Balık hafızalı siyaset

Muhtıra verildi... 12 Mart 1971... Ve Başbakan Süleyman Demirel Hükümeti çekildi.
Soru: Kimler... Hangi profesörler, hangi sivil toplum kuruluşları, hangi siyasetçiler muhtırayı alkışladılar?
Muhtıraya destek bildirileri yayınlamakta yarışanlar hangi kuruluşlar?
Türk siyaseti... Maalesef... "Balık hafızalıdır."
Kimi dünü unutuyor.
Kimi de... Unutmasa bile...
Unutmuşu oynuyor.

***


Al sana sivil cunta

Bilenler bilmeyenlere anlatsınlar... Biz kısaca söyleyelim:
12 Mart 1971 Muhtırası, sağ gösterdi, sol vurdu.
Solun bir bölümü... "Yumruğu sağ yedi" sanarak muhtıracıyı alkışladı, göklere çıkardı.
Sonra... Balyoz, solun kafasına indi.
Aydınlar tutuklandı... Kitaplar yakıldı.
Ve... Acı gerçek:
Tutuklananlar arasında... Ordudaki cuntacılarla işbirliği içinde olan aydınlar da vardı.

***


Günün sorusu... Ve ayna

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde su anda 594 milletvekili var.
"Acaba" diyerek, günün sorusuna başlayalım:
Kaç siyasi parti lideri... Kaç milletvekili...
Kaç parti yöneticisi, Kenan Evren'in anılarını okudu?
Kimse, "Darbecinin anıları okunur mu?" diye kolaycılığa, demagojiye sığınmasın.
12 Eylül 1980 darbesinin lideri Kenan Evren'in anıları, Türk siyasetine tutulan bir ayna.
Aynaya bakan, darbeciden medet uman siyasetçileri de görür, cunta heveslilerini de.

***


Dünü unutma

Askeri darbe... 12 Eylül 1980 öncesinde, Genelkurmay Başkanlığı'na giden siyasetçiler kimler?
Kenan Evren, 3 ciltlik anılarında isim isim yazıyor.
İş insanları... Bilim adamları... Sıraya girmiş, Paşa'ya gaz veriyorlar:
"Daha ne duruyorsunuz? Darbe yapın."
İngiltere'nin eski Başbakanı Winston Churchill, "Ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görebilirsiniz" diyor.
Geriye takılıp kalmayalım... Fakat... Aydınlık yarınlara koşmak için dün yaşananları da unutmayalım.

***


Arşiv yalan söylemez

Devletin hafızası arşivlerdir.
Arşiv yalan söylemez.
12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra... Kocaeli Milletvekili Nihat Erim, CHP'den istifa etti ve bir gecede "bağımsız" oluverdi.
Ve başbakanlığa bağımsız bir parlamenter getirildi:
Nihat Erim.
Başladı telgraf yağmaya... Başbakan Nihat Erim'e tebrik telgrafları.
Siyasetçi... Sivil toplum lideri... Kanaat önderi... Gazeteci... Akademisyen... İş insanı... Binlerce telgraf.
Hepsi devletin arşivlerinde.
Sahi... Gün ışığına çıkarılmasının zamanı gelmedi mi?

***


Yoğurtlu fıkra

Fıkra bu ya... Et, tereyağı ve yoğurt bir araya gelmişler.
Et... Övünmeye başlamış:
- Ben bir insanı gideceği yere kadar götürür, sonra da geri getiririm.
Tereyağı:
- Götürmesine ben de götürürüm ama... Geri getirmeyi garanti edemem.
Yoğurda gelince... Demiş ki:
- Beni bu işe karıştırmayın.
Bizde... Kimi aydınlar... Meslek kuruluşları... Sivil toplum liderleri, zaman zaman yoğurt görüntüsü vermiyorlar mı?
İşlerine gelince... Aslan kesiliyorlar... Bildiriler yayımlıyorlar... Nutuk çekiyorlar.
Sonra... Bir de bakıyorsunuz... Ortalıkta yoklar.

***


Kâğıttan kaplanlar

Anavatan Partisi, 3 Kasım 1983 seçimlerinde tek başına iktidara geldi ve... Turgut Özal Başbakan.
1983-1987 arasında... Tam 4 yıl... Başbakan Turgut Özal, devlet protokolünün 7. sırasındaydı... Anıtkabir'de... Diğer törenlerde.
Eşli protokolde... Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı 14. sırada.
Zira... 12 Eylül 1980 darbesini yapanlar böyle istiyorlardı... İlk 5 kişi, Kenan Evren ve darbeci 4 orgeneral... 6. sırada TBMM Başkanı. Özal'a ise 7. sıra kalıyordu.
Muhalefetten... Hatta iktidarın içinden... Sivil toplumdan... Akademi dünyasından... "Bu iş yanlış" diyen çıkmadı.
Tevazu bir yana... Tek eleştiriyi ben yaptım... Tercüman Gazetesi'nde... "Hangi demokraside böyle bir uygulama var?" diye.
ANAP'ın iki üst yöneticisi... Teşkilat Başkanı Mehmet Keçeciler ile Genel Sekreter (rahmetli) Mustafa Taşar... Yazımı, Turgut Özal'ın önüne koydular... "Benim gibi düşündüklerini" söyleyerek.
Özal'ın tepkisi... Sessizlik... Ve sonra tek kelime... "Sabır."
Ey, aslan görünüşlü ama tavşan yürekli demokrasi havarileri... Konuşunca mangalda kül bırakmayanlar.
Kâğıttan kaplanlar.
Onlar... Her dönemde varlar.
Dün... Bugün... Hiç şüpheniz olmasın, yarın da olacaklar.

***


Aman dikkat

Demokraside... Alternatif vardır.
Alternatif muhalefettir.
Hiçbir siyasi iktidar, "Benim alternatifim yok" diyemez.
Alternatifsizlik iddiası, demokrasiye inançsızlıktır.
Ve iktidar, seçimle el değiştirir.
Sokakla... Darbeyle... "Cunta" diyerek iktidar değişmez... Geçmişte, böyle rezillikler yaşandı.
Yaşanmasaydı... Türkiye bugün çok daha farklı bir yerde, çok daha yüksek bir milli gelir düzeyinde olurdu.
Eğer... "Yaşasın demokrasi" sözünü inanarak söylüyorsak...
Aman ağzımıza dikkat... Dünü çağrıştıran sözler, demokrat ağızlara yakışmıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.