Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FARUK ERDEM

Ekonominin düşmanı 'Koalisyon'

Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birisini yapacak. Seçime iki ittifak halinde giriliyor. Cumhur İttifakı'nda Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulacak tek parti iktidarını destekleyen diğer partiler bulunurken karşısındaki Millet İttifakı'nda ise iktidarı paylaşacak, bakanlık ve başkan yardımcılığı koltuklarını bölüşen 6 +1 partiden oluşan bir koalisyon yer alıyor.

Millet ittifakı bu 6+1 partinin temsilcilerinin yer alacağı bir koalisyon hükümeti vadediyor.

Oysa Cumhur İttifakı'nda bugüne kadar yer alan MHP ve BBP AK Parti hükümetlerinde bulunmamış dışardan desteklemiş ve bir koalisyon oluşturmamıştı.

Türkiye'nin yakın tarihine baktığımızda koalisyon dönemlerinin hem siyaset hem de ekonomi açısından birer kaos ve kriz dönemleri olduğunu görüyoruz. 70'li yıllardaki ikili üçlü koalisyonlar döneminde Türkiye siyasi ve ekonomik çalkantılar yaşadı. Yine özellikle 90'lı yıllara bakıldığında kurulan koalisyonlar yönetiminde Türkiye'nin tarihinin en büyük ekonomik krizleri yaşadığını görüyoruz.

Koalisyonlar tarihinde ekonomiye baktığımızda zaten bu sıkıntılar rakamlara da yansıyor. Siyasi ve ekonomik istikrarın olmaması ülkeyi kaostan kaosa sürüklüyor. Koalisyon dönemlerinde her gün partiler arasında kavgalar, çekişmeler, ayrılırız tehditleri ile geçen günler dönemin gazete manşetlerinden inmiyor.

Sadece büyüme rakamları incelendiğinde bile Türkiye ekonomisinin tek başına iktidar, yani istikrar dönemlerinde ortalamanın üzerinde büyüdüğünü, büyük yatırımların, önemli projelerin bu dönemlerde gerçekleştiğini görüyoruz.

Türkiye'nin genel büyüme rakamlarına baktığımızda 2023'den bu yana ortalama yüzde 5'ler civarında büyüdüğünü görüyoruz. Bu ortalama büyüme rakamının üzerinde kaldığımız tüm dönemlerde iktidarda tek partinin olduğu görülüyor.

Koalisyon dönemlerinde ise büyüme rakamları bu ortalama rakamın hep altında kalıyor.

Burada tek istisnanın Merhum Prof. Necmettin Erbakan'ın başbakanlığındaki REFAHYOL hükümeti olduğunu görüyoruz. Bu dönemde Türkiye ortalamanın üzerinde yüzde 7'yi geçen bir büyüme sağladı. Koalisyon dönemlerinde büyüme rakamlarına baktığınızda şu manzara ortaya çıkıyor:

*1991-1994 dönemi yüzde 2.7
*1995-1999 dönemi yüzde 4.2.
*1999-2002 dönemi yüzde 1.2

Son dönemde yaşanan 1995 ve 1999 ekonomik krizleri ise yine koalisyon dönemlerinde gerçekleşti. Özellikle 1999 krizinin etkileri ekonomimizi yerle bir ederken bankalar bir bir iflas açıkladı, insanlar işsiz kaldı makro veriler tarihin en kötü seviyelerine geldi.

Türkiye koalisyon dönemlerinde tek çare olarak İMF'yi gördü, milletin alın teri ülkenin kaynakları İMF'ye borç ödeme adı altında dışarıya aktarıldı.

Koalisyon dönemlerinde istikrar hiçbir zaman sağlanamadı.

*1991-2002 arasındaki 11 yılda 9 hükümet kuruldu.
*Bu hükümetlerin ortalama ömürleri 1.2 yıl oldu.
*1995-96 arasında 3 ayda bir hükümet değişikliği yaşandı.
*1991-2002 arası ömrü 1 yıldan az 5 hükümet kuruldu.
*1991-2002 dönemi dış borcun Gayri Safi Milli Gelir'e oranı yüzde 78 ile rekor kırdı.
*İç borcun Gayri Safi Milli Gelir'e oranı aynı dönemde yüzde 68 ile rekor kırdı.

2022 ile birlikte başlayan AK Parti hükümetleri dönemlerinde ekonomiye yapılan tüm iç ve dış saldırılar, krizler, hain girişimler, pandemi, doğal afetler ve siyasi operasyonlara rağmen Türkiye cumhuriyet tarihinin en önemli atılımlarını gerçekleştirdi. Dibe vurmuş ekonomi yeniden ayağa kalktı, halkın refah seviyesi artırıldı, paradan 6 sıfır atıldı, İMF'ye olan borçlar bitirildi, enerjide, savunma sanayinde dışa bağımlılığı bitirecek hamleler yapıldı, hayal dahi edilemeyen mega projeler hizmete girdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte hızlı ve etkin karar alma mekanizmaları devreye girdi kamu hizmetinin kalitesi arttı, dünya çapında projeler ve yatırımlar hayata geçirildi. Makro veriler cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdı kırmaya devam ediyor. Türkiye dünyanın resesyon yaşadığı dönemlerde bile büyümesini sürdürerek hem üretimini hem ihracatını hem de istihdamını artırdı.

Tarihimizdeki koalisyonlara baktığımızda iki ya da 3 partinin kurduğu hükümetleri görüyoruz. İki ya da üç parti bile istikrarı sağlayamaz, her gün kavgayla geçirirken şimdi 6+1 partinin kuracağı hükümetin hangi konularda görüş birliğine varacağı tartışılıyor. Bu istikrarsızlık ve kaos görüntüsü ekonominin düşmanı haline geliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA