Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bedava peynir peşinde koşarken...

Geçen hafta İran merkezli bir dolandırıcılık çetesinin icraatları neredeyse tüm haber bültenlerine konu oldu. Cazip kâr payı dağıtmak vaadiyle bir saadet zinciri kuran çete, onlarca kişiyi tam 15 milyon dolar (90 milyar lira) dolandırmış ama polisimizin ısrarlı takibi sonucunda yakayı ele vermişti.
Bu olay bana Star'ın yeni dizisi Babil'i anımsattı. Orada da üniversiteden atılan ve aynı anda çocuğunun beyninde tümör olduğunu öğrenen Profesör İrfan'ın ameliyat parası bulabilmek için kurduğu saadet zinciri anlatılıyordu. İrfan, dolandırıcılık konusunda uzman arkadaşı Egemen'in de aklına girmesiyle kendini sözde Güney Afrika'da bulunan hayali bir altın madeninin sahibiymiş gibi gösterip insanlardan para topladı. İrfan ve Egemen şatafatlı lansmanlar, büyük tanıtım partileri düzenleyerek yatırımcıların gözlerini boyayıp onları para içinde yüzdüklerine inandırıyorlardı. Tıpkı haber bülteninde izlediğimiz İranlı çete mensupları gibi. Onların da lüks evleri, ofisleri, süper otomobilleri vardı. İrfan ve Egemen gibi göz kamaştıran tanıtım organizasyonları ile insanları gözüne far tutulmuş tavşana döndürmüş, tam 15 milyon dolarlık voli vurmuşlardı.
Geçen haftanın bir başka akıl uçuran dolandırıcılık olayı ise Müge Anlı'nın atv'deki programında konu edildi. Plastik bidonlara altınla doluymuş süsü veren uyanıklar, vatandaşları tam 7.5 milyon lira dolandırmışlardı.
Olan bitenleri izlerken, Babil'deki İrfan'ın (Halit Ergenç) dizide verdiği bir örneği hatırladım. İstanbul'un neredeyse tüm köprülerini, kulelerini, saraylarını saf vatandaşlara satıp onları dolandıran ünlü bir sahtekara sormuşlar: (Muhtemelen Sülün Osman) "İnsanları dolandırmaktan utanmıyor musun? Onlara hiç acımıyor musun?"
Adam demiş ki, "Ben sadece beni dolandırmak isteyenleri dolandırıyorum. Çünkü kısa yoldan zengin olmak için benim yanıma geliyorlar. Yani aslında ilk dolandırıcılık teşebbüsünde bulunanlar, gözünü para hırsı bürümüş o insanlardır. Onlara niye acıyayım?"
Diyeceğim o ki, kısa yoldan köşe dönme heveslisi bunca saf vatandaş görünümlü 'dolandırıcı' varken bu sahtekarlıklar bitmez. Ta ki insanlar bedava peynirin sadece fare kapanında olduğunu anlayana kadar...

Ağzına sağlık Şeyh Edebali
Atv'nin çarşamba gecelerine mühür vuran dizisi Kuruluş Osman'ın bu akşam yayınlanacak bölümünün fragmanında Şeyh Edebali diyor ki, "Biz keferenin lokmasıyla doyup Müslüman yurdunda hüküm peşinde koşanlara fırsat vermeyeceğiz..." Bunu duyar duymaz içimden kocaman bir "Helal olsun" koptu.
Zaten Kuruluş Osman'ın bir 'tekerrür dersi' olduğunu fark edip orada anlatılan olayların günümüze izdüşümlerini yakalayanlar, diziden daha büyük keyif alıyorlar. Yapımın bu denli ilgi görmesinin, reyting rekorlarını altüst etmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu. Sizce de Şeyh Edebali'nin "Kefere lokmasıyla doyup Müslüman yurdunda hüküm peşinde koşanlar" dediği soysuzlar 800 yıl sonra da aramızda dolaşmıyorlar mı? Türkiye'yi her fırsatta Avrupa'ya şikayet edenler, uluslararası para baronları ile toplantı üstüne toplantı yapanlar, kökü dışarıda kirli terör örgütlerinin sözcülüğüne soyunanlar, memleketteki her ekonomik hamleyi, her bayındırlık atağını sekteye uğratmaya çalışanlar bugün de yok mu?
Debelenmeye devam etsinler. Onlara rağmen cennet yurdumda ne diriliş bitecek, ne kuruluş...

Gaf kürsüsü
Tansu Sarı kardeşimizin ihbarı bu kez fotoğraflı. TRT Spor'daki Kasımpaşa- Galatasaray maçının konuşulduğu Dakika Skor programında sarı-kırmızılıların logosu yerine Alanyaspor logosu verildi.

Zap'tiye
oca memeli, türünün dişilik sembolü inekler, animasyon reklamlarda neden erkek sesiyle konuşur, mantıklı bir cevabı olan var mı acaba?

Ne demiş?
"Yüzünü kim güldürüyorsa, yarının onundur." (Çukur dizisinden bir duvar yazısı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA