Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İdam cezası yeniden tartışmaya açıldı

Arka arkaya gelen hunharca kadın cinayetleri, idam cezasının yeniden Türk Ceza Kanunu'nda yer alması yolunda büyük bir tartışma yarattı. İşte okurlarımızdan Arif Şentürk'ün konuyla ilgili düşünce ve saptamaları:
"Kadınlar, kadınların oluşturduğu duvarlara çarparak şiddetin kurbanı oluyorlar. Bakın en çok mızıklayanlar, kadınları korumayı kendine görev edindiği zannedilen örgütler. Ama din, ahlak, namus denildiğinde bunlar haç görmüş vampir gibi zıplıyorlar. Yalan mı? Eğitim matematik, fizik, kimya değildir. Karnemizin sağ tarafındakiler eğitim, sol tarafındakiler öğretimdir. Hükümet bir şeye kalktığında laiklik elden gidiyor diye ayaklanıyorlar. İdam cezası çıkaralım deseler, laiklik elden gidiyor diyorlar. Bu laiklik neymiş o zaman? Toplumun ahlaksız, şiddete meyilli olmasının, kadınlara, çocuklara şiddetin bu kadar artmasının sebebini biz de millet olarak laikliğe mi bağlayalım? Amerika laik değil mi? Bal gibi de idam var! Ama güzel de cezaları var! AB sürecine kendi milletimizi feda etmemizin bir anlamı yok! Adamlar kokuşmuş yasalarını bize, toplumumuzu iyice parçalamak için zorla dayatıyorlar. Birileri de bunları imzalıyor, birileri de uyguluyor. Birileri laiklik elden gitmesin derken, ahlak, ar, namus, aile, komşuluk, dayanışma, yardımlaşma gibi milletimizi millet yapan temel özelliklerimiz elden gitti gidiyor...
Şiddetin kadını, erkeği, çocuğu, hayvanı olmaz, olamaz! Kadına şiddet, çocuğa şiddet, hayvana şiddet... Bunlar ne saçma hukuki tanımlamalardır... Hani erkeğe şiddet? Hakimler önüne gelen davanın şiddetine göre idamdan başlayarak karar verir, vermelidir. Savcılar ceza isterken de buna göre ceza isterler. Sen kadını döv, öldür, parçala, yak, varile doldur, üstüne beton at bir de! Ne yapalım, ödüllendirelim mi? Bu adama idam verilmesini engelleyen herkes şiddetin bir sonraki ya kurbanıdır ya da sebebidir. Şiddet, şiddeti doğurur derler. Canilerin suç ortaklığını yapamam. İdam, suçu işleyenin ödemesi gereken hem bir ceza, hem de bir haktır. Canilere habis ruhlarından kurtulma hakkını tanımalıyız. Meclisimiz bu hakkı oy birliği ile katillere, canilere ve teröristlere tanımalıdır."

Laiklik elden gidiyor diye...
Köşemizin sürekli katkı veren değerli okurlarından Ramazan Budaklar da benzer duygu ve düşüncelerini yazıya dökmüş:
"Türk milleti olarak büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz! Sırf AB'ye yaranmak, AB'ye üye olmak uğruna kimliğimizi, karakterimizi yok etmeye çalışan yasaların hızla yürürlüğe konulması, hukukun parçalanarak kadına ayrı, çocuğa ayrı, hayvana ayrı şiddet tanımlamaları ve erkeğe şiddetin dışarıda bırakılmaya çalışılması... Şiddete karşı alınması gereken en radikal önlemlerin ve idam kararının 'Laiklik elden gidecek' korkusuyla alın(a)maması -ki bu da çok ilginç!
Toplumda şiddetin sürekli tırmanması, canilerin, tecavüzcülerin ve teröristlerin hak ettikleri cezalara çarptırılmaması inanın Yüksel Bey gücümüze gidiyor. İnsan bedeni ölü ya da diri kutsaldır. Bir insanı yakma, parçalara ayırma, valizlere, varillere koyma, üstüne asitler atma, betonlar dökme nedir Allah aşkına? Bunca kurbanın katilleri arasında 'batılı ve sözde modern' toplumların ağızlarına bakarak gerçek cezaların ve idamın yürürlüğe girmesine engel olanlar da var! Hepsi şiddetin artmasından katiller kadar sorumludur."
YAZAR NOTU: Burası özgür bir medya platformu, demokrasi agorası. Bu nedenle hakaret ve suç isnadı taşımayan, hukuk ve görgü kuralları içinde kaleme alınmış her görüşün bu sütunlarda yeri var. Her zaman söylediğim gibi, cumartesi günleri burada yer alan tüm okur görüşleri, bu köşenin sahibi tarafından yüzde 100 benimsendiği için sizlerle paylaşılmamaktadır. Burada hedeflenen, çok sesliliktir. İdam cezası konusundaki şahsi fikrime gelince: Böylesine önemli bir mesele, direkt olarak halkın inisiyatifine bırakılmalı ve referandum ile çözüme kavuşturulmalıdır.

Gaf kürsüsü
"Hangisi daha zor? Şanti mi, mutfak mı?" (MasterChef'te İtalyan Şef Danilo, inşaat mühendisi yarışmacıya "Şantiye mi mutfak mı daha zor?" diye sormaya çalışıyor)

Zap'tiye
Dizilerde (Arka Sokaklar hariç) maske takan, sosyal mesafeyi koruyan, hijyene dikkat eden tek bir kişi yok. Bizim dizi sektörü aşıyı bulmuş olmasın sakın?

Ne demiş?
"Maskeyi donunuz gibi kabul edin. Donunuzu nasıl başkalarının yanında indirmiyorsanız, maskenizi de indirmeyin!" (Sosyal medyadan)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA