Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İnsanlığın sonunu bunlar getirecek

Bazıları provokasyonu 'meslek' haline getirdi. Her yeni afette ortaya çıkıp, kendilerine hasım gördükleri devleti aciz göstermek, güç duruma düşürmek, kolunu kanadını kırmak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Kendilerine çoğunlukla sosyal medyanın görünmezlik pelerinini kalkan yaparak, 'özenle' nifak tohumları serpiyorlar.
İzmir depreminde, daha artçı sarsıntılar sürerken ve devlet tüm imkanlarıyla insanların canını malını kurtarmaya çalışırken "Nerede bu devlet?" diye yaygaraya başladılar. Karadeniz'deki seller devam ederken, klavyeleri ile zehir kustular. Yüzyılın en büyük yangın felaketiyle karşı karşıya kaldığımız günlerde bu kez sahaya indiler. Yangın cephelerine gidip sözde yardım ediyormuş gibi görünerek çalışmaları engellediler. Bir yandan da ekiplerin moralini bozmak için ellerinden geleni yaptılar. Kimi itfaiye ekipleriyle tartışıp, morallerini bozdu, kimi bölgedeki komutanlara, polis müdürlerine hakaret edecek kadar ileri gitti. Yangının başından beri bölgeden yaptığı yayınlarla bilinç oluşturmaya çalışan Şahan Gökbakar onları birer birer deşifre etti. Bölgeye gönderilen yardımları çöpe atanlar bile kameralar tarafından tespit edildi.
Yeni tür provokatörler adeta görev bölümü yapmışlardı. Bir bölümü sahada görev (!) yaparken, bir bölümü de klavye başında parmaklarını çalıştırıyordu. Ülkemizi aciz gösterme adına, morale en ihtiyacımız olduğu anlarda 'Global Call' diye bir aşındırıcı kampanya başlattılar. Bazı saf vatandaşlar da bu çağrının ne anlama geldiğini, hangi merkezden yönetildiğini göremeden peşlerine takıldı. Gerçeği görüp, "Durun yahu ne yapıyorsunuz? Başımızda devletimiz var" diyen Mehmet Ali Erbil gibi sanatçıları da birer birer linç etmekten geri durmadılar.
Hainler, genellikle savaşta ortaya çıkar. Uyanık olun, sağlam durun!

Instagram kahramanları
Karşı karşıya kaldığımız her güçlükte olduğu gibi orman yangınları felaketinde de çok şükür milletimizin bağrından kahramanlar çıkarmayı başardık. Kimi motosikletiyle ekiplere su taşırken şehit oldu, kimi yanan evinin bahçesinden kurtardığı tek karpuzu itfaiyecilere ikram etti... Gece gündüz uyumadan, dinlenmeden alevlere karşı boğuşan orman işçilerinin "Vatanı kurtarmadan uyumak bize haram" deyişlerini duyduk ekranlarda. İçlerinden biri olan Özgür Şimşek'e "Yangın büyüyor, helikopter gelecek, sen aracı terk et" diye çağrı yaptılar merkezden. Şimşek, "Hayır, gitmem, bu araçta 80 milyonun hakkı var" deyip, görev yerini terk etmedi.
Ama bu gerçek kahramanların yanında bir de "Instagram'a iki kare kahramanlık görüntüsü koyayım" diye bölgeye koşanlar vardı ki onları acı acı izledik. İtfaiyecinin hortumunu kapıp arkadaşına "Tamam mı, çektin mi?" diyenler vardı mesela... Üzerinde beyaz gömlek, ayağında terlik, elinde üç litrelik yangın söndürücü tüple kendisine alevlere müdahale ediyormuş süsü veren işletmeciler bile gördü bu gözler ne yazık ki...
Onlar iki tık fazla almak için operasyonları engellediler. İtfaiye ekipleri bir de onları yangından uzak tutmak için fazladan mesai harcadılar ve kendi hayatlarını riske attılar.
Artık emin oldum: Dünyanın sonunu 'tık alma kaygısı' getirecek!..

Keşke yazmasaydın Süreyya Yalçın
Bodrum'daki yangın görüntülerini fon alarak teknesinde mayoyla pozlar verip, sosyal medyada paylaşan sosyetik güzel Süreyya Yalçın'ı bu sütunlarda kıyasıya eleştirmiş, tavrını ekiplere su taşırken hayatını kaybeden genç Şahin Akdemir ile karşılaştırmıştım.
Süreyya Yalçın çok pişman oldu. Defalarca özür diledi. Bununla da kalmayıp, bir kamyonet dolusu yardım malzemesini bölgeye gönderdi. Takdir ettim. En azından hatasının farkına varmış, başkalarının yaptığı gibi kulağının üzerine yatmamıştı. Ama keşke o kamyonetin önüne koca harflerle "Süreyya Yalçın Yardım Malzemeleri" yazdırmasaydı...

Şeref kürsüsü
Haluk Levent'in kurduğu AHBAP yardım kuruluşu aracılığıyla orman yangınlarında evlerini kaybedenler için 5 milyon lira bağışta bulunan Acun Ilıcalı bir kez daha alkışı hak etti.

Zap'tiye
Son yangınlarda Yalova ilimiz büyüklüğünde orman alanı kaybedildi. O Yalova ki, Atatürk'ün tek bir ağacı kesmemek için koca köşkü 10 metre yürüttüğü yerdir.

Ne demiş?
"Hayvanlar, insanlar kadar doğayı kirletmiyor. Lütfen burada hayvan gibi davranın. Teşekkürler." (Bir parkın girişindeki uyarı levhasından)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA