Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Müslüme’ye ağıt

Al yanaklı, meneviş bakışlı Yörük kızı Müslüme dualarımdaydı kaç gündür... Pek umudum yoktu sağ salim bulunacağından ama bir müjde beslemiyor da değildim derinlerimde. Olmadı... Bir kaya kovuğunda buldular minik bedenini... Aynı yaşlarda bir kız çocuğu babası olduğumdan, empati kurmam zor olmadı anasıyla, babasıyla... Allah hiç kimseyi evlat acısıyla sınamasın. Allah cümle evladımızı iyi insanlarla karşılaştırsın.
Bir çocuğumuzu daha koruyamamanın çaresizliği, umutsuzluğu kapladı yüreğimi. Bu, evinin önünden kaybolup daha sonra cesedi bulunan kaçıncı yavrumuzdu sayamadım, saymak istemedim. İyi biliyordum ki ölen her çocuğumuzla birlikte bizim de çocukluğumuz can çekişiyordu bir kaya kovuğunda...
Aile üyeleri sorgulandı. "Bizim hasımlarımız var. O çocuğun bulunduğu tepeye çıkmasına imkan yok" dediler ifadelerinde. O bebeciğin ölümünde eğer insan görünümlü bir yaratığın dahli varsa, lanetim ömür boyu üzerinedir. Bu dünyada karşılaşır mıyız bilmem ama öte dünyada ailesinden önce koşup yapışırım yakasına... Tüm yitik çocuklarımızın adına...
Hiçbir yaraya merhem olamaz biliyorum ama şimdi Can Yücel'in o şiirini hatırlama vaktidir:

KAYIP ÇOCUK
Birden işitilmez olsun ayak seslerim, Gölgem bir başka sokağa sapıversin; Unutayım bir anda her şeyi, Nerde oturduğumu, Bir tuhaf adem olduğumu Can adında. Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi, Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma; Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah, İlk defa görmüş gibi dünyayı, Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi; Hatırlamam artık değil mi, dostlar, Hatırlamam artık garipliğimi?

Hollywood kazısı
National Geographic'te kaçırmadan izlediğim araştırma belgesellerinden biri de Sular Çekilince... Özel radar ve sonar cihazlarıyla deniz dibinin adeta MR'ını çekiyorlar. Sonra bunu animasyon tekniğiyle okyanus tabanının suyu çekilmiş gibi gösterip, tüm tarihi batıkları ve coğrafi şekilleri adeta gün yüzüne çıkarıyorlar. Hayalim, bir gün İstanbul Boğazı'na da uğramaları. Kim bilir Boğaz'ın tabanında bizi hangi şaşırtıcı sürprizler bekliyor.
Ekip bu kez okyanusta değil de bir çölde araştırmaya girişti. Aradıkları 1930'lu yıllardan kalma ve üzeri kumlarla örtülmüş bir film platosundaki dekorlardı. Yönetmen ve yapımcı Cecil de Milles, Musevilerin efsanevi göçünü anlatan 10 Emir adlı sessiz filmi çekmek için çölün ortasında inanılmaz bir plato kurmuştu. Büyük yapıları ve dev firavun heykelleri ile freskleri birebir alçıdan döktürmüştü. Filmde ayrıca 3 bin 500 figüran ve 500 hayvan kullanılmıştı. 10 Emir, 25 yıl boyunca Paramount'un en fazla hasılat getiren filmi oldu.
Yönetmen Milles, çekimler bittikten sonra milyonlar harcanan seti patlayıcılarla yerle bir etti. Korkusu, kendisinden sonra çöle ulaşacak yapımcıların aynı dekoru kullanarak yeni filmler çekmesiydi.
NatGeo ekibi teknoloji yardımıyla kumların altında gömülü o platonun günümüze erişebilen dekorlarını bulup, gün yüzüne çıkardı. Böylece tarihin ilk ve belki de tek 'Hollywood kazısına' imza attılar.

Hayat kurtaran hareket
Bir süredir sosyal medyada paylaşılan bir el hareketi, ABD'de bir kızın hayatını kurtardı. Baş parmağı avuç içine saklayıp, diğer 4 parmakla sarmak, "Yardıma ihtiyacım var" anlamına geliyor. Kaçırılan kız, otomobilin camından sürekli o işareti yaptı. İşaretin anlamını bilen bir motosiklet sürücüsü de hemen polise haber vererek aracın durdurulmasını ve kızın özgürlüğüne kavuşmasını sağladı.
Eminim bu işaret, günün birinde şu üzerinde yaşadığımız kriminal olaylar cehenneminde bizim de bir insanımızın hayatını kurtaracaktır. Onun için paylaşmak istedim.

Ne demiş?
"Vardiya yemeğinden kalan portakalı evdeki çocuğuna götüren babanın ne hissettiğini anlamayan, asgari ücreti belirlemesin." (Sosyal medyadan)

Gaf kürsüsü
Adana'da babasını satırla öldürdükten sonra kendini de bıçaklayan adamın savunması kan dondurucuydu: "0yun ettim ben. Ölek, gidek, geri gelek oyunu..."

Zap'tiye
Düzce'deki 5.3'lük deprem, gazetelerin sayfa eteklerinde sadece iki sütun yer aldı. İstanbul'da olsa manşetten girerdi. Medyada depremlerin büyüklüğü Richter ölçeği ile değil, 'İstanbul'a uzaklığı' ile ölçülüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA