Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kuzey Ege nasıl ihya ediliyor?

Bu yaz Kuzey Ege bana bir başka güzel, bir başka huzurlu geliyor. Bir kere Kuzey Marmara Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü'nü kullanarak Sarıyer'den Altınoluk'a 4 saatte ulaşabiliyorum. İkincisi, Edremit Körfezi'nin suları artık pırıl pırıl.
Köşemizin müdavimleri yıllardır Küçükkuyu, Altınoluk, Güre, Akçay kıyı şeridinde denize lağım dökülmesine karşı verdiğim ısrarlı mücadeleyi biliyorlar. Ama bu yıl deniz suyunu bardağa koy iç, o kadar temiz. Sebebi, bölgedeki altyapı çalışmalarının hızla bitirilmesi. Eskiden büyük bölümü fosseptik kuyuları ve vidanjörlerle toplanan, kıyı otellerinin yoğunluk yaşadıkları günlerde denize boca ettikleri atık sular artık kanalizasyon ağına bağlandı. Şimdi çocuğumuzu gönül rahatlığıyla suya sokabiliyoruz.



Bu arada bitmesini dört gözle beklediğim bir başka büyük proje var. Yıllardır İstanbul- Tekirdağ-İzmir yolunu huni gibi sıkan Kaz Dağları geçişi, devasa bir tünel ile bypass ediliyor. O yolu kullananlar bilir, Ayvacık-Küçükkuyu arasında dağların arasından kıvrılarak ilerleyen çift yönlü yol, sürücülerin kabusudur. Önünüze bir ağır vasıta rast geldi mi, 10 kilometrelik yolu geçmek 45 dakika sürer. Üstelik sağı solu uçurumlarla dolu bu yol özellikle yağışlı ve sisli havalarda can kaybıyla sonuçlanan kazalara ev sahipliği yapar.
İşte bu tünel seneye tamamlandığında pek çok yolcu gibi benim de yol sürem yarım saat azalacak. İstanbul'dan Altınoluk'a 3.5 saatte gidebileceğim. Oysa uçak kullansam, havaalanı transferleriyle bu süre 4 saati aşacaktı.
Söz konusu yatırımlara ek olarak Edremit Koca Seyit Havaalanı'nın genişletilerek uluslararası uçuşlara açılmasıyla Kuzey Ege hızla turizmin yeni cazibe noktasına dönüştü. Şimdi bölge için halledilmesi gereken son bir hayati sorun kaldı. Ezine'ye kadar gelen doğal gazın, tüm körfeze ulaştırılması. Bu da sağlanırsa, değmeyin bölge halkının keyfine...

...Ve onuncu misafir!
Aşağıdaki yazıyı 5 Nisan günü "9 kere kapıyı çalan misafir" başlığıyla bu köşede yazmıştım:
"Cuma günü hemen her gün geçtiğim Sarıyer Özdere Caddesi'ni polis kapatmış, araçları başka bir güzergaha yönlendiriyordu. 'Yine mi kaza oldu?' dedim içimden. Akşam haber bültenlerinde öğrendim ne olduğunu... 30 ton demir yüklü TIR yoldan çıkmış, bir gecekondunun üzerine uçmuş, büyük bir şans eseri 9 kişinin yaşadığı evde kimse yaralanmamıştı.
Kazazede aile reisi diyordu ki, 'Burada yaşanan 10'uncu ağır vasıta kazası. Biz bir gün çatımıza araç düşeceğini biliyorduk. Geceleri uyuyamıyorduk. Sonunda başımıza geldi...'



Sözünü ettiğim yol, Maden Mahallesi'ndeki yoğun trafikten kaçmak isteyen kestirmeciler tarafından kullanılıyor. Yer yer 35 dereceye varan yokuşları var. Bırakın koca TIR'ı ben binek otomobilimle bile yokuş aşağı inerken soğuk terler döküyorum. Çıkarken de zorlanan ağır vasıtaların ardında dakikalar harcıyorum.
Peki ya bu kadar adı çıkmış bir yola o koca TIR'ların girmesine nasıl izin veriliyor? Neden caddenin girişlerine 'Ağır vasıta giremez' tabelaları yerleştirilmiyor. İlle de -maazallah- ölenlerin mezar taşıyla aynı gün mü dikilecek o tabelalar?.."
Cumartesi sabahı bültenlerde aynı caddedeki yeni kazanın dehşet verici görüntülerini izledim. Yine bir TIR'ın frenleri patlamış, bir gecekondunun üzerine uçmuş, şoförle birlikte 5 kişi mucizevi olarak kazadan yaralı kurtulmuşlardı.
Allah rızası için orada yaşayan vatandaşlarımızı "bile bile gelen ölümlerin" istatistiğinde birer sayı olmaktan kurtarın. Sokmayın o yokuşa kamyonları, TIR'ları... Artık dilimde tüy bitti. Ne yapayım? İlle de yola mı yatayım?..

Gaf'let kürsüsü
Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizisinde mafya babasıyken, tanık koruma programından yararlanıp coğrafya öğretmeni olan Payaslı, ilk derste öğrencisine "kelebek" diye bilinen sustalı bıçağın nasıl kullanılacağını öğretmesin mi?

Zap'tiye
Petshop'ları Kasaplar Odası'na bağlarken, hepimizin aklına gelen ilk şeyi düşünmemişlerdir inşallah!

Ne demiş?
"İnsan bu hayatta 1974'de çektirdiği vesikalık fotoğrafı profil resmi yapıp, her gördüğü kadına yürüyen Bağ-Kur emeklisi dayılar gibi umut dolu olmalı." (Sosyal medyadan)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA