Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

‘Marketini marke et’ kampanyamıza okur desteği

Geçen hafta bu sütunlarda yazdığım "Market boykotuna var mısınız?" başlıklı yorum, sizlerden büyük ilgi ve destek gördü. "Marketini marke et" sloganıyla önayak olduğum hareket, kısa sürede benimsendi. İşte bu konuda okurlarımızdan gelen destek mesajları ve öneriler:
"Sayın Yüksel Bey, market zincirleri ile ilgili yazınızı okudum. Belirtmiş olduğunuz düşünce, bizim vatandaş olarak yapmamız gereken en önemli hareket. Ben tam bir senedir bu şekilde davranmamız için etrafımdaki kişilerle konuşuyorum ama insanlar sadece şikayet ediyorlar, eylem yok. Ben şöyle fikirler de geliştirdim örneğin: 15 gün hiçbir yerden tavuk veya et almayalım. Ya da 1 ay boyunca yumurta, sebze meyve alışverişi yapmayalım. Birinin önderliğinde bunu planlarsak her şeyin fiyatı düşer. Beni rahatsız eden, bu konuyu parti ilçe başkanıyla görüşmeme rağmen ilgi görmemesi. Üstelik şu anda gıda terörü veya gıdaya dayalı ihtilal yapılmaya çalışılıyor olmasına rağmen..." (Reha Rüzgarlı)
"Çok haklısınız ancak bu azgınlıkları yeni değil, daha önce de yaptılar. Hükümete ve halka diklendiler, üstten konuştular. Ben kendi adıma bu boykotu tek başıma yaptım. Tam bir yıl boyunca BİM'e gitmedim. İsteyince oluyor, yine yapalım, seçenek çok sonuçta. Sadece bakkal amcalar yok, yerel marketler de var. Belki pahalı ama bu fedakarlığımız diğerlerine ders verecektir. Kazanacaksa yereller kazansın. Öbürleri hizaya gelirse, otomatikman herkes aklını başına alır. Her zaman halkın cezası ağır olur. Lakin halkımız bir türlü birlik olamıyor. Artık serbest ekonomi denilerek halkı soymalarına dur demek gerekiyor. Böyle giderse asgari ücret 20 bin lira bile olsa yine aynı şeyleri konuşacağız." (Emine Asya)
"Aynen, çok doğru Yüksel Bey. Biz de mahalle bakkalından yapmaya başladık alışverişimizi. Zaten ekmek ve gazetemizi alıyorduk, şimdi diğer ihtiyaçlarımızı da alıyoruz." (Ayşe Uzuner)
"Boykota varız tabii ki... Yazınızın her cümlesine de sonuna kadar katılıyorum." (Doğa Sever)
"Vefa mı, vefasızlık mı? Marketlerimize kredi kartı limitimiz dolduğu zaman gideriz. Bence kredi kartı kullanmayı terk edelim. Boykota sonuna kadar varım. Gerekli olanları alarak, israf etmeden..." (Mustafa Er)
"Merhaba Yüksel Bey, market alışverişine (özellikle 3 harfliler) ikinci bir emre kadar ara verdik. Tüm aile ve dostlarımızla... Hızla da yayılıyor... 'Yazıp çiziyoruz ama, nereye gidiyor bu mesajlar?' derseniz diye, 'Vatandaştan ne haber?' derseniz diye paylaşayım istedim. Saygılarımla..." (Sami Benli)

Bir engellinin ricası
Engelliler Günü'nde okurumuz Ali Uygur'un bu köşede yazdığı yazı, özellikle engelli okurlarımıza ses ve nefes oldu. Bir başka engelli okurum Mahpeyker Merve Doğan'ın ise ilgililerden farklı bir ricası var:
"Sevgili Yüksel Bey, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü için köşenizde yer verdiğiniz Ali Uygur Bey'in değerli yorumunu okudum. Kendisine canıgönülden katılıyorum. Günün anlamına binaen görme engeline sahip bir okuyucunuz olarak sizden, yazdıklarımı köşenize taşımanızı rica ediyorum.
Amatör olarak havalı tüfek atıcılığı yapıyorum. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi'nde görme engelliler için Para Atıcılık branşı mevcut olduğu halde, Görme Engelliler Spor Federasyonu'nda böyle bir branş yok. Dolayısıyla bu branşta sporcu lisansı verilmiyor. Spor, farkındalık konusunda oldukça etkili bir alan. Ben de bu sürece engelimle değil, engel tanımazlığımla oluşturduğum farkındalıkla katkı vermek istiyorum. Sesimizi fark edin!
Not: 3 Aralık'ta yazmamamın sebebi, farklı bir farkındalık oluşturmak.
YAZAR NOTU: Değerli okurum, talebinizi Gençlik ve Spor Bakanlığı'na özel olarak ilettim. Mutlaka ilgileneceklerdir

Gaf kürsüsü
Neler Oluyor Hayatta programına görüntülü bağlanan Dr. Ender Saraç, sunucuya sürekli "Nur Tuğba hanım" diye hitap etti. Oysa Nur Tuğba Namlı doğum yaptığı için izinliydi ve yerine programı Hilal Özdemir sunuyordu.

Zap'tiye
Uluslararası peruk üreticileri, Türk kadınlarının eşsiz kalitedeki saçlarının kilosuna 1800 dolar ödüyormuş. Hanımlar, saçlarınızı süpürge etmeden önce iki kere düşünün...

Ne demiş?
"Kızın biri Starbucks'a geldi, 'White chocolate mocha non fate extra istiyorum' dedi. Masayı donatacak sandım. Vallahi bir tane kahve geldi." (Sosyal medyadan)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA