Yaşlanma ile ilgili bugüne kadar okuduğum en anlamlı yazılardan birine sosyal medyada rastlayınca paylaşmadan edemedim:
"Bir Airbus 380 yolcu uçağı Atlantik'i geçmek üzere yola çıktı. Aniden sesin iki kat hızında uçabilen bir Eurofighter savaş uçağı göründüğünde, sürekli olarak 30.000 fitte 800 km/s hızla uçuyordu. Savaş uçağının pilotu yavaşladı, Airbus'ın yanında uçmaya başladı ve yolcu uçağının pilotunu telsizle selamladı: 'Airbus, sıkıcı uçuş değil mi? Şimdi bir bak buraya!'
Savaş uçağı pilotu jetini sırtüstü çevirir, hızlanır, ses bariyerini aşar, hızla baş döndürücü bir yüksekliğe yükselir ve ardından nefes kesici bir dalışla neredeyse deniz seviyesine iner. Airbus'ın yanına geri döner ve sorar: 'Peki, bu nasıldı?' Airbus pilotu cevap verir: 'Çok etkileyici, ama şunu izleyin!'
Jet pilotu, Airbus'ı izledi ama hiçbir şey olmuyordu. Aynı hızla düz uçmaya devam eden Airbus pilotu 15 dakika sonra telsizle, 'Peki, bu nasıldı?' der. Kafası karışan savaş uçağı pilotu 'Ne yaptın ki?' diye sorar. Airbus pilotu güler ve şöyle der: 'Ayağa kalktım, bacaklarımı esnettim, tuvaleti kullanmak için uçağın arkasına yürüdüm, sonra bir fincan kahve ve çikolatalı şekerleme aldım.'
Hikayeden alınacak ders şu: Gençken hız ve adrenalin harika görünür ama yaşlandıkça ve akıllandıkça rahatlık ve huzurun daha önemli olduğu öğrenilir. Buna Y.Y.A. denir: Daha Yavaş, Daha Yaşlı ve Daha Akıllı.
Tüm yaşlanmakta olan arkadaşlarıma ithaf ediyorum. Yaşlanma; yavaşlama ve yolculuğun geri kalanının tadını çıkartma zamanıdır."
Yaşlılara kart engeli
Köşemizin emektarı sevgili Muharrem Akduman özellikle Halk Ekmek'ten alışveriş yapan yaşlı vatandaşların önemli bir derdine tercüman olmuş:
"Yüksel'ciğim günaydın, Marmaris Halk Ekmek satış noktalarında bundan böyle nakit satışı yok. Kart ile ödeme yapılabiliyor sadece. Ama yaşlılarda kart yok. Az önce şahit oldum, birkaç yaşlının ekmeğini kendi kartımla ödedim. Para vermek istediler, alır mıyım hiç? Helali hoş olsun ama bu duruma acil bir çare gerek. Ekmek 11 TL hem de ucuz ve kaliteli. Özel fırınlarda 60 liraya kadar çıkıyor fiyatlar. Buna bir çare bulunmalı."
Ah şu dil yareleri
Yurtdışında yazan okurum Celal Güneri, dilimizde zamirlerin "cinsiyet ifade etmemesinin" zorluğundan dert yanmış. Bunca meselenin içinde önemsiz gibi görünse de, temiz Türkçeye duyduğum tutku ve özlem nedeniyle paylaşmak istedim:
"Yüksel Bey günaydın, yazılarınızı zevkle okuyorum. Ben Almanya'da eğitim almış, hacca, umreye gitmiş bir makina mühendisiyim. (84) Bizim Türkçede ikinci şahıslarla olan er, sie, es gibi zamirlerin olmayışı yüzünden; okuduğumun kim, ne olduğunu anlamamak beni kahrediyor. Geçen gün '33 yıllık eşine böbreğini bağışladı' cümlesini işittim. Kim, kime bağışlamış anlamadım. Bir sanatçı 39 yaşında vefat etmiş, bir de ismi Deniz gibi ise ayıkla pirincin taşını.
Ne yazayım? Bütün yazılar aynı, sonuna kadar okumadan kimin kim olduğunu anlamak mümkün değil. Bu saatten sonra Türkçe gramere bu gereksinimi eklemek mümkün mü? Daha önce rahmetli Engin Ardıç'a yazmıştım. O da kendi sorunlarıyla uğraşıyordu, bir cevap alamamıştım. Kolaylıklar diliyorum."
HAFTANIN ŞİİRİ
SIRILSIKLAM
Bozkırdaki mor çiçeğim, can yoldaşım
Ruhuma dolanmış, sevda sarmaşığım
Kurutmaz beni ne rüzgar ne güneş
Çünkü sana sırılsıklam aşığım...
Yüksel Aytuğ - Aşk Tedavülden
Kalkmadan - 2005
Zap'tiye
İBB'nin her seferinde kar sefaleti yaşayan İstanbul'a yapacağı tek hizmet (!) meydanlara kardan adam heykeli dikmek olabilir ancak.
Gaf kürsüsü
Tansu Sarı dostumdan yine kaçmamış: A Spor'daki Son Sayfa'da yorumcu Mehmet Özcan "Galatasaray'ın 3-0'dan gelip tur atladığı Neuchatel zaferini hatırlamıyorum, çok küçüktüm. Monaco maçlarını hatırlıyorum" dedi. 4 ayda epey büyümüş olsa gerek. (Neuchatel maçları 1988 Kasım, Monaco karşılaşmaları 1989 Mart ayındaydı)
Ne demiş?
"Ben olduğum sürece bu lige yabancı hakem gelmeyecek." (TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu - 22 Kasım 2024) "Tartışmaların önünü kesmek ve hakemlerimizi korumak için derbinin hakemi yabancı olacak." (TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu - 19 Şubat 2025)