Akşam saatlerinde Gayrettepe'deki Point Otel'in 16'ncı katında, Boğaz'a hakim bir odada buluştuk Nükhet Duru ile... Yeni albümü 'Tam Zamanında'yı dinleyeceğiz.
O günkü bütün randevularını buraya vermiş. Öğleye doğru odaya yerleşmiş.
Yerleşmiş diyorum, çünkü manzara şöyleydi: Önce odanın dekorasyonuna el atmış, koltukların yerlerini değiştirmiş. Perdeler kapanmış... Odanın her yanında mumlar, çiçekler, içecekler ve bir de yiyecek büfesi...
"Mumları da evden mi getirdin?" dedim. "Otelde mum ne arar? Tabii ki evden getirdim" dedi...
YEDİ YIL BEKLEMİŞ
Nükhet Duru işte böyle bir kadın.
Dokunduğu yeri değiştiren kadınlardan... Bunu söyleyebiliyorum çünkü nereden baksanız bizim tanışıklığımız 20 yılı aşmış.
Ve şarkıları dinlerken, binbir duygunun içine girdiğini görebilmem bu yüzden...
Kiminde hüzünlendi, kiminde içine kapandı.
Kiminde güldü, keyiflendi.
İşte bütün bunlar onun yorumcu kimliğinin anahtar sözcükleri. Hikayeyi içine alıyor, yaşıyor.
Ona herkesin şarkıcı değil, yorumcu demesi de bundan!
İçine sinen şarkılarla buluşamadığı için yedi yıl beklemiş. Sonra melodiler seçilmiş. Tıpkı onun gibi her şeyi kalple yapan Sezen Aksu da, melodilerin üzerine şarkıları yazmış.
DURU-AKSU BİRLİKTELİĞİ
'Tam Zamanında' albümü; tüm şarkılarda olmasa da bir Nükhet Duru-Sezen Aksu buluşması aslında. Onun için daha değerli, daha kıymetli.
Nükhet de "Kulağıyla ayırt edip, kalbiyle duyanlara söyledim şarkıları" diyor. Ama... Bu noktaya gelene kadar öyle zamanlar olmuş ki, 'Müziği bıraksam mı?' duygusuyla bile savaşmış.
"Bu albüme başladığında hangi moddaydın?" diye sorduğumda da; belki de hayatı boyunca hepimize oynadığı o küçük ve masum oyununu anlattı:
"Annem, hayattayken sürekli her şeyi şahane sansın, beni hep çok mutlu sansın diye yaşıyordum.
Ne zaman ki annemi kaybettim, o zaman rol yapmayı kestim."
Bu albüm için çalışmalar başladığında Sezen Aksu, "Benim ne yapmam gerekiyor?" diyerek kendiliğinden girmiş olayın içine. Yazmış, okumuş, en az Nükhet kadar stüdyolarda sabahlamış.
Şahane şarkılar yapmış ve Nükhet'in çok güvendiği yorumculuğuna emanet etmiş.
BİR AĞIT VAR
Hicran şarkısı var...
Bir meyhanede çatal bıçak sesleri arasında Zeki Müren'in sesiyle başlıyor. Ve ardından Nükhet giriyor. Bir dizi film müziği olabilir.
Mithat Can'ın sözlerini yazdığı 'Menekşe'yi Sezen Aksu bestelemiş. Beste yaparkenki mırıldanmaları eşliğinde başlıyor şarkı.
Ve bir ağıt var albümde; 'Ceylan'.
Ceylan; Diyarbakır'ın Paşaçiya mezrasında, araziye atılmış bir bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren 12 yaşındaki küçük kızın adı. Yaşayamadığı çocukluğu artık Sezen'in sözlerinde, Nükhet'in sesinde. Hiç unutmamak için...
Sıla var, Mustafa Ceceli var, pek çok müzisyenin emeği var.
Baştan sona dinledik albümü.
Bu şarkıların geçip gitmeyeceği, yüreklere dokunacağı, orada bir yerlerde kalacağı belli. Çünkü Nükhet Duru'nun müzikteki varoluş amacı bu.
Dinledikçe demlenecek şarkılar.
