Buda; öğrencileriyle otururken bir adam gelir ve yüzüne tükürür. Buda yüzünü siler ve adama sorar: "Başka? Başka ne söylemek istiyorsun?"
Adam şaşırır çünkü bir insanın yüzüne tükürülünce "Başka?" diye sormasını beklememiştir.
Buda'nın öğrencileri bu duruma tepki verir ve adamın cezalandırılmasını isterler.
Buda karşı çıkar: "O bir yabancı.
Benim hakkımda bir fikir edinmiş. Bana tükürmedi, kendi fikrine tükürdü. Beni tanımıyor ki, nasıl bana tükürmüş olabilir? Ben onun bir parçası değilim ve görüyorum ki; bu zavallı adamın söyleyecek başka bir şeyi olmalı.
Bu adamı anlayabiliyorum.
O yüzden 'Başka?' diye sordum."

GEÇMİŞTEN GELEN ÖFKE
Yukarıdaki hikayeyi, toplumun son 15 gündür yaşadıklarının üzerine oturtun. Hepimiz geçmişten gelen öğrenilmiş öfkelerle, başkalarının üzerine yürüyoruz. Bizden olmayanı düşman ilan ediyoruz.
Empati kurmak, ayrıştırmamak, yargılamamak, öfkelenmemek ve anlamaya çalışmak, saygı duymak becerebildiğimiz bir şey değil.
Hikayeye dönersek… Tüküren adam evine döner ve bütün gece uyuyamaz. Daha önce böyle bir adama hiç rastlamamıştır. Bütün zihni, kalıpları ve geçmişi dağılır...
Ertesi sabah geri döner.
Buda'nın ayaklarına kapanır. Buda sorar: "Başka?"
Sözle söylenemeyeni söylemenin başka bir yolu bu da... Sıradan dille anlatılamayan bir şeyler söylüyorsun."

GANJ AYNI DEĞİL
Adam, Buda'ya bakar ve "Dün yaptığım şey için beni affet" der. Buda, şöyle yanıt verir: "Affetmek mi? Ben dün o hareketi yaptığın adam değilim ki... Ganj Nehri sürekli akıyor, o hiçbir zaman aynı Ganj değil. Her adam bir nehirdir.
Senin tükürdüğün adam artık burada değil. Aynı onun gibi görünüyorum ama aynı değilim. Bu 24 saatte o kadar çok şey oldu ki; köprünün altından çok sular aktı... O yüzden seni affedemem çünkü sana kızgın değilim ve sen de yenilendin.
Görüyorum ki, sen dün gelen adam değilsin çünkü o adam kızgındı.
O iki adam; 'tüküren adam' ve 'tükürülen adam' artık yok. Yakına gel, başka şeylerden konuşalım." (Osho-Kendine Güven kitabından alınmıştır.) Evet, fazla söze gerek yok aslında.
Hayat bir nehir gibi akıp gidiyor, hiçbir şey aynı kalmıyor.
Akışta mısın, yeni bir dil, yeni bir üslup yaratabiliyor musun, birbirini anlayabiliyor musun, dinleyebiliyor musun, önemli olan bu…