Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Nasıl değiştim?

Hepimizin değiştirmek istediğimiz yönlerimiz var!
Ama içimizdeki ikilem, işimizi zorlaştırıyor.
Bir yandan değişmek istiyorsun, diğer yandan alıştığın gibi yaşamak rahatına geliyor.
Bir yönünüz kendine güvenli, motive, daha iyi bir yaşam için hedefler koyuyor, diğer yönünüz endişeli, risk almaktan korkup kendine dizginler vuruyor. Bu iki uç arasında gidip gelmek bile insanın enerjisini tüketiyor.
Kişisel gelişimciler ayrıca kafa karıştırıyor.
Bir yandan kendini olduğun gibi kabullenmen lazım ama daha iyi yaşamak için değişmen de lazım...
Mesela ben yıllarca adını koyamadığım bir endişe hissi ile yaşadım. Sağlığımı, sevdiklerimi, sahip olduklarımı kaybetme endişesi...
Psikoloğa gittim, olmadı. Ondan sonraki altı psikolog da yardımcı olamadı.
O zamanlar falımda "10 yıl sonra Pentagon'da yoga öğreteceksin" çıksa, güler geçerdim...

TEDİRGİNLİKTEN SIKILDIM
30'lu yaşların başı; art arda ağır kayıplar yaşadığım bir dönemdi. İşin garibi; hayatımın kontrolünün elimde olduğu hissi bıçak gibi kesildiği o dönemden sonra bende hayata karşı bir rahatlama hissi oluştu.
Ama boşvermişlik değil...
Sonra ne olduysa, gelişen olaylarla kendimi daha farklı tecrübe etmeye başladım.
Koşullarım nasıl hissettiğimi dikte etmemeye, yetersizlik hissi hayata karşı tavrımı yönlendirmemeye başladı.
Alıştığım kabuktan çıkabildim.
Nasıl becerdiğimi bilmiyorum; belki okuduğum kitaplardan, seyrettiğim filmlerden etkilendim. Belki yetersizlik hissinden ya da tedirgin yaşamaktan sıkıldım. Belki değer verdiğim birini kaybetmemek için otokontrolü hafifletmeyi öğrendim.
Karşılanmamış ihtiyaçlar, feda edilmiş arzular ve fantezisini kurduğum bir hayat!
Belki arzu ettiğim hayatın fantezisini yaşamaktansa, kendi hayatımı yaşamanın değerini anladım.
Belki bu hayatı komplike yaşamaya gerek olmadığını fark ettim. Ve taşıdığım gereksiz yükleri bırakıp gerçekten yapmak istediklerime yöneldim. Başkalarına verdiğim aklı, biraz da kendim için kullanmaya başladım. Asıl kontrolün 'her şeyin istediğim gibi olması' değil, hayata esnek bakabilmek olduğunu fark etmenin üzerimdeki olumlu etkisi ile içime bir güven hissi yayılmaya başladı.
Belki beynimle çözmeye çalıştığım hayatı biraz da kalbime teslim ettim.
Belki de ben bir şey yapmadım ve değişim kendiliğinden kapımı çaldı. Ben de kapıyı sonuna kadar açtım.

NASIL YAŞADIĞINIZ ÖNEMLİ
Demek istediğim...
Değişmek; öğrenilmesi gereken bir teknik ya da uygulanması gereken bir plan değil, bir benimseme şekli.
Ama 'gerçek' ile kırılgan ilişkisi olanlar, benimsemekte güçlük çekiyor.
Zor bir dönemdeyseniz, hayata tekrar sarılmak için kendinizi iyi hissetmeyi beklemeyin. Epey uzun bir bekleyiştir o!
Kendinizi iyi hissedeceğiniz bir sonraki ana, ancak yola devam ederseniz ulaşırsınız. Önemli olan nasıl yaşamak istediğiniz değil; nasıl yaşadığınız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA