Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Ayağınız yerden kaydığında...

Son zamanlarda yaşadığımız sorunlar ve kayıplarla ülkeyi genel bir cinnet hali sarmışken eminim ruh sağlığını korumak isteyenlerin sayısı da artıyordur.
Kalbim, hâlâ Soma için sızlarken bir yandan da düşünüyorum...
Hayatının bir döneminde haksızlıktan, ödün vermekten, kaybetmekten ve ızdırap çekmekten nasibini almamış bir kişi tanıyor musunuz?
Hepimiz kolay yolu istiyoruz ama bu dünyaya gelirken oyunun kurallarında 'kolay' yazılmamış maalesef. Bazen ayağımızın altında yer kayıyor...
Hayata bakış şeklimizi bir anda değiştiren şeyler genellikle kötü olaylardır. Gecenin yarısında gelen bir telefon, kazalar, işinizi veya sevdiğiniz birisini kaybetmek ya da doktordan alınan haberin şoku... Sıkı sıkıya tutunduğun, emin olduğun şeyler bir anda hayatından yok oluyor. Sağlığını, paranı, inancını, güvenini kaybediyorsun.

GÜÇLÜ OLMAYI ÖĞRENİYORUZ
Kimse hayatta bu noktada olmak istemez ama oluyor işte...
Acı çekiyoruz, hüsrana uğruyoruz, isyan ediyoruz, kendimizi kapatıyoruz.
Bazen gerçekler yüzünden, bazen gerçeklere bakış şeklimiz yüzünden...
Bazılarımız katılaşıp masumiyetini kaybediyor.
Ve bunu güçlü olmak ile bir tutuyorlar...
Bazılarımız ise daha güçlü, esnek ve duyarlı olmayı öğreniyor.
Aslında tam da o noktada hayat sana çok şey sunmaya başlıyor; o zamana kadar fark etmediğin potansiyelin gibi... Ya da aslında düşündüğünden ne kadar daha çok dayanıklı ve esnek olabildiğini görüyorsun...

MÜTEVAZI OLMALI
Büyük bir kayıp yaşadığınızda, önce gücünüzü etraftan toplamaya çalışırsınız ama sonuçta siz yalnızsınız.
İçinde bulunduğunuz durumla yüz yüze gelecek, kabullenecek veya mücadele edecek olan sizsiniz; ne eşiniz, ne anneniz, ne arkadaşınız, ne doktorunuz... O durumda sizin kendiniz için yapabileceğinizi, kimse sizin için yapamaz. İşte bu insana çok büyük bir iç güç veriyor.
Çünkü ilk defa problemlerden kaçarak yaşamak yerine, problemin üstüne giderek yüzleşiyorsunuz, edindiğiniz tecrübenin sizi değiştirmesine izin veriyorsunuz, bedeniniz ve varlığınızla barışıp kendinize ve çevrenize şefkat duymaya başlıyorsunuz.
Bu olağanüstü değişime iç gücünüzü keşfetmenin rahatlığı diyebiliriz.
Benim hayatta en takdir ettiğim insanlar; haksızlıktan ve kayıptan nasibini aldığı halde mütevazılığını ve masumiyetini kaybetmemiş olanlar... Naif oldukları için değil; şefkat ve anlayış kaslarını 'her şeye rağmen' ısrarla çalıştırdıkları için...
Zor şartları yumuşatacak yollar bulabilen bir sistemimiz var.
Kalbinizi açık tutmak, dış dünyanın size yapacağı bir şey değil, sizin yapmanız gereken bir şey...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA