Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

O zaman şarkı ‘söylememek’ lazım!

Tiyatroda son iki sezon müzikli oyunlar yılı oldu neredeyse. Geçtiğimiz sene 7 Şubat'ta ilk kez seyirciyle buluşan ve bir yılda 50 kez sahnelenen Alice Müzikali'nin küçümsenmeyecek başarısı bazı topluluklara da cesaret verdi sanırım. Son dönemde müziklerin öne çıktığı pek çok oyun var. Bunlardan biri de Most Production'ın Gökçe Bahadır ile Burak Sevinç'in başrolünde yer aldığı 'İzmir'in Kızları'.
Öncelikle müzikli oyunlarda kadınların erkeklerden daha başarılı olduğunu söylemeliyim.
Şarkı söyleyip dans edebilen oyuncu sayısının erkeklere oranla daha fazla olması ve bu kadınların erkeklere oranla daha fazla akılda kalması, sadece bizim ülkemize has bir durum değil sanırım. Zaten sektörü son dönemde domine eden isimlere bakın… Serenay Sarıkaya, Gökçe Bahadır, Didem Balçın, Hande Subaşı, Tülay Günal, Birce Akalay ve Pelin Akil… Akılda kalmamaları tesadüf olmasa gerek.
Eğlence sektörünün duayen ismi Mustafa Oğuz'un yapımcılığında hayata geçen 'İzmir'in Kızları', 24 Ocak'ta seyircisiyle buluştu. Oyunda aslında esas başrol Sezen Aksu şarkıları… Sağ sol çatışmalarının yaşandığı 1980'li yıllarda geçen bir dönem hikâyesi Sezen şarkılarıyla birleştirilmiş. Serdar Saatman'ın yazdığı oyunu, Gaye Cankaya yönetiyor. Koreografisini Selçuk Borak'ın üstlendiği oyun kalabalık kadrosuyla dikkat çekiyor. Bahadır ve Sevinç'in yanı sıra ekipte Olgun Toker, Derya Alabora, Parla Şenol, Nihan Büyükağaç ve Seda Akman yer alıyor.

BİR TEK BAHADIR YETER Mİ?
Genel olarak Gökçe Bahadır'ın hem sesi, hem de oyunculuğuyla ön plana çıktığı oyun, maalesef bazı olumsuz özellikleriyle akılda kalıyor. Örneğin, metin çok zayıf ve akıcı değil. Siyasi görüşü sebebiyle haber bile vermeden gittiği sevgilisine yıllar sonra geri dönüp onun sevgisini kazanmaya çalışan Bahadır ile Sevinç'in aşkı geçmiyor seyirciye... Oyunun kadrosunda da sorun var ne yazık ki... 63 yaşındaki Parla Şenol'un, 60 yaşındaki anneanneyi oynayan Derya Alabora'nın kızı rolünde olması ya da Seda Akman'ın Gökçe Bahadır'ın annesini oynaması pek ikna edici değil. Ayrıca şarkıların ön planda olduğu bir müzikli oyunda Bahadır ve Sevinç dışında şarkı söyleyebilen kimsenin olmaması da büyük handikap. Hele Olgun Toker'in cesaretine hayran kalmamak elde değil. Hiç ses yokken böyle bir işte rol almak nasıl bir şans... Seçmelerde provalarda yapımcı ve yönetmenin kendisinde gördüğü yeteneği ne yazık ki biz göremedik… Keşke biraz daha prova yapılsaymış. Oyunun dijital efektleri, uygulanan video mapping sistemi ise çok başarılı.
Netice itibariyle sırtını Sezen şarkılarına dayayan, ancak onu da başarıyla yapamayan oyuna çok da büyük bir beklentiyle gitmemek gerek. Bir eleştiri de bilet fiyatlarına. Birinci kategori bilet fiyatı; 330 lira. İki kişi gitsen 660 lira. Konuyla alakalı en güzel yoruma bir forum sitesinde rastladım: 'Hamile eşime sürpriz yapayım diye bilet fiyatlarına baktığım oyun. O fiyatlara üç boyutlu ultrason çektiriyoruz biz.'
Müzikli oyun bu akşam, yarın, 21 ve 22 Şubat'ta Uniq Hall İstanbul'da.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA