Gazeteleri karıştırırken Sertab Erener'in yeni sevgilisinden bahseden manşete aklım takıldı: 'Yeni sevgilisi 20 yaş küçük!' Aman ne fiyakalı manşet sevgili okurum!
İddialısınız gençler ama ben bu burun kıvıran manşeti hiç mi hiç sevmedim, ne yalan söyleyeyim.
Adeta Sertab'a 'Olmadı, çek elini çocuktan' der gibi, hesap sorar gibi! Yahu bir durun, bedenimiz bu topraklara basalı kaç yıl geçmiş kimin umurumda? Sertab'ın ruhu 25'den gün alıyor henüz. Sizinki kaç?
Neyse ki Sertab'ın bunu salladığını hiç sanmıyorum. Gazeteleri açtığında şaşırıp kendini paralayacak mı? Yok canım asla! Ee kimliğinde yaşını da küçültüp gezmiyor ya, o zaman sakinleşelim gençler...
Gazetelere her gün atılan, o yaratıcılıkta sınır tanımayan manşet mevzularının hastasıyım, hatta o kadar yaratıcılar ki Soho House'a üye olabilecek 'kreatiflikteler'; ne yalan söyleyeyim! Ben Sertab'ın yanındaki beyefendiyi, müzisyen arkadaşımızı görünce daha sevimli manşetler aklıma gelmişti. Ha haberi okutturur mu bilmiyorum ama daha az acıtacak magazinsel lezzette... İşte örnek manşetler: 'Sertab şarkılarına ilham verecek prensini buldu.' (Kabul çok masum, ama müzisyen ya, yeni besteler yaparlar beraber; Emre (Kula) çalar, Sertab söyler. Kulağa hoş gelmiyor mu?) 'Sertab'ın gençlik sırrı bulundu.' (Sertab'ın kök hücre mevzusundan sonra zamanı durdurmasına atıfta bulunmak için böyle bir manşet atılabilir.) 'Sertab, Demir defterini kapattı.' (Bence en yerinde manşet bu olsa gerek. Bu ilişkinin Demir'e nispet olduğunu düşünenler olacaktır illa ki ama nafile, o defter kapanalı çok olmuş, çok.) Hadi mutlu ol sen Sertab!

Defile aşıklarından Boğaz aşıklarına

Geçtiğimiz hafta Fashion Week İstanbul'a 'Yerli Kimye' (Kim Kardashian ve Kanye West) olarak katılmak pek havalı hareketti.
Hatta kocayı evde bırakıp gelen moda meraklısı kadınlarımız, 'Aman Allah'ım yarına benim kocayı mevzuya uygun giydirip kolundan tuttuğum gibi ön sıraya, yanı başıma koymalıyım' diye hayıflanmış.
Ee moda haftalarının da bir trendi, bir raconu var, bugüne kadar kadın kadına boncuk gibi dizilenler, bir sonraki moda haftasına kadar hazırlıkta! Kocanın spor salonlarında kaslarını şişirip son model kılık kıyafeti gardırobuna dizip poz çalıştıracakmış.
Aman ne ala! 'Aşkım elimi tut, modaya olan merakını ifade et, aman ilgisiz durma' tembihlerini de unutmayalım. Vaktiniz var, rahat olun canlarım, şimdi siz o ahenkli moda haftası gelene kadar tutun kocanızın elinden, derin bir nefes alıp Bebek sahil hattı yürüyüşlerine başlayın... Tempolu yürürken eller ayrılmasın. Bu arada, magazincilere yakalanabilirsiniz; ona göre giyinin, o spor kıyafetlerin özensiz şıklığı mühim konu, benden söylemesi!

Bizim meraklı kızların gündemi

Cambridge Düşesi mi, Konstantinopolis prensesi mi; akıllar gidip geliyor, pek sahiplendik, seviyoruz Kate Middleton'ı. Kabul ediyorum; Kate, Kraliyet Ailesi'nin göz bebeği, bizim kızların da rol modeli. Hamileliğinin sekizinci ayını dolduran Kate, Nisan ayının ortalarına doğru bir kız çocuğu dünyaya getirecekmiş. İddialara göre; ismi de Diana olacakmış ama diyorum ya bu tamamen iddiadan ibaret. Ama bu iddia, şimdiden Kraliyet Ailesi'ni birbirine düşürmüş. Aile içi kriz yaşanırken, William da bu konuda ısrarcı davranırken bakalım son kararı kim verecek; göreceğiz. Benim de isteğim Diana'nın isminin verilmesi tabii ki! Ah kraliçe Elizabeth şimdiden aba altından sopayı göstermiş, neyse elbette kriz çözülür. Kate'in hamile kıyafetleri ile gözler önüne serilen şıklığı ise anne adaylarına giyim kuşam konusunda aydınlatıyormuş ve tüm dünya bu sade, asil stili konuşuyormuş. Valla ben demiyorum, bizim meraklı kızlar diyor.

Atalarımız boşuna dememiş!

Burun kıvırmaya bayılırız, başarıyı alkışlamak yerine iğneleriz, eleştiririz, bu bizim millete mahsus bir şey; iyi olana çamur at! Boşuna atalarımız dememiş; 'Meyve veren ağaç taşlanır' diye... Küçüktüm, kıymetini anlamıyordum atasözleri kitabının, şimdi satır satır okuyup kendime ders çıkarıyorum. Boşuna konuşmamış be adamlar! İnsanoğlu o zamanlarda öyleymiş. Bugün neyse, dün de aynıymışız. Birbirleri ile dertleri bitmezmiş. Bizim Ayşe Hatun Önal'ın başına gelen de o misal. Sen gel dünya listelerine gir, Ricky Martin ile düet yap, birileri çıksın "Özel hayatı ile gündemde" desin. Haydaaa oldu mu şimdi? Görmüyor musun, bu kız daha ne yapsın? Bazen şalterleri indiriyoruz, kendi mutsuzluğumuzun acısını başkalarından çıkarıyoruz. Siz eleştirdikçe, yerdikçe; Ayşe daha da güçleniyor. Şimdi 'Sen neden dertlendin?' diyeceksiniz ama ah aynı durumlar benim başımda da var, ondan be okurum.